İstanbul, kutsal şehir, seçkin şehir...
Onu bize büyük Türk hakanı Fatih Sultan Mehmet armağan etti.
Açın; "Tarih-i Ebülfeth"i okuyun. Sultan Mehmet; şehri
imar etmek için olağanüstü bir mimarlık hareketi başlattı. Sadece sur içini
değil; ormanlarını bile korumaya aldı. Onun, "Ormanımdan bir dal kesenin kolunu
keserim!" dediği kuvvetle anlatılmıştır.
Şimdi gidin;
o sultanın ormanlarına bakın. Şu sıralarda dev gibi makineler; Fatih'in
ormanlarını sökmekte; götürüp kömür ocaklarına dökmekte; yağmacılara bina
yerleri açmaktadır.
Kim yaptırıyor bunları?
Fatih'in torunları olmakla övünenler...
DÖRT YOL AĞZINA AVM
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 1994'ten beri "muhafazakâr" denilen
siyasetçilerin elinde.
Bunlar; muhafaza etmekle
değil, tarihi alanları; doğal çevreyi yıkıp buralara büyük alışveriş
merkezleri (AVM) yaptırmakla övünüyorlar.
Gidin
Bahçelievler ile Güngören arasına bir bakın. Tam dört yolun üstüne Kale Center
denilen bir AVM yaptırdılar. Hemen karşısına Alman Metro Market dev binasını
kondurdu. Biraz ileriye de Real AVM. Ama insanların oturacağı küçük bir park
bile açmadılar.
Aynı yere yapılan bu dev yapılar
yüzünden trafik felç oldu, halk çile çekiyor. Yandaş müteahhitler para
basıyor.
Otoyolların çevresindeki yan yolları bile
imara açtılar; ceplere bile bina diktirdiler... Şehir; araçlardan boğuldu kaldı;
onlar ise bu yağmayı "şehircilik mucizesi" gibi satıyorlar.
NEREDE PARKLAR?
SHP'li belediye başkanı Nurettin Sözen; Kazlıçeşme'deki deri
fabrikalarını yıktı; sahili de doldurarak orada bir yeşil alan yarattı. AKP'li
belediye ise oraya dev beton kazıklar gibi gökdelenler diktirdi. Camiler
gölgesinde kaldı.
Başbakan Erdoğan; "Küstüm o
müteahhide!" diyor.
Küsme Sayın Başbakan; yıktır;
yıktır.
Marmara Denizi'ne bir açıl da İstanbul'a
uzaktan bak.
O güzelim camiler, o nazlı minareler
beton bloklar arasında kayboldu gitti. Müslüman İstanbul'u yaptınız materyalist
İstanbul...
Avrupa'da şehirleri gezerken sık sık
büyük parklarla karşılaşıyorsunuz. Nerede bizim parklarımız? İstanbul'daki son
parkları da Taksim örneğinde olduğu gibi AVM'ye dönüştürüyorlar.
İşte o yüzden diyorum ya yarın Ruz-ı Mahşer'de Fatih
Sultan Mehmet Han; yapışacak yakanıza; "Benim payitahtımı ne hale getirdiniz?"
diye hesap soracak sizden.
Park alanlarını bile
yandaş müteahhidlere peşkeş çeken bu zihniyeti halka değil artık Allah'a havale
ediyorum.
JUSTİN
AÇIKLAMASI
Justin Bieber isimli Kanadalı
şarkıcının Sabiha Gökçen havalimanında rezalet çıkarttığı haberleri üzerine cuma
günü sert bir yazı yazmıştım. Buna, havaalanının emniyetinden sorumlu bir
yetkiliden açıklama geldi. Denilen özetle şu: "Olayın görüntüleri elimizdedir.
Justin Bieber denilen şarkıcı yanında 8 kişi olduğu halde havalimanınıza gelmiş
ve tümü de pasaport kontrolünden geçmiştir.
Bu
şarkıcıyı takip edenler biliyor ki bunlar; her gittikleri havalimanında şov
yapıyorlar. Pasaport polisinden geçen 5 kişi şov amacıyla koşarak kapıya
gidince kalan 4 kişi pasaportlarını almadan kapıya koşmuşlar. Bizim emniyet
amirimiz; iyi niyetle, bunların pasaportunu peşlerinden götürmüş. Basına
yansıyan görüntüler; bu 4 kişinin pasaportlarının verilmesinden ibarettir.
Havalimanı polisimiz; devletimizin itibarına en küçük bir zarar vermeyecek
tarzda davranmıştır."
Polisimizin çok zor koşullarda
çalıştığını; siyasetçiler tarafından elinin kolunun bağlandığını iyi biliyorum.
Onları rahat bıraksak; eminim ki böyle haberler ortaya çıkmayacaktır.
Yorum Gönder