Her ülkenin amaçlan İle tutarlı bir dış politikası olmalı, zikzaklar çizilmemeli, söylemlerle eylemler arasında çelişki bulunmamalıdır. Dış politikada takıyye yapılmamalı; dış politika, oy devşirme aracı olarak da kullanılmamalıdır.
Gittiğim ülkelerde olabildiğince Türkiye ve Türkiye'nin yönetimi, yöneticileri hakkında görüşleri öğrenmeye çalışıyorum. Az sayıda kişinin görüşünü alarak genelleme yapmak hatalı olabilir. Bunun bilincinde olmakla beraber, Beyrut'tan bazı izlenimlerimi aktarayım.
Beyrut içinde ve çevresinde Ermeni yerleşim bölgeleri var. Ermenilerin el becerileri yüksek, maden ve taş işçiliği İnce ve zarif, lokal bir rehberle şehri ve çevreyi gezdiğinizde, sizi Ermeni yerleşim bölgelerine götürüyorlar. Ermenilerin el sanatları, geziye bir de çekicilik katıyor, belki övünç nedeni de oluşturuyor. Yine genelleme yapmayayım ama Ermeniler Türkçelerini unutmamışlar. Türkçe konuşup anlaşmak mümkün oluyor. İnsanlar arasında köken, din ayrımını yapay bulurum. İnsan, doğadaki memeliler sınıfının belli fiziki özellikleri olan bir türüdür. İnsanlar arasında çekişme, savaş ne ölçüde doğal? Hele hele Türklerle, Rumlar ve Ermeniler arasındaki zaman zaman düşmanlığa varan çekişmeye bir anlam vermek zor. Davranış benzerlikleri olan, aynı bölgenin insanlarıyız. Emperyal güçlerin ayartısına (iğvasına) kapılmamamız gerekiyor. Çekişmenin, düşmanlığın anlamsızlığını vurgulayacak, toplumları ikna edecek gerçek toplum önderlerine gereksinim var.
***
Konuştuğumuz birkaç taksi şoförünün, Sayın RTE hakkındaki izlenimlerini de aktarayım. Erdoğan, yakın bir geçmişe kadar bir kahramandı. (Kullandıkları İngilizce sözcük hero). Ancak Erdoğan'ın ABD çizgisinde, yörüngesinde politika izlediği izlenimi, görüşleri değiştirmiş. Türkiye'nin çekişmeler karşısında tarafsız kalması gerektiğini savunanlar var. Sayın Erdoğan hakkında görüş, izlenim değişikliği, ilkeli ve tutarlı davranışın önemini gösteriyor. Kişi, biranda kahraman görüntüsünden ABD'nin sözcüsü durumuna düşebiliyor.haberguncel.blogspot
İsrail, bir Ortadoğu ülkesi gibi değil de, emperyal güçlerin Ortadoğu çıkarması, çıkıntısı olarak görüldüğü ve/veya hareket ettiği sürece.
Ortadoğu'da bansın sağlanması olanaksız gibi. Yaşanan olayları emperyalizme bağlamak, emperyalizmle açıklamak, belki bir tür saplantı, sabit bir fikir gibi görülebilir. Ancak olayları ve ABD'nin genişletilmiş Ortadoğu Projesi'ni açıklamak da gerekiyor. ABD nin Ortadoğu'da denil etkili olmasının amacı ve nedenlerini,farklı duşüncerlerce de ortaya konulması beklenir. Uluslararası siyasal ve ekonomik Arap örgütünün, ABD güdümünde olduğu, bölge halklarının çıkarlarından çok, emperyal güçlere, özellikle ABD'ye gizli ya da açık hizmet verdikleri gerçektir.
***
Türkiye gerçekten komşularıyla sıfır sorun yaşamak, Ortadoğu'da örnek ve etkili bir ülke olmak istiyorsa, ilkeli olmalı, ilkelere koşut politikalar izlemeli, davranış göstermelidir. Emperyal güçler güdümünde olan veya bu izlenimi veren ülke, saygınlık ve başarı kazanamaz. Dış politikada gösteri, şov yapmak da anlamsız ve tehlikelidir. Gösteri, sizi lider hatta kahraman konumuna getirse de bunu sürdürememek, hayal kırıklığına, tümüyle olumsuz yönde izlenim ve değerlendirmelere yol açar.
Güçsüzlük, acz, biz kimiz, ne yapabiliriz duygusuna kapılmak da, kendini dev aynasında görmek de tehlikelidir. Gerçekçi olmak, toplumun moral gücünü yüksek tutmak gerekir. Bilim, teknoloji, sanat hatta spor alanındaki basanlar, moral gücü yükseltir: Uzay araştırmalarının moral güç katma, üstünlük duygusunu uyandırma yönleri de gözden uzak tutulmamalıdır.
Türkiye, ABD güdümünde görüntü vererek, AB kapısında bekleyerek, din, imam hatip ağırlıklı eğilime yönelerek, ne itibar kazanabilir ne de etkili olabilir.
Türkiye'nin bölgede tarihten de gelen bir itibarı vardır. Antiemperyalist, bağımsızlıktan yana, Ortadoğu'nun olanakları Ortadoğu halkları içindir şeklinde özetlenebilecek bir politika ile Türkiye'nin bölgede itibarı daha da artar;
Ortadoğu'ya istikrar gelmesine de katkıda bulunur .
Öztin Akgüç/Cumhuriyet
Yorum Gönder