Sanırsınız ki İstanbul’a bir metre kar yağdı...
10 santim...
*
“Kriz masası” kuruldu...
Kriz masasında alınan kararla “Sarı alarmdan kırmızı alarma” geçildi... O da kırmızı alarmdan sonra geçilecek alarm rengi kalmadığı için...
Vali koştu diyeceğim ya...
İki koruma kollarından tutup, ikisi yanlardan, ikisi alttan bacaklarına sarıldı ki, hani öyle fazla da koşmasın...
İniş aşağı tutamazsın da...
*
Belediye Başkanı çıktı bakmaya; esaret nasıl?..
Gören yolunu kaybetmiş Eskimo sanır...
Kürk, kalpak, kulaklık, kalın tabanlı vakumlu kaymaz ayakkabılar...
En altta, çorapların içine sokulmuş çizgili pijamalar, bu durumlarda en iyisidir, beyaz esarete karşı...
*
Şirketler, kamu kurumları, tapu, nüfus, tarım il, belediye, her yer tatil edildi.
Meteorolojiyi açık bıraktılar neyse ki...
*
Uçaklar uçamadı, vapurlar yüzemedi...
TEM, çevre yolları kapandı...
Uçan TIR’ın plakasına bakın; Antalya...
Trafik müdürü, “Aman frene basmayın arkadaşlar” dedi... En çok gelen soru “Frene basmayınca nasıl duracağız” sorusu...
Basmasa gidiyor, bassa gidiyor çünkü...
*
Televizyondaki muhabir “olay yerinde” canhıraş “Şu an kar yağıyor!” diye bağırıyor, gözümün önüne onu dinleyen Erzurumlu geliyor...
Öyle bağırdığına bakılırsa sanki bomba yağıyor...
Bir metre karın altındaki Ankara’da biz de ekran başına toplandık da, İstanbul’a 10 santim kar yağmasına üzüldük yani...
*
Anadolu’da iki metre kar yağıp da 2 bin 300 köyün yolu aylarca kapandığında, en son haber bile olamazken... İstanbul’da köy yolları (Bakırköy, Yeşilköy, Kadıköy, Erenköy, Mecidiyeköy vs.) kapandığında kıyamet kopuyor...
Yani “Türkiye yansa, İstanbul’un keyfi yerindeyse, kimse bunu umursamaz”ın tam tersi...
10 santim kar birader...
*
Yazının burasında bizim Bilal, “Kar nedeniyle yazıyı erken istiyorlar abi” diye arıyor...
Sonuna şarkı koyunca bitiyor zaten yazı:
“Karlar düşer...
Düşer düşer ağlarım...”
Bekir Coşkun/Cumhuriyet
Yorum Gönder