Böyle şeyler bırakın bağımsız ülkelerde, müstemlekelerde bile olmaz!
Bir ülkenin Emniyet Teşkilatı tamamen iç işleriyle alakalı bir konuda başka bir ülkenin sefaretine gidip brifing veriyor!
Yok bu soyut bir iddia değil, Wikileask kriptoları ile sabit!
ABD Ankara Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarı Daniel O’Grady, Washington’daki üstlerine bu durumu rapor ediyor.
İlginçtir bu konu manşetlere çıkmasına rağmen, ne Başbakanlık, ne de Emniyet Genel Müdürlüğü, ne de ABD Büyükelçiliği hayır böyle bir şey olmamıştır yani polis brifing vermemiştir demedi, diyemedi. Dedikleri Büyükanıt’ın kızı ile alakalı kasetin şantaj olarak kullanılmadığıdır!
Sevgili okurlar sadece bu hadise bile Ergenekon, Balyoz ve benzeri soruşturmaların amacını ve perde gerisinde ABD’nin olduğunu ortaya koymuyor mu?
Tam bu noktada soralım o polisleri ABD Elçiliğine gönderen kim?
Tamam polisin içinde CIA ile işbirliği yapan ekibin varlığı şayiadır ama o fütursuz ekip bile siyasi iradeye rağmen ABD Sefaretinde brifing verme cüretini gösteremez. Dolayısı ile onları oraya gönderen bir zirve irade vardır!
Kimdir o irade açıklığa kavuşmalıdır!
Dürüst olalım bugünkü idari anlayışta böyle bir şey Başbakan’a rağmen olamaz!
Buradan hareketle Sayın Erdoğan neden böyle bir şeye ihtiyaç duyduğunu ve polisi niçin ABD Elçiliğine gönderdiğini izah etmek durumundadır!
Eğer bu yapılmazsa bu ülkenin bağımsız olmadığı ve ABD’nin mandası olduğu kanaati pekişecektir!
NOT: Facebook ve Twiter’de hesabım yok ama birileri bizim adımıza mesajlar yazıyor. Duyuruyorum o mesajlar bana ait değildir...
Belden aşağı devlet yönetimi ve sır olan komplolar
AKP iktidarı sürecinde yaşanan birkaç rezilliğe dikkatinizi çekmek istiyorum:
1) Deniz Baykal’a kaset komplosu!
2) MHP’li 10 Milletvekiline kaset komplosu!
3) Yaşar Büyükanıt’ın kızına kaset komplosu.
4) Çok sayıda generale yapılan dinleme komploları!
Her bir olayın üstünden yıllar geçti, bir tanesinde olsun fail bulundu mu?
Bulanmadı…
Peki istense bulunur muydu?
İddia ile söylüyorum hükümet istese değil yıllarca, birkaç saatte bulunurdu zira bilgisayar üzerinden iz sürmek ve faile ulaşmak emin olun çok kolay!
Tablo bu ise ve şimdi birileri çıkıp dese ki “Bu komploların içinde AKP derin devleti var” dese haksız mı olur?
Bu tezgahlar aydınlatılmaz ve failleri bulunmaz ise bu iktidarın belden aşağı yönetim metodu tescil görüp tarihe geçecektir!
Bugün Gençliğe Hitabe, yarın İstiklal Marşı!
Hep yazıyoruz ya, AKP güruhunun hedefi Atatürk’ten rövanş almak!
Bunun için de Andımızdan Gençliğe Hitabeye kadar Cumhuriyet’ten gelen pek çok uygulamaya karalama kampanyalarını başlattılar!
Vay efendim nasıl Türküm doğruyum dermişiz!
Vay efendim Gençliğe Hitabe’de ırkçılık yapılıyormuş!
Dikkat edin hiçbir şey tesadüf değil, müthiş bir planlama var!
19 Mayıs törenlerinin iptalinden sonra bu kampanya!
Yahu Andımız ve Gençliğe Hitabe denilen şey Millet olmanın manifestolarıdır!
Türklüktün bu kadar ürkmek niye?
Türklük bizde ırkçılık değil, mensubiyetlik yani milli devletin ifadesidir!
İşin aslı şudur:
Bunlar ABD’ye, AB’ye federasyon sözünü verdiler ve Türklük gibi birleştiren-bütünleştiren her şeyi tasfiye ediyorlar!
Altını çizerek yazıyorum şimdi söylemiyorlar ama merdivenleri adım adım çıkıyorlar, çok yakında İstiklal Marşına da ırkçı diye hedefe oturtup Atatürk’ü ağzına alanları Silivri Toplama Kampına gönderecekler!
Atatürk’ü kanun koruyormuş, peki seni ne koruyor?
Açık söyleyeyim bana göre kahraman olan Atatürk’ün kanun ile korunmasına gerek yoktur!
Bir başka şey Atatürk’ün hatası ve yanlışları da insan olmanın gereği olarak elbette olmuştur!
Ancak son tahlilde Mustafa Kemal’in eseri yani milli bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti ortadadır!
Eğer bu ülkenin 95 bin camiinde günde 5 vakit ezan okunabiliyor ve rahatlıkla ibadet edilebiliyorsa bu Mustafa Kemal ve arkadaşlarının sebebi vesilesiyledir!
Bunları niye mi yazıyorum?
Malum güruhun bu aralar Atatürk’ü Koruma Kanunu’nu diline dolamalarına?
Bakın bu ülkede herkesin koruma kanununa itiraz hakkı olabilir de AKP güruhu ile Tayyip Erdoğan’ın olamaz!
Niçin mi?
Yahu bunlar değil midir kalpazanlık suçundan yargılanmayalım diye dokunulmazlık zırhına sığınan!
Atatürk’ü kanun koruyorsa, seni ne koruyor söylesene?
Mustafa Kemal’e bugüne kadar hiç kimse kalpazan diyemedi ama sana bizzat savcılık kalpazanlık ithamında bulundu, yalan mı ?
Sabahattin Önkibar/Yeni Mesaj
Yorum Gönder