Alıştıra Alıştıra - Hikmet Çetinkaya

Hrant Dink cinayetine ilişkin Devlet Denetleme Kurulu’nun raporu dün Cumhuriyet’in manşetiydi:
“Örtülü zırh kalksın...”
Kurulun saptamalarının büyük bölümünü Cumhuriyet, okuruna 27 Ocak günü yayımlanan manşet haberinde duyurmuştu:
“Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, Dink cinayetiyle ilgili önemli verilere ulaştı: Belgeler yok edildi...”
Neredeyse bir ay kadar önce vermişti bu haberi Cumhuriyet...
***
Cumhuriyet’ten Fırat Kozok başarılı bir gazetecilik örneği sergilemişti.
Zaten Cumhuriyet’in öteki gazetelerden farkı buydu...
Ben bu köşeden hem haberi yazan Ankara büromuzdan Fırat Kozok’u hem de yazıişlerindeki tüm arkadaşlarımı kutluyorum.
Peki, örtülü zırh kalkar mı Hrant Dink cinayetinde?
Bence hayır!
Uğur Mumcu, Gaffar Okkan, Hrant Dink, Musa Anter, Mehmet Sincar, Ahmet Taner Kışlalı, Çetin Emeç, Turan Dursun vb. cinayetlerinde kalkmış mıydı? Salt tetikçiler bulunmuştu o kadar!
Üç beş genç kahvede tavla oynarken mi Hrant Dink’i öldürmeye karar vermişlerdi?
***
Az daha unutuyordum...
Necip Hablemitoğlu da oturduğu apartmanın bahçesinde otomobilini park ettikten sonra silahla öldürülmemiş miydi?
Hablemitoğlu cinayetinin tetikçileri aradan yıllar geçmesine karşın bulunmadı daha...
DDK, örtülü zırhın kalkmasını istiyor... Polisin ve jandarmanın gerekli önlemleri almadığını hazırladığı raporda belirtiyor... Yaşam hakkının korunması yükümlülüğünün yerine getirilmediği, kamu hizmeti kusuru oluşturulduğu vurgulanıyor...
Zaten “ağır hizmet kusuru” işledikleri belirlenen adlar yargı sürecinde hep gündeme getirildi Dink ailesinin avukatları tarafından.
Adı en çok öne çıkan kimdi?
Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek... İstanbul Valisi Muammer Güler... İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah...
***
Güler AKP milletvekili oldu, Cerrah Osmaniye valisi... Akyürek ise Emniyet Genel Müdürü Teftiş Daire Başkanı...
Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü kim bilir nerede!.. Trabzon Jandarma Komutanı görevi kötüye kullanmak ve ihmal suçundan altı ay hapis... Yüzbaşı Metin Yıldız da yine altı ay hapis...
DDK’nin bir yıllık çalışmasının ardından hazırladığı 653 sayfalık raporu okumadım henüz.
Aslında raporun özeti bilindik olayları içeriyordu.
Hrant Dink’in öldürüleceğini devletin istihbarat birimleri önceden bildikleri halde koruma önlemi almadı.
Neden, niçin?
Asıl bu soruya yanıt vermek gerekir.
***
Biz öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, ölümler, cinayetler toplumumuzun çok küçük bir kesimini ilgilendiriyor.
Erzurum’da bir okul müdürü ne diyor:
“Suçluların gen haritasını çıkarsınlar. Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin...”
Haberi okuyunca içim titredi...
Müdür açığa alınmış....
Ne olacak birkaç ay sonra?
Bir başka kente atanacak ve görevine devam edecek!
Bu ülkede bir öğretmen derneği, laikliğin yeniden tanımlanmasını isterken terörün “din kardeşliği”yle çözümlenmesini savunuyor, gençlerin “flört” etmesini dinsizlik olarak görüyor.
***
Bir müftü çıkıp Noel Baba’nın neden kapıdan değil bacadan girdiğini, cami hutbesinde anlatıyor...
Müftü devam ediyor:
“Müslüman Hıristiyan gibi eğlenmez... İçkili eğlence yapılırsa o kişi günahkâr olur. Noel Baba doğru dürüst birisi olsaydı bacadan değil kapıdan girerdi. Müslüman kapıdan girer bacadan değil.”
Haber olunca ise ne diyor:
“Şaka yaptım!”
Tüm bunları yaşıyor yurdum insanı... Ölümlere bakıp bir süre sonra unutuyor.
Alıştırıldık!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget