Star gazetesinde işine son verilen “yetmez ama evet’ çillerden Mehmet Altan;
“ Medyanın düğmesine basan varsa bunun tek parti rejiminden, Kemalizm’den ne farkı var? ” Diyerek yine Kemalizm’e dokunmadan edememiş.
Oysaki iki ana unsur üzerinde hayat bulan Kemalizm’in (Atatürkçülük) birisi fikir, diğeri harekettir. Atatürk’ü tüm dünyada gelmiş, geçmiş dehalar arsından üstün kılan da, işte budur.
Fikir ve düşüncelerin özünü oluşturan Atatürkçülük, her türlü dogmatik unsurdan sıyrılmış akılcı bir dünya görüşü iken, ortaçağ zihniyetine hizmet edenlerin baskı altında karalama kampanyalarına katılmaları söz konusu olamaz.
Çıkar ilişkileri bittiğinde;
“Gazete yönetimine siyasetçiye biat edenler getiriliyorlar, ya CHP’yi ağır bir şekilde topa tutabilirsin ya da eskisi kadar olmamakla birlikte, askeriyeyi eleştirmeye devam edebilirsin. ”diye şikâyet edip, kendilerini mağdur, masum göstermeye de kimsenin hakkı yoktur.
Bir insan satın alına bilinir ama ruhu asla! TO BE OR NOT TO BE
Hatırlayalım: Yıllardır Silivri Ceza Evinde 2.5 metrekarelik hücrede kapalı tutulan Tuncay Özkan’ın televizyonuna ve kendisine bir çeşit susturulma kararı çıktıktan sonra adeta feryat etmişti meslektaşlarına.
“Bugün bana yapılan yarın bir başkasına yapılacaktır” diye, ama kimseden çıt çıkmamış veya yeterince ilgi görmemişti sözleri.
*****
21. Yüzyılda AKP iktidarının yapmış olduğu ilkleri! Atatürk Devrimleri ile karıştırmak abesle iştigaldir.
O büyük dehaya göre milli egemenlik esasına dayalı temsili bir hükümette, kamuoyu büyük bir rol oynardı. Basın ve toplantı hürriyetleri olmadan, topluma ait işler hakkında geniş bir eleştiri sahası bırakılmadan kamuoyunun vazifesini yapamayacağını söyleyen Atatürk;
Önem ve yüceliği cihan medeniyetinde açıkça kendisi gösteren basına, hükümetimizin birinci derecede önem vermesi; bu hususta sarf edeceği mesaiyi, millete ifa ile mükellef olduğu hayırlı hizmetlerin baş tarafına koyması yüksek Meclisin kesinlikle isteyeceği hususlardandır. Demişti.
“Halkın doğruları öğrenmeye hakkı vardır” diyordu.
Bugünkü iktidar ile nasıl mukayese edile bilinir?
Şimdiki devir vur CHP ye, vur askeriyeye devridir.
İktidar tarafından Atatürk Cumhuriyetinin kaleleri bugün işgal altında ise bunda suskun, çıkarcı, korkak basının vebali çok büyüktür.
Tek CHP kalmıştır onu da alaşağı etmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. HAMDOLSUN!
Gün geçmiyor ki CHP ye bir çamur atılmasın. Tabi buna içerideki karışıklığında dışa vurulması sebepleri ayrı bir malzeme olmaktadır.
Eski CHP yöneticisi Sn. Onur Öymen, CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu hakkında şok bir iddiada bulunarak;
Amerikan belgelerinde, Baykal’ın istifaya zorlanacağı ve yerine Kılıçdaroğlu’nun getirilerek parti politikalarının değiştirileceğinin iki yıl önceden yer aldığını raporun kendisinde olduğunu açıkladı.
Peki, o zaman sevgili Öymen, neden iki sene sustunuz da şimdi diye sormazlar mı insana.
Ne iştir anlayamadık.
****
Günlerdir Beyaz TV ekranlarında CHP ye karşı adeta bir savaş açılmış.
Ne yazık ki bazı CHP liler de buna çanak tutuyorlar adeta.
CHP eski PM üyesi Savcı Sayan yayınlanan Dinamit’te “Deniz Baykal’a kaset komplosu” davasına çarpıcı iddialarda bulunuyor.
“Şu anda CHP Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan bir üst düzey yöneticisinin iş ortağı, kaset yayınlanmadan 3 ay önce Bülent Şahin isimli CHP üyesine: “Baykal gidecek. Baykal’ın kaseti çıkacak.” dediğini öne sürüyor.
Kafaları karıştırıyor..
******
CHP Lideri Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’na ağır bir itham yine Beyaz TV’de gündeme geldi.
Beyaz TV’de yayınlanan ‘Dinamit’ programına telefonla bağlanan Ankaralı müteahhit Muzaffer Ergin diye birisi, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den aldığını öne sürdüğü bilgiler doğrultusunda Danıştay’a yapılacak olan saldırıyı Kılıçdaroğlu’na 2 ay önceden söylediğini, haberi olduğunu ve, ciddiye alınmadığını iddia etti.
Bizlere deli saçması gibi geldi.
Yok deve, daha neler? Haydi, canım oradan dedik, inanmadık ama meraklandık!
Bunca iddialar karşısında CHP nin kurmaylarının neden sessiz kaldıkları hem halkın kafasını karıştırıyor hem de örgütte ikilem yaratıyor.
*****
Hele, hele Sn. Süheyl Batum’un bir konuşmasında ; “Bir partiyi çökertmeye yönelik bir plan yaptıysan da tek tek onun hakkında da kasetler, görüntüler çıkarırsın. CHP için de yapmak istediler bunu zamanında. “Kullanacaklarını biz biliyorduk. Nitekim kullandılar.”Demesi ile
Şaşırdık. Üzüldük ve neden bu kadar zaman üstünde durulmadı diye adeta çileden çıktık.
Bazı CHP li milletvekillerinin kamuda infial yaratan ve CHP çizgisine asla yakışmayan beyanatlar vermeleri, içerideki çekişmenin dışa vurulması dolayısı ile CHP nin gittikçe Atatürk çizgisinden uzaklaşır görünümü, partiyi topa tutulur hale getirdi.
Şahsi hırslar vatan, millet sevgisinin önüne geçmiş, bundan ötürü CHP de bir iç savaş görüntüsü ortaya çıkmıştır. En azından halk olanlar karşısında büyük bir şaşkınlıkla güvenini yitirmeye,
(Ne olacak bu CHP nin hali ) diye düşünmeye başlamıştır.
Sonuç olarak;
CHP yi bölmeye veya yok etmeye çalışmak hem ülkeye hem de içindekilere zarar getirir. Şimdi birlik ve tek yumruk olma zamanıdır.
Zira CHP’ in halka, halkın CHP’ye ihtiyacı vardır.
Çok geç olmadan Genel Başkan Sn. Kılıçdaroğlu’nun bir an önce partiyi toparlaması, bu görüntüden kurtarması, halkın ve örgütün güvenini tekrar kazanması gerekir. CHP Atatürk’ün temel ilkeleriyle yeniden doğmalı, ÖNCE VATAN diyerek borçlu olduğu bu ulusuna görevlerini yerine getirmelidir diyorum.
Sevgiyle kalın..
Tünay Süer
Yorum Gönder