Camcılar - Rifat Serdaroğlu

Tayyip Bey teknolojiyi çok sever. Yapacağı konuşma öncesi, güvenlik görevlilerinden önce, halk dilinde “Camcılar” denen “Prompter’i” yani cam ekranları taşıyanlar giderler. Camcılar; camları kurarlar, boylarını Başbakan’ın boyuna göre ayarlarlar ve korku içinde beklemeye başlarlar.
Çünkü en ufak bir hatada, ana-avrat  küfür işitmek de vardır.
Başbakan Erdoğan, konuşma yapılacak yere  havadan helikopter eşliğinde, karadan motosikletli polisler, trafik otoları, dev gibi ciplerden oluşan koruma ordusu, cemmırlar ve takipçileriyle, yüzlerce araçtan oluşan bir konvoyla gelir. Konvoy çok ihtişamlı olmalı, gelen  Başbakan değil, sanki  işgal orduları komutanı  gibi karşılanmalıdır.
Başbakan kürsüye çıkar ve konuşmasını sular seller gibi camdan okumaya başlar. Sinirlenip  camda yazan metnin  dışına çıkarsa  hayat camcılara zehir olur.  Çünkü konuşmanın düzeni altüst olur. Başbakan, tekrar camda yazanı okumaya karar verip cama baktığında her şey hazır olmalıdır.
Bir defa aksaklık olmuş ve Başbakan “şimdi rakamları veriyorum” diye 6 kez tekrarlamak zorunda kalmıştı. Nasıl tekrarlamasın camda rakam yazmıyordu ki.
İşte o gün camcılar için en kara gün idi, ilk dayağı o gün yemişlerdi…
Başbakan, Gençlik Kolları Kongresi’ne de camcıkların hazırladığı yazıyı evinde, televizyondan okuyarak seslendi…
Başbakan Erdoğan’ın bu okumasını köyde adına, “vatandaş” denen  kişilerle beraber dinledik;  Konuşma bitince yorumlar başladı;
*Macuncu Bülent; Tayyip Bey, milletle aynı yöne bakmayan her girişim gayrimeşrudur, dedi. İyi de benim baktığım yönü hükümet ne biliyor? Benim baktığım yerden, ödeyemediğim banka kredisi yüzünden elimden giden tarlam görünüyor. Sorumlusu kim ?
*Hamsi Hayati; Seçilmişleri, atanmışlara ezdirmem diyor, sen 10 senedir iktidardasın. Bu atanmışları sen atamadın mı ?..
*Yakışıklı Ömer; Dindar gençlik diyor, gelsin bu kahveye aç ve işsiz gezen gençleri görsün. Aç ve işsiz genç  dindar olsa ne olur, olmasa ne olur?
*Yaylı Bekir; Ah Tayyip ah;  Libyalılara, Suriyelilere baktığın gibi bize  baksaydın seni top bile yıkamazdı ama  geçti gayrı.
Libyalılar hem otelde kalıyorlar hem adam dövüyorlar.Van’da ise garibanlar çadırda donuyorlar…
Bu arada son bombayı “Kayserili Gül Dede” patlattı;
*Tayyip bak Almanya’da 41 yaşında bir Savcı, Alman Cumhurbaşkanı’nı burnundan yakalayıp  indirivermiş. Ne iş bu?  Almanlardaki demokrasi bizimkinden geride mi?
Bizde memura dokunamayan savcı, Alman Cumhurbaşkanı’nın paçasını nasıl alıyor?  Deniz Fenercileri bizim savcılar saldı, Alman savcılar hapse attılar.
Gerçekten, şu Alman savcılar “Kısa Dönem” için Türkiye’ye gelseler, neler olurdu acaba !....

Rifat Serdaroğlu/Yurt Gazetesi

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget