CHP nasıl olmalı? - Melih Aşık

CHP’nin çifte tüzük kurultayı yarın başlıyor… Kurultaydan mevcuda göre daha demokrat bir tüzük çıkacaktır kuşkusuz…
Ancak CHP’nin sorunu tüzükten çok programdır… Siyasi çizgidır…
CHP’nin kuruluşundan gelen tutarlı ve özgün bir ideolojisi vardir .
CHP anti – emperyalisttir, ulusal egemenlikten yanadır, halkçı ve devrimcidir.
Yeni dünya düzeni CHP’nin işte bu ilkelerinden rahatsızdır…
O yüzden parti özünden uzaklaşması için yıllardır telkin ve baskılara uğruyor.
Bir önceki genel başkan kaset darbesine kurban gitti.
Yeni genel başkan eski çizgiyi terk etmeye çalışırken yenisini tutturamıyor.
-  Sağa açılarak oy oranını artırma gibi, başarısızlığı kezlerce kanıtlanmış bir fanteziye bel bağlayarak oy yitirmeyi sürdürüyor.
-  “CHP’nin çatışmacı imajını ortadan kaldırma” gibi kerameti kendinden menkul bir gerekçeyle AKP politikalarının peşinden sürükleniyor.
-  Verdiği önergelerden bir tanesi bile sonuca bağlanmadığı halde Meclis çalışmalarıyla sınırlı bir muhalefet yürüterek kitleleri uyutuyor.
-  Yurttaşların HES’lere, maden talanına, doğa kıyıma karşı verdiği mücadeleye destek olmuyor… Sermayeye var gücüyle omuz veriyor.
-  Kendi milletvekillerini hapisten kurtarmaya bile gayret göstermiyor.
-  Anayasa değişikliği çalışmalarına katılarak, AKP’nin ülkeyi dinselleştirme çabalarını meşrulaştırıyor.
-  Laiklik konusunda duyarlık göstereceği yerde laiklik tehlikede değil diyerek kendini ve toplumu uyutuyor.
Partinin özgün, tutarlı, çağdaş bir politik çizgisi olmayınca kadrolar savruluyor. Her kafadan bir ses çıkıyor.
CHP’nin sorunu budur…

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Esad Suriye’yi
hapishaneye çevirdi” demiş.
Kendileri Türkiye’yi henüz tam çeviremediler ya,
ona hayıflanıyor olabilir!
Fahrettin Fidan


 Bartın’a duman!
Hattat Holding’e ait Hema Endüstri, Bartın – Amasra’da kuracağı termik santralle ilgili Çinli AVİC firmasıyla Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın şahitliğinde bir çerçeve anlaşması imzaladı. Bakan Yıldız, yaptığı konuşmada satışı övdü. Bartın CHP Milletvekili M. Rıza Yalçınkaya imzadaki arızaları anlatıyor:
“Bu termik santralla ilgili ÇED süreci henüz sonuçlanmadı. Dolayısıyla olumsuz bir karar da çıkabilir. Hal bu iken Sayın Bakan’ın sanki ÇED raporu alınmış gibi imza törenine katılması… Santral faaliyete geçtiğinde Türkiye ekonomisine sağlayacağı kazançtan söz ederek ÇED raporu kesinlikle olumlu çıkacakmış gibi konuşması çok yanlış olmuştur. Bu tavır aynı zamanda ÇED raporu üzerinde çalışanlara, olumlu rapor vermeleri için açıkça baskı demektir. Ayrıca tesisin ülkemizi bir milyar dolarlık ithalattan kurtaracağı iddiası da, tesis önemli ölçüde ithal kömürle çalışacağı için doğru değildir.”

Patrik çıldırttı…
Fener Rum Patriği Bartholomeos’un TBMM Anayasa Komisyonu’nda:
“Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” diyerek kendisini Türk olarak nitelemesi bazılarını çok üzdü. Hatta çıldırttı. Çünkü golü en ummadıkları köşeden yediler. Şimdi Patrik’e “Sen Türk değilsin Türkiyelisin” diye milliyetini öğretmeye çalışan yazılar yazıyorlar… Patrik Türküm diyor. Onlar Türkiyelisin diye akıl öğretiyorlar.
* * *
Atatürk kendi el yazısıyla kaleme aldığı “Medeni Bilgiler” kitabında “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” diyor…
Ahmet Taner Kışlalı’nın dediği gibi:
“Üstelik Anadolu’da yaşayan insanlara Türk adını koyan da Atatürk değildir, daha 13. yüzyıldan başlayarak Avrupalılardır…”
Patrik bu sıfattan gocunmuyor. Çünkü onun birilerine yaranma derdi yok… Ana sorunlarımızın bunlar olmadığını da biliyor…

Yiğitçe davrandı…
Antalya’da saldırganın elinden silahını almak isterken şehit olan Emniyet Müdürü Uğur Gökcan’ın profesyonel davranmadığını yazmıştık. Okurumuz diyor ki: “Profesyonel davranmadı ama insancıl davrandı, cesur davrandı.” Çok doğru, yiğitliği de kayda geçelim…

Hakan Şükür’ün şanssızlığı şurada ki…
İş takibi, ihale aracılığı vb. gibi ek işler bir kaç kişinin gözü önünde gerçekleşirken tv yorumculuğu milyonların gözü önünde gerçekleşiyor…
* * *
Dink cinayetini gerçekleştiren örgüt
“çok büyük” olduğu için ortaya çıkarılamıyormuş.
Evet! Örgüt o kadar büyük ki, cinayette ihmali bulunan görevlilerinin “emniyet müdürü,
vali, milletvekili” yapılarak ödüllendirilmesini bile sağladılar…
Gülhan Elmas



Esad mı Esed mi?
Yandaş medya ve TRT 40 yıllık Esad’a neden Esed diyor?
TRT’den bir dostumuz açıklayıcı bilgi gönderdi:
“Bu işin faili TRT haberden bir arkadaşımızdır…. Arapça bilir… Tuttu bir gün Esad Arapça eşşek demek, Esed ise aslan demektir, doğrusu Esed olmalı dedi. O gün bugündür Esad’ın adı oldu Esed.. Halbuki Esat dersin olur biter…”

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget