Yaralamayın İçimizdeki Sevdayı - Hikmet Çetinkaya

Toplum olarak ölümlere alıştık, alıştırıldık...
Ölümler bize ışıltılı bir rüzgârın karanlığın içinden çıkıp gelmesi gibi bir şey oldu.
Yüzlerimizin minesinde tüm çocuklar ölürken, gözlerimizi yumduk, soluğumuzu tuttuk .
Sustuk!
Oysa ölenler bizim çocuklarımızdı....
Büyükler öldürüldü!
Seyretmekle yetindik!
Tabutlarının ardından yürürken ağladık.
Metin Lokumcu, AKP’nin Hopa mitingi sırasında HES eylemcilerinin içindeydi...
Polis orantısız güç kullandı... Lokumcu biber gazı sonucu kalp krizi geçirerek öldü...
Yaşamını biber gazı sonucu yitirdiği, Türk Tabipleri Birliği Bilimsel Araştırma Kurulu raporuyla kanıtlandı.
Trabzon Adli Tıp Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi ise tam tersi rapor verdi:
“Biber gazı insan sağlığına zararlı değildir...”
Hopa olaylarında kaç kişi gözaltına alındı, kaçı tutuklandı, şu anda kaç kişi içeride bilmiyorum...
Bildiğim, üniversiteli gençlerin tutuklanıp yargılanması...
Doğu ve Güneydoğu’da çocukların ölmesi, öldürülmesi...
***
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) bir raporunu (1999-2011) okuyorum...
241 çocuk öldürülmüş...
Faili meçhul cinayetlerde, gözaltında... Yargısız infazlarda, gösterilerde... Kara mayınlarının patlaması sonucunda...
“Dur” uyarısına uymadıkları için...
2006 yılında faili meçhul cinayette yaşamını yitiren altı aylık Şilan... 12 yaşındaki Uğur Kaymaz, 21 Kasım 2004’te polis operasyonunda babası Ahmet Kaymaz’la birlikte “terörist” oldukları gerekçesiyle Mardin Kızıltepe’de evlerinin önünde öldürülmüşlerdi.
Onlara “terörist” denilmişti ama yanlarında silah bulunduğuna ilişkin kanıt yoktu.
Selahattin Aksu ve 7 yaşındaki kızı Rozerin Aksu 3 Haziran 2006’da Kızıltepe’nin Yaşar köyünde öldürüldü.
Mevsimlik işçiydi baba ve kızı...
Öldürüldükleri yerde yapılan aramada uzun namlulu silahlardan atılan 87 kovan, patlamamış 5 mermi bulundu.
***
“Mayın Yasağı Anlaşması”nı (Ottawa Sözleşmesi) ihlal eden dört ülke var: Türkiye, Beyaz Rusya, Yunanistan, Ukrayna.
Kara mayınlarından 2010 yılında 94 kişi öldü Türkiye’de... Ölenlerin 26’sı çocuk, 41’i yetişkin... Çocuklardan 19’u mayınlarla oynarken yaşamını yitirdi.
2010 yılında toprağa döşeli mayınların sayısının 997 bin 407 olduğu, bunlardan 25 bininin temizlendiği açıklandı.
Temizlenen bölgelerin neresi olduğu ise belirtilmedi bugüne değin.
Çocuk ölümleriyle ilgili olarak hükümetin etkin ve kapsamlı caydırıcılık getiren yasalar çıkarması gerekir.
***
Şu anda elimizdeki verilerin ne olduğunu, kara mayınından ölen çocuklarımızın sayısını kesin olarak bilmiyoruz.
1999-2011 yılında kara mayınlarından 128 çocuk mu öldü yoksa daha fazla mı, belli değil...
Devlet kaynaklı ölümlerden bir sonuç alınamadı Güneydoğu’da.
Elbet eli kanlı PKK terörüyle savaşım vereceğiz... Ancak çocuklarımızı tarlada, köyde, kara mayınlarında öldürmeyeceğiz.
Ceylan’ın öyküsünü anlatmama gerek yok, biliyorsunuz...
Güvenlik güçlerinin birincil görevi güveni, huzuru, barışı sağlamaktır.
Edirne’den Hakkâri’ye dek bu coğrafyada yaşayan çocuklarımız, gençlerimiz etnik, dinsel, mezhepsel kimlikleri ne olursa olsun anayasanın ve yasaların güvencesi altında değil midir tüm halkımızla birlikte?
***
Yaşamın o derin suyunda kıymayın çocuklarımıza, gençlerimize ve bu ülkeyi sevenlere...
Ne Metin Lokumcu’yu, ne Şirvan’ı, ne Muğla Üniversitesi’ndeki gösterilerde öldürülen Şerzan Kurt’u, ne de diğerlerini düşman olarak görmeyin....
Yaralamayın içimizdeki sevdayı!
***
Son günlerde kimileri Gülen hareketi - hükümet arasındaki “MİT sürtüşmesi” üzerine ahkâm kesiyorlar...
Bu sürtüşme “al gülüm ver gülüm” sadece...
Gülen hareketinin dününü ve bugününü bilmeden böyle “salakça yorum” yapanları uyarırım:
“İttifak bozulmaz, hiç merak etmeyin. Yakında birbirleriyle kucaklaşırlar... Fethullah Gülen, nereye kadar yürüyeceğini iyi bilir; Başbakan Erdoğan’ın masaya nasıl yumruk vuracağını da.”
Benden söylemesi!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget