Dr. Mengele, okul müdürü kılığında Yakutiye’de hortladı! - Mustafa Mutlu

Faşizmin bir “Dr. Mengele”si eksikti; o da Erzurum’un Yakutiye ilçesinde ortaya çıktı...
Josef Mengele tıp doktoruydu. Hitler’e yaranmak için “saf Alman ırkı yaratmak” gibi bir çılgınlığın peşine düşmüş ve vahşi deneyler yaparak binlerce Yahudi’nin ölümüne neden olmuştu.
Bizim Mengele ise, öğretmen.... Daha doğrusu okul müdürü...
***
Yakutiye Emniyet Müdürlüğü, ilçedeki adli olayların azaltılması için alınabilecek önlemleri tartışmak amacıyla bir toplantı düzenlemiş...
İlçenin bütün ileri gelenlerinin davet edildiği toplantıda söz alan Dumlupınar İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Aydın, insanın kanını donduran şu sözleri söylemiş:
“Çocuklar bir defa genellikle hırsız... Aile ne ise, çocuğu odur. Suça meyilli çocukların yüzde 90’ının ailesi, sosyal yardımlaşma vakfından aldıklarıyla geçiniyor... Yıllar önce Brezilya’da sokak çocuklarını yok etmek için bir örgüt kurulmuştu. Kusura bakmayın, belki biraz anormal gelebilir ama ben şunu istiyorum: Tıp bu kadar gelişti, yüz nakli yapılıyor. Emniyette suçluların kanını alıp gen haritası çıkarsınlar. Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin.”
Bu sözlerden sonra ne mi olmuş!
Salondakiler gülmüş!
Birkaçı da söz alıp, Mustafa Aydın’a tepki göstermiş...
***
Olayın gerçekten gülünecek bir tarafı yok...
Çünkü bu kafadaki bir adam, yüzlerce çocuğun okuduğu büyükçe bir okulun müdürü.
Ve kendi deyişiyle, o çocukların yüzde 90’ından nefret ediyor!
İnsan ve Çocuk Hakları Evrensel Bildirgeleri’nden habersiz olduğu için; tamamını “doğuştan suçlu” buluyor...
Hukuktan habersiz, “suçun şahsiliği” ilkesini bilmiyor!
Ve en önemlisi; görevi çocukları sevmek ve en iyi şekilde yetiştirmek olduğu halde; o, “daha yürümeden öldürülmelerini” önerebiliyor...
Üstelik bu sapkın fikre; emniyetin düzenlediği bir toplantıda savunabilecek kadar inanıyor!
Diyeceksiniz ki, “İmamın gençliğe ‘Kin güdün’ dediği yerde, cemaatten böyle kindarlar çıkmış, çok mu?”
Orasını bilemem...
Tek bildiğim; geleceğimiz olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz eğitimcilerin kalitesindeki akıl almaz düşüş...
***
Faşizm de genlerden kaynaklanan bir hastalık mı bilmiyorum...
Ama eğer bu konuda dünyanın herhangi bir yerinde bilimsel bir araştırma yapılıyorsa, kobay olarak Dumlupınar İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Aydın’ı kullanmalarını öneriyorum.
*****
DOĞRUSU!

Dumlupınar İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Aydın’ın önerisi, dünyada da birçok kez tartışılmış...
Klonlanmış koyun Dolly’nin mucidi olan genetikçi Dr. James Watson, bu konuda şunları söylüyor:
“Evet, kötü davranışa neden olan genler vardır. Fakat bireyin davranışları; genetik ve içinde büyüdüğü çevresel faktörlerin bir bileşkesidir. Bir çocuk sadece genleri nedeniyle suça eğimli, iyi, kötü, çalışkan ya da tembel değildir. Kişiliğin oluşmasını çevresel koşullar sağlar...”
Yani çözüm, ailesinde suçlu bulunan çocukların imha edilmesinden değil, onlara insanca yaşam olanaklarının sunulmasından ve hepsinden önce de “iyi” eğitimcilerin ellerinde yetişmelerinden geçiyor...
*****
GÜNÜN SORUSU

Sorum, kamuoyundan gelen tepkiler üzerine Dumlupınar İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Aydın’ı açığa alan Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine:
Ya bu adam konuşmasaydı da projesini bizzat hayata geçirmeye çalışsaydı, işleyeceği cinayetlerde sizin sorumluluğunuz olmayacak mıydı?
*****
Katliamı 19 yıl gizle, sonra konuşup ‘kahraman’ ol!

Eski Batman Valisi Salih Şarman, Fethullah Gülen cemaatinin yayınladığı dergiye konuşmuş ve 11 kişinin öldürüldüğü bombalı saldırıda polisin gözaltına aldığı bir kişiyi, MİT’çi olduğu için serbest bırakmak zorunda kaldıklarını söylemiş...
Sözünü ettiği olay 19 yıl önce meydana gelmiş... Eski Vali, olayı şöyle anlatıyor:
“Batman merkezine yakın bir köyümüz koruculuğu kabul etmişti. Bir hafta sonra şehir merkezinden o köye kalkan minibüslerin durağını TNT kalıplarıyla patlattılar. 11 kişi öldü o olayda. Kolları, bacakları bahçelerden topladık. 5 dakika sonra patlasaydı en az 50 ilkokul çocuğu ölecekti, çünkü okul dağılacaktı. Emniyet İstihbarat çok iyi çalıştı ve bomba koyan kişiye ulaşıldı. Saldırının faili olarak teknik takibe yakalanan kişi MİT elemanı çıktı. Bu, kurumlar arasında gerilime sebep oldu. MİT’in bu durumdan rahatsız olması üzerine dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan kalkıp Diyarbakır’dan geldi. Toplantılar yapıldı. Konuyu devrettim...”
***
Sayın Şarman’a çok basit birkaç soru sormak istiyorum:
Neden o failin (MİT mensubu da olsa) serbest kalmasına direnmediniz?
Bu insanlık suçunun kapatılmasına nasıl göz yumdunuz?
Olayın yargıya yansımasını neden sağlamadınız? Bu sizin göreviniz değil miydi?
Tüm bu nedenler yüzünden, “katliamı karartmak suçu”na iştirak etmiş olmuyor musunuz?

Ve son soru:
On dokuz yıl boyunca susup da, MİT-yargı çatışmasının doruğa çıktığı bir dönemde, neden bu açıklamayı bir cemaatin dergisine yaptınız?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget