Doğubeyazıt ilçesi C.Savcısı Hakan Kılıç, eşi Arife Hanım ve 5 yaşındaki çocuklarının gözleri önünde öldürüldü. Katil zanlısı yüzünü kapatmıştı. Zanlı B.B.’nin Savcı Kılıç’a ateş ederken “adalet öyle olmaz böyle olur” dediği görgü tanıkları tarafından duyulmuş .
Aşiret yapısı, örgütsel bağlantısı olan, İran’da akrabaları bulunan bir kişiyi yakalamak zordur. Katil zanlısının hem terör örgütü, hem de aşiret bağı var. Başsavcı İbrahim Ethem Tatar da, jandarma ve emniyet yetkililerinin de katil zanlısının yakalanması için geçce-gündüz gayret içinde olduklarını, ancak istenen bilgilere ulaşamadıklarını da öğreniyorum. Çünkü, o kritik ilçede insanlar can ve mal güvenliği tehlikeye girer diye bildiklerini bile anlatmıyorlar.
İran’da akrabalarının yanında mı?
O yapı içerisinde istihbarat alınması çok zor olduğu gibi, tetiği çeken kişinin İran’a gitmiş olabileceği de hiç göz ardı edilmiyor. İran makamlarıyla da bu konuda temaslar sürdürülüyor. Nitekim, bu kişi İran’a gitmiş olsa bile ya terör örgütünün kampına ulaşmıştır, ya da o bölgede akrabalık bağı olan kişilerin yanına yerleşmiştir.
Güvenlik birimlerine, katil zanlısının yakalanması için insanların yeterince yardımcı olmadığını belirtiyoruz ama bazıları da “yardım” adı altında başka hesaplar peşinde. Bakıyorsunuz, ihbar geliyor, ancak konuyu araştırdığınızda ihbarcının, aralarında husumet olan kişiyi zor duruma düşürmek için polisi, jandarmayı adeta “tetikçi” gibi kullanmak istedikleri anlaşılıyor.
Doğubeyazıt’ı görmeyenler, yapıyı bilmeyenler olup bitenler hakkında hüküm vermeye çalışıyor. Bu ilçenin, İran sınırına uzaklığının bir saat olduğunu, kaçan adamın yakalanmasının da çok zor olduğunu belirtelim. Savcı Çelik’in katilinin yakalanırsa bu gerçekten büyük başarı olacaktır…
Sınırlı olanaklarına rağmen, görevliler çalışıyor. Yeri geliyor, aşiretin önde gelen isimlerinden birisine, zanlının yakalanmasına yardımcı olması için yalvarıyorlar. Doğubeyazıt’ın “İyi insanları” da utançlarından yargı mensuplarının, kamu görevlilerinin yüzüne bakamıyorlar. Orada, görev yapanlar için “her günün yıl gibi yaşandığını” belirtirsem bu yaşanan sıkıntıları anlatmaya belki yeter…
Nerede bu ilçenin Mobese sistemi?
Doğubeyazıt 80 bin nüfusludur. Terör örgütünün en çok önemli verdiği ve “hakim olmak” istediği ilçelerden birisidir. Türkiye’nin ikinci büyük sınır kapısı olan Gürbulak bu ilçe sınırları içindedir. Yasal ya da yasıdışı giren-çıkanın haddi hesabı yoktur.
Dahası, farklı istihbarat örgütlerinin merkezidir. Bilgiler burada derleniyor, merkezlerine buradan geçiyorlar. İran’daki gelişmeleri bazı istihbarat kuruluşları Doğubeyazıt’a karargah kurarak öğrenmeye çalışıyor. Rantın yüksek, gümrük kaçakçılığının da hayli yoğun olduğu bu ilçede sanırsınız ki yüce devletimiz de her şeyi buna göre planlamış, her türlü önlemi almıştır.
Bugün Anadolu’nun hangi ilçesine gidersiniz gidin “Mobese sistemi” olduğunu görürsünüz, öğrenirsiniz. Mobese’ye yakalanmamanız neredeyse imkansızdır. Ancak, az önce özelliğini saydığım Doğubeyazıt’ta ne plaka takip sistemi, ne de Mobese sistemi bulunmuyor. Bu kadar kritik ve duyarlı ilçenizde bunlar bulunmayacak, siz de katil zanlısının hemen yakalanacağını bekleyeceksiniz. Kimliği bilinmesine rağmen zanlının 20 gündür yakalanamadığını da hatırlatalım..
Orada 230 polis var
Doğubeyazıt’ın kritik özellikleri dikkate alınmamış. Bakıyorsunuz nüfusu Doğubeyazıt’tan küçük olan illerde 2 bin civarında polis görev yapıyor. Tabii ki böyle bir durumda, Doğubeyazıt’taki polis sayısını merak ediyorsunuz. Bir polis memuruna sordum, “Hepimiz 230 kişiyiz. Bunun izinlisini, raporlusunu dikkate aldığınızda gün içinde ancak 100-125 kişi görev yapıyor demektir. Sayımız çok yetersiz. Ama bizi duyan kim?” diyor.
Ankara’dan “Savcının katili zanlısını bir an önce yakalayın” deniliyor. C.Savcısının şehit sayılıp sayılmayacağına Sosyal Güvenlik Kurumu’nun hala karar veremediği dile belirttim. SGK yetkilileri ise daha acı bir durumu bildirdi: Bize isetidğimiz belgeleri bir türlü tamamlayıp göndermiyorlar ki işlemleri bitirelim…”
Gerisi teferruat…
Yorum Gönder