Cumhuriyet Savcılığı zor meslektir. Her bölgenin sorunları ayrıdır. Kimi yerlerde yolsuzluk, hırsızlık, kimi yerlerde kaçakçılık, terör öne çıkar. Soruşturmanın üzerine kararlı bir biçimde giderken birden size “dur” denilir. Durmazsanız, başınıza bir şeyler getirilir. Bazen tehdit edilir, bazen sokak ortasında kurşunlanırsınız.
Bazen yürüttüğünüz soruşturma elinizden alınır. Hiçbir şikayet yokken birden baktığınız soruşturma konuları değiştirilir. Üzülürsünüz, kırılırsınız ve içinize atarsınız. Bunun örneğini uzakta değil, Ankara Adliyesinde bile bulabilirsiniz…
Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesi “sıkıntılı” bir ilçe olarak bilinir. Terör örgütüyle bağlantılı olanların sıkça gösteri yaptıkları, eylem alanı olarak seçtikleri bu ilçemiz, aynı zamanda kaçakçılık ve gümrük yolsuzluklarıyla da gündeme gelir. C.Savcıları, Emniyet’le, Jandarmayla sıkı işbirliği içindedir. Ancak, görüyoruz ki, Ağrı Emniyet’i, C.Savcısını korumuyor ve böyle üzücü bir olayın meydana gelmesini de engelleyemiyor.
C.Savcısının durumu çok kritik
C.Savcısı Hakan Kılıç’ın durumu ağır olduğu için Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji yoğun bakım ünitesine getirildi. Dün, öğle saatlerinde doktorlarıyla konuştuğumda “Durumunun çok kritik” olduğunu belirttiler. Hatta, bir ara Ağrı Milletvekillerinden birisinin danışmanı, “Savcı beyin hayatını kaybettiği” yolunda bilgi almış. Ancak, dün saat 14.45’de aradığımda, Kılıç’ın yakınlarının onu görmek için kapıda beklediğini öğrendim. (7 Şubat 2011 sabahında vefat etti)
Devlet, onu C.Savcısı olarak görev yaptığı Doğubeyazıt’ta korumadı ya da koruyamadı ama maşallah hastanede çok iyi koruyor. Yoğun bakım odasının önünde “suikasta kurban gider” düşüncesiyle olsa gerek polis nöbet tutuyordu. Doğubeyazıt Başsavcısı İbrahim Ethem Tatar da, meslektaşını bu zor günlerinde yalnız bırakmamak için Ankara’ya geldi. Doğubeyazıt adliyesinde savcı için dua edenler de çok…
Doğubeyazıt C.Savcısı Hakan Kılıç, önemli bir kaçakçılık olayının üzerine gidiyordu. Bu olayın içinde bazı siyasilerin de olduğu öne sürülüyordu. Yani, tetikçilerin arkasında önemli bazı güçlerin olduğu ortadadır. Yani, birilerinin oyunu bozulacaktı. O yarım kalan soruşturma bir an önce aydınlatılmalı. Ağrı Valisi Ali Yerlikaya da, ilinde C.Savcısının kurşunlanması olayının neden önlenemediğini açıklamalı…Saldırıyla ilgili gözaltına alınan 3 kişi serbest bırakıldığını da eklemiş olalım.
---------
Cezaevlerinde, tek kişilik odalarda…
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, yanına bir kişinin verilmesi yönünde istemi olmasına karşın üç kişilik odada tek başına tutuluyor. Ancak, Cezaevi yönetimi İlker Paşa hakkında çok titiz davranıyor, silah arkadaşları da olsa yanına herhangi bir kişiyi vermeyi göze alamıyor.
Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 3 kişilik odada tek kalırken, eski Birinci Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon ise 21 kişilik odada tek başına tutuluyor.
Cezaevi yönetimi, kimin kiminle kalacağı yönünde hassas davranıyor. Ancak, şu anda Silivri cezaevinde 17 kişinin tek kişilik odalarda tutulduğunu öğreniyorum. Yani sorun, tek kişyilik odalarda tutulan herkesin sorunu…
CHP’den milletvekili seçilen gazeteci Mustafa Balbay ile gazeteci Tuncay Özkan’ı cezaevi yönetimi tam 347 gün önce birbirinden ayırdı. Şimdi onlar da tek kişilik odalarda tutuluyor. Balbay ve Özkan aynı odada kalmak istiyor, ancak yönetim onların birlikte kalmalarına “sakıncalı” görüyor olacak ki, bir araya getirmiyor.
Odatv soruşturması kapsamında tutuklanan Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun gözaltına alınmasından sonra 15 Şubat 2011 tarihli SÖZCÜ’de “WIKILEAKS Türkiye belgeleri onlarda” sürmanşeti yer almış, iki Barış’ın kitap çalışması yaptığını da belirtmiştik. Neyse ki iki Barış aynı odada kaldı ve büyük yankı uyandıran “Sızıntı” kitabını tamamladı o kitap Kırımızı Kedi Yayınevi tarafından çıkarıldı.
Başsavcılık liste bekliyor
Tek kalanlarla ilgili konu Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gündeminde. ir yetkili bize şunları söyledi:
“İlker Başbuğ’a, cezaevindekilerin isim listesi verilecek ve o isimler arasından kiminle kalmak istediği kendisine sorulacak. Başbuğ’un o ismi seçmesinden sonra bu kez, kalmak istediği kişiye, Başbuğ’la kalıp kalmayacağı sorulacak. O kişinin de ‘evet ben de aynı odada kalmak istiyorum’ derse, oda değişimi yapılacak. Cezaevi yönetimi, henüz Başsavcılığa isim listesini bildirmedi.”
Eğer, niyet bir an önce sorunu çözmekse, bu kadar geciktirilmemeli .
Saygı Öztürk/SÖZCÜ
Yorum Gönder