Bize adalet, onlara zulüm - Rıza Zelyut

Siyasetçiler bir büyük başarıya imza attılar: Onlar sayesinde Türkiye ikiye bölünmüş durumda.
AKP'li olanlar, 'Biz..,'
AKP'li olmayanlar ise, 'Onlar!...'
Türkiye'nin bütün nimetleri 'Biz' denilen kesime...
Cefa, sıkıntı, zulüm ise 'Onlar!...' a
Nasıl becerdi iktidar bunu?
Adalet sistemini ele geçirerek.... 12 Eylül 2010'da yapılan anayasa referandumu bunun içindi. O sıralar yazdığımız gibi; Türkiye ileri demokrasi adı altında tek parti sultasına götürüldü.
Polis içinde iktidarın işine gelecek operasyonları yapacak özel ekipler kurulmuştu. Bunların eline son sistem dinleme aletleri de verilmişti.
Basın da korkutularak  elde edilmişti. Özel polis ekibinin elde ettiği  bilgiler, eklemeler ve çarpıtmalarla bu yandaş basına verildi. İnsanların onuru ayaklar altına alındı. Kimse bu hukuksuzluğa dur demedi. Çünkü karşıdakiler onlar, yani ötekilerdi. Ötekilerin hukuku olamazdı.
Bu operasyon için özel mahkemeler yeniden şekillendirildi. Yeni kurulan HSYK; hükümetin istemediği biçimde karar veren hakimlere bir kulp takarak başka yerlere yolladı onları.
Yetmedi; iktidarın istemediği biçimde davranan savcılar  sanık haline getirdi. AKP ile siyasal ve ideolojik bağlantısı bulunan Deniz Feneri yolsuzluğu şüphelileri olan Zahit Akman ile Zekeriya Karaman'ın tutuklanmasına yol açan soruşturma savcılarını perişan ettiler.
AKP'nin 2 numaralı ismi  Bülent Arınç; Yüzyılın Yolsuzluğu sanıkları tahliye edilince şöyle diyordu: '
“Tahliye edilmiş olmaları kim olursa olsun, bizim için sevinç doğurur. Bir insanın hürriyetinin bağlayıcı hale gelmesi, tutukluluk ya da hükümlülük hoş değil.'

BİZ DIŞARIDA ONLAR HAPİSTE

Çok doğru bir söz.
Ama Bay Arınç ve diğer hükümet üyeleri; bu hukuk savunuculuğunu sadece kendileri söz konusu olunca hatırlıyor. 5 yıldır tutuklu yargılananlara ne demeli?  Akman-Karaman için geçerli olan hukuk; AKP'yi eleştirenler söz konusu olunca sistemden çıkartılıyor mu?
Şimdi soruyorum: Şike operasyonunda adı geçen diğer takımların yöneticileri dışarıda iken Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım neden tutukludur? Bunların yaptığı nedir? Bütün iddia futbol maçının sonucunu etkilemeye çalışmak değil mi? Bu işi; Baba filminin senaryosuna çeviren savcıya, Sayın Arınç ne zaman 'masumiyet'in yani suçsuzluğun temel hukuk ilkesi olduğunu hatırlatacak?
Hatırlatmayacak. Çünkü; Hükümet için Fenerbahçe 'Onlar' yani 'Ötekiler'dir.
İktidarın bakanları 'Biz' için ince ince çalışırken; 'Onlar'ı linç eden uygulamalara  'Devam edin! Onların belini kırın!' tavrında değiller mi?
Hükümetin; özel memurları için çıkarttığı koruma kanununu, millet kendisi için bekliyor efendiler.

RAGIP ZARAKOLU ÖRNEĞİ

KCK operasyonları sırasında tutuklanan Ragıp Zarakolu'nun durumu da böyle. Ragıp Zarakolu; 1971 darbesinden sonra tutuklandı. 1980 darbesinden sonra da tutuklandı ve şimdi ise özel yetkili mahkemeler darbesiyle tutuklandı.
Suçu; BDP'nin kurduğu Siyaset  Akademisi'nde konuşması imiş.
Ne yazık ki sadece kendisini değil oğlu Deniz'i de aynı suçlama ile tutuklamışlar...
Ragıp Zarakolu; sol gelenekten gelen bir aydın olarak kim haksızlığa uğramış ise yardımına koşmuştur.  O yüzden Kürt hareketine de 'Haksızlığa uğradığını kabul ettiği bir kesime fikirsel destekçisi' olarak katkıda bulunmuş olabilir. Ragıp'a ve oğlu Deniz'e her şey diyebilirsiniz ama terörist diyemezsiniz.
Sayın mahkemeden beklentim şudur:
Ragıp Zarakolu'nun ve oğlunun geçmişine bir baksınlar. Onların, kendilerini KCK ile sınırlamayacak kadar geniş bir hinterlandının bulunduğunu göreceklerdir. Böylece de Zarakolu ailesinin terör örgütüne yardım ve yataklık gibi gözüken işlerinin aslında onların bir hayat tarzı olduğunu anlayacaklardır.
Beklentim Ragıp Zarakolu'nun hele hele bize rahmetli Ayşe'nin yadigarı olan Deniz'in bir an önce gün ışığına kavuşturulmasıdır.
Bırakın, onlardan birisini de bırakın ki tutuklama zulmü biraz nefes alsın...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget