Çözüm ‘Alın Paranızı’ Demekte mi? - Orhan Birgit

Son genel seçimde, Barış ve Demokrasi Partisi'nden 5, Cumhuriyet Halk Partisinden 2 ve MHP'den de 1 milletvekili, öteki 542 parlamenter gibi halkın özgür oylarıyla TBMM üyesi olmaya hak kazandılar Kimi KCK; kimi de Balyoz ya da Ergenekon adlı “terör örgütleri”nin mensubu olarak gösterildikleri için 12 Haziran gecesi sandıklar açıldığı zaman Diyarbakır ya da Silivri'de tutuklu bulunuyorlardı .
On beş yıl milletvekilliği de yapmış; az çok mürekkep yalamış bir kişi olarak ben, CHP'den Mustafa Balbay ile Mehmet Haberalın; MHP'li Engin Alan'ın ve BDP üyeleri Gülser Yıldırım, İbrahim Ayhan, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız ve Kemal Aktaş'ın seçim sonuçları kesinleştiği anda, tutuklu bulundukları cezaevlerinin cumhuriyet savcılarına başvurarak özgür birer yurttaş olarak aramıza karışacaklarını zannediyordum.
Böyle düşünen yalnız ben de değildim. O seçimde CHP'den İstanbul Milletvekili seçilmiş olan Oktay Ekşi arkadaşım da benim gibi düşündüğü için olmalı; Silivri'ye gidip İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ile İstanbul Milletvekili Prof. Dr Mehmet Haberal'ın tutukevi adını taşıyan zindanlardan çıkışlarına tanıklık yapacağını söylemişti.
Oysa, 1960 öncesinde gazeteci Hüseyin Cahit Yalçının milletvekili seçilerek özgürlüğüne kavuşmuş olmasından yola çıkarak böyle düşünenler;
O yıllarda DP'nin iktidar, merhum Menderes'in Başvekil olduğunu; ama günümüzde iktidar da olan AKP'nin lideri Erdoğan'ın Başbakanlık koltuğunda oturduğunu unutmuş olmalıydık.
Seçmen o 8 yurttaşını milletvekili seçmişti. Ama Erdoğan, bu 8 kişiyi aday gösterenlerin, onlar seçilmiş olsalar bile demir kapılardan başlarını dışarı çıkartamayacaklarını hesap etmedikleri için vebale katlanmalarını düşünüyordu.
O öyle düşündüğü için de kimse bir başka çözümü beklememeliydi! Zira merhum Başvekil için güç sahibi, isterse odunu bile milletvekili seçtirecek olan halkın kendisiydi. Günümüzün Başbakanı'nın güç bende diyen bir söylemin sahibi olduğunu bazen unutuveriyorduk.
"Bu arkadaşlar da tıpkı bizler gibi halk iradesiyle milletvekili oldular. Kimse onları bir dakika bite içerde tutamaz" diyemedi 542 sayın üyenin biri bile... (Aslında iktidar partisinden seçilmiş bir kişi Tanrı'nın rahmetine kavuştuğu İçin tam sayı 541 olacak.)
TBMM'nin en deneyim sahibi üyesi olması gereken bugünkü Meclis Başkanı Cemil Çiçek, o 8 tutuklu parlamenterin Genel Kurul sıralarındaki koltuklarına oturup içtüzüğün kendilerine verdiği hakları kullanmalarını bir türlü sağlayamayınca, çözümü Sayıştay'dan aldığı görüşte bulmuş.
Tutukluluklarının kalkması İçin şayet mevzuat engeli varsa, tek maddelik bir yasa çıkartalım diyebilseler sorun yine çözülecek. Ama o tek maddelik yasa için gerçekte tek parmağın sahibi olan tek adamın onayı gerekeceğini Cemil Bey de çok iyi biliyor. Ve o yüzden de Sayıştay'ın "kendi iradeleri dışında parlamento görüşmelerine katılamadıktan için devamsız saymak olanaksızdır" şeklindeki fetvasına sarılarak geçmiş ödenekler dahil, 8 tutuklu milletvekili için maaşlarının verilmesine yeşil ışık yakılmış oluyor.
Bu 8 milletvekiline milletin meclisinin kapısını açamasa bile "Adın paranızı oturun hücrelerinizde. Daha ne yapmamızı bekliyorsunuz ki" diyebilen bir kafa halkın oylarıyla iktidar nimetlerinden nemalanıyor!
Uludere'de kendi uçaklarımızın yanlış istihbarat sonucu bombardımanıyla öldürdüğümüz yurttaşların ailelerinin acılarını "alın size deste deste para" diye onaracağını, sorumluların yakasına yapışmaya gerek olmadığını sanan Sayın Başbakan....
Sizler gibi halkın özgür oyları ile parlamentoda milletin vekilliğini yapma hakkını kazanmış o 8 yurttaşın sizden kan parası değil, haklarının tanınmasını beklediğini unutmayın....

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget