Suç, şike mi çete mi? - Rıza Zelyut

Kamuoyunda şike operasyonu diye bilinen soruşturmayı Savcı Mehmet Berk; Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 250. madde kapsamına soktu. Böylece de şike iddiasını; 'Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar' haline getirtti. Zaten Aziz Yıldırım hakkında 'Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla suç örgütü kurup yönetmek suçumdan' (İddianame, s. 385) ceza istiyor .
Ama iddianamede (sayfa 152)  Aziz Yıldırım'ın suçu şöyle anlatılıyor: 'Şüpheli Aziz Yıldırım tarafından oluşturulan suç örgütünün, Süper Lig'de oynanan maçların sonuçlarını Fenerbahçe Futbol Takımı'nın lehine olacak şekilde şike yapmak/teşvik primi vermek suretiyle etkilemek amacıyla kurulduğu ve faaliyet yürüttüğü...'
Şimdi hem Savcı Berk'e, hem de onun iddianamesini kabul eden özel yetkili mahkemeye soruyorum: Aziz Yıldırım'ın suçu hangisidir: 'Haksız ekonomik çıkar sağlamak' mıdır yoksa 'şike yapmak' mıdır?

DOSYALARI ŞİŞİRDİ

İddianameyi dikkatlice okuyunca görüyoruz ki ; Savcı Berk; davayı içinden çıkılmaz hale getirmek için ilgili, ilgisiz hatta gereksiz telefon konuşmalarını yığarak kafa karıştırmaya ve ortada ciddi bir suç varmış izlenimi yaratmaya çalışmış.  Sadece bu da değil. Sayın Savcı, örneğin Can Arat isimli futbolcunun bayan arkadaşı ile yaptığı tamamen özel telefon konuşmasını da dosyaya koymuş. Bu itibarsızlaştırma ile davanın ne ilgisi var acaba?
Bu özensizlik her yerden fışkırıyor. Savcı Berk, biliyor ki  Aziz Yıldırım ve arkadaşlarını suç örgütü gösterebilmek için 'Cebir ve tehdit' uygulaması bulması lazım.  Bu yüzden de bula bula 8 Mayıs 2011'deki Fenerbahçe Mali Genel Kurulu'ndaki olayları buluyor. Ayrıca  Aziz Yıldırım ile kan davalı gibi duran Hakan Bilal Kutlualp, Aziz Yılmaz gibi isimlerin ifadesine sarılıyor. Bu ispatı mümkün olmayan iddiaları Savcı Mehmet Berk öyle yorumluyor ki sanki karşımızda bir kulübün başkanı değil de  Amerikalı meşhur ganster Al Capone var...
Örneğin İlhan Ekşioğlu ile yaptığı konuşmada Aziz Yıldırım, 'Durumlar nasıl'  diye soruyor; Ekşioğlu; 'Gayet güzel, iyi, problem yok.'  cevabını veriyor. İşte bu konuşma bile suç örgütünün delili gibi gösteriliyor.

OLGUN PEKER NE DEMİŞ

Savcı Berk; Olgun Peker üstünden giderek Aziz Yıldırım'ı çete lideri gibi göstermeye çalışıyor ama belli ki Olgun Peker, Aziz Yıldırım'ı istemiyor. Bakın 07.04.2011 tarihinde Olgun Peker ile İlhan Yüksel Ekşioğlu arasındaki konuşmaya:
Olgun: Aziz Yıldırım artık yaşlandı; yeni başkanlar lazım artık bu ülkeye.
İlhan: Valla gittikçe gençleşiyor.
Olgun: Beklemeyelim mi boşuna?
(Bakınız: Tape 2021)
Bu konuşma gösteriyor ki Olgun Peker; Aziz Yıldırım'ın bir an önce o görevden gitmesini beklemektedir. Savcı Berk; neden bu gerçeği görmezden geldi dersiniz?

YA İNCE İŞLER
Fenerbahçeli yöneticilerin her konuşmasını suç örgütünün cebir ve şiddete dayalı eylemleri gibi gösteren Savcı Berk; iş Trabzon'a gelince 'Trabzonspor Kulübü merkezli yapılan teşvik primi girişimleri' başlığını (sayfa 367) kullanarak birden bire işi 'girişim' ile sınırlıyor.
Ben burada  Trabzonspor adına yürütülen o girişimleri sorgulayacak değilim. Ama Fenerbahçe tarafının yaptığı da aynı şey. Birisini cebir ve şiddete dayalı çete yapacaksın; kesinmiş gibi hükmedeceksin, öbür tarafı 'girişim' kabul edip hafifleteceksin.
İşin içine iddianameden çıkartıldığı söylenen tapeleri de sokmuyorum...  Trabzon'a el altından verildiği söylenen 6 milyon dolar da benim işim değil. Trabzonspor yöneticisi Nevzat Şakar ile eski belediye başkanı Volkan Canalioğlu'nun AKP üzerinde baskı kurarak neticeye gitme konuşmalarını da...  Ama Şehircilik Bakanı Sayın Bayraktar'ın, 'Kupayı  Trabzon'a getirmek için çok ince ayarlı çalışma yapıyoruz' sözünün bu davayı CMK 250'ye sokmada etkisinin olup olmadığını çok merak ediyorum.
Adil olalım... Aşağıda mahkeme var ise yukarıda da Allah var.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget