Kaptan! - Cüneyt Arcayürek

Anayasaya göre devlet kurumları arasında uyumu sağlamakla görevli Çankaya,daki AKP,li;önemli kurumları arasındaki çatışmayı,kamplaşmayı,kavgayı,polis+savcılık ile hükümete bağlı MİT arasında patlak veren hukuksal, yönetsel skandalı, "ülkenin İçinde bulunduğu büyük resme bakarak" yorumlamamızı salık veriyor.
Yaşanan olayları talihsizlik" diye niteliyor.
Oysa, Çankaya'daki, hükümetin, devleti içine düşürdüğü kargaşayı yansıtan Türkiye manzaralarını, "talihsizlik" diye yorumlamalıydı...
Başbakan'ın sorumluluğunu, devletin önemli kurumları arasındaki çatışmanın nedenlerini araştırıp gerçekleri halkına açıklayan bir cumhurbaşkanı gibi davranmalıydı.
Ama nerede? Çankaya'daki tarafsız bir cumhurbaşkanı gibi değil; AKP'nin Çankaya'daki temsilcisi gibi hareket ediyor.
MİT'le, Başbakan'la onca görüşmeden sonra, devlet içinde, devlet kurumları arasındaki kargaşayı irdeleyeceği yerde, zevahiri kurtaracak bir açıklama yapıyor.
Medya da Çankaya'dakinin devletin içine düştüğü, düşürüldüğü kargaşayı sanki bir trafik kazasıymış gibi, talihsizlik diye niteleyen sözlerine baş köşelerde yer veriyor.
***
Şapka düştü, MİT'in keli göründü.
İstihbarat yapmakla görevli MİT; Başbakan'dan aldığı emir ve izinlerle PKK içine sızarak örgütün önceden olası eylemlerini, amaçlarını öğreneceği yerde...
...Oslo'daki MİT-PKK görüşmesi dışında, şurada burada yapılan ikili görüşmelerin 12 ses kaydı ile yalanlanmayan bilgi ve belgeler; Başbakan'ın izniyle bugün müsteşarlık görevinde bulunan Hakan Fidan ile emekliye ayrılan diğer önemli kişilerin terör örgütü ile pazarlığa oturduklarını kanıtlıyor.
İstihbarat toplama ve bilgi edinme görevleri dışında; Öcalan'la Kandil arasında postacılık yapacak ölçüde organik bağlantı kuruyor... Terörü önlemenin baş koşulu olarak PKK'nin öne sürdüğü demokratik özerktik, Kürdistan gibi vaatlerde bulunuyor..,
... Devletin üzerine gittiği, yargının binlerce üyesini tutukladığı PKK'nin kentsel örgütü diye tanımlanan KCK'nin yapılanmasını sağlıyor. Hatta PKK, nin silahlı eylemlerine ve yapılanmasına göz yumuyor. Kimi yerde ajanları pkk eylemlerine katılıyor ve MİT istihbarat toplama görevini aşarak….
... Başbakan'ı da içine alan Yüce Divan'lık suç işliyor. PKK ile devletin bütünlüğü ve anayasal düzene karşı anlaşmaya varacak noktaya gidiyor.
***
Görüşmelerin içeriğini bağlı olduğu Başbakan'a günü gününe ileten MİT, örgütle pazarlığa devam emrini, üstelik örgüte vaatlerini Başbakan'dan alıyor.
Şayet Başbakan, devletin bütünlüğüne ve anayasal düzene karşı vaatleri MİT'e vermemiş olsa; müsteşar ve heyeti bu vaatlerle bilgileri örgüte bildirebilir miydi? Olanağı olmayan olasılık!
Sorumluluk yalnız MİT'te değil elbette. Başbakan serbest bıraksa savcılığa ifade vermeye giden müsteşar, PKK'ye bu vaatlerde bulunma emrini Başbakan'dan aldığını söyleyebilir.
Gecelen uykusunu kaçıran bu olasılığı bertaraf etmek için Başbakan; MİT çalışanlarını. TCY'de yazılı suçlarda savcıların ancak izniyle ifadeye çağırabileceğini içeren yasa değişikliğine başvuruyor.
Dün Güncel'de belirtildiği gibi, artık TV'lerdeki programlarda Başbakan'ın; düne kadar sivil-asker bütün tutuklamalarda özel savcılara arka çıkan söylemlerinden yüz seksen derece döndüğü vurgulanıyor.
Yargıya karşı müsteşarını kollamak örtüsü altında bal gibi kendini koruyan yasal önlemlere başvuruyor.
İkiyüzlülüğü belgeleyen bu gelişme; Başbakan'ın yargının bağımsızlığını koruyor diyenlerin, tabii medyanın ne büyük yanılgı içinde olduğunu da kanıtlıyor.
Devlet neden bu hallere düştü diye sorup sorgulamayın lütfen, öyküyü anımsayalım.
Pusulası bozuk kaptan, gemisi karaya oturunca nedenini "deniz bitti" diye açıklamış.
Olan biteni görebilmek için RTE'nin devlet teknesinin kaptanı olduğunu anımsamak yeter de artar bile !

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget