Bir süredir devam eden AKP ile Gülen cemaati arasındaki kavga, Washington'da da izleniyormuş.
Bu haberi BBC vermiş.
Dahası da var:
Aynı haberde, Gülen cemaatinin ABD'deki büyümesinin son yıllarda "baş döndürücü bir hıza ulaştığı" da belirtilmiş.
Özellikle de Kongre üyeleri üzerinde çok etkililermiş.
Ve en önemlisi:
ABD'li uzmanlara göre, cemaat üyeleri önümüzdeki seçimlerde bir daha AKP'ye oy vermeyecekmiş!
***
İyi de asıl soru şu:
Kaç kişi bu cemaat?
Diyelim ki gerçekten oy vermeyeceklerse, AKP'nin oyu ne kadar azalacak?
Ve bir önemli soru daha:
Geçen seçimlerde "Mezardakilere bile oy kullandırın, AK Parti'yi
destekleyin" diye talimat veren Fethullah Gülen, şimdi hangi partiyi
işaret edecek?
***
Duyduğunuzu sanmıyorum; Taraf'ın bavulcu yazarı Mehmet Baransu, 13
Ağustos 2013'te yazdığı "Erdoğan, cemaatin oyunu hesaplatıyor" başlıklı
yazıda şunları kaleme almıştı:
"AK Parti, cemaatin oy oranıyla ilgili bazı anketler yaptırmış. Anket
sonuçları hakkında ser verip sır verilmese de Numan Kurtulmuş'un bir
anket firmasıyla yaptığı görüşmeden bazı ayrıntılar öğrendim. Kurtulmuş,
partiye anket yapan bir isimle görüşüp, cemaatin oylarının ne kadar
olduğunu öğrenmek istemiş. Muhatabına, kendisine göre cemaatin oy
oranının yüzde üç civarında olduğunu da aktarmış. Anket firması
yetkilisi Kurtulmuş'un öngörüsüne karşı çıkıp, cemaatin oy oranının
yüzde sekize, çarpanlarıyla birlikte yüzde 16'ya varabileceğini iddia
etmiş. Çarpandan kasıt, cemaatin etki gücünün sonuçlara yansıması..."
***
Ülkemizdeki seçmen sayısı yaklaşık 52 milyon kişi...
Eğer cemaatin oy potansiyeli Numan Kurtulmuş'un tahmin ettiği gibi
yüzde 3 ise; demek ki oy verme yaşındaki Fethullahçılar'ın sayısı
yaklaşık 1,5 milyon kişi...
Yok; anket firmasının yetkilisinin dediği doğruysa, yani potansiyel yüzde 8'i buluyorsa; o zaman sayı 4 milyona ulaşıyor!
Bana sorarsanız; bu rakamların hepsi şişirme...
Eğer cemaatin gerçekten böyle bir gücü olsaydı, televizyon kanallarının reytingleri bu kadar yerlerde sürünmezdi!
***
Neyse, ne... Umarım cemaat, bugün kavga ediyormuş gibi yaptığı AKP'yi
desteklemekten gerçekten vazgeçer de eti budu neymiş hepimiz görürüz.
Ona bu kadar güç vehmedenler de akıllarını başlarına alırlar!
İSTİSMAR!
Başbakan, Diyarbakır'da yaptığı konuşmada, "Dağdakilerin indiğini,
cezaevlerinin boşaldğını göreceğiz" demişti. Bu sözler "genel af"fı
çağrıştırdı ve kamuoyu tepki gösterdi.
Bunun üzerine Başbakan, Diyarbakır'da söylediklerini her zaman
yaptığı gibi Ankara'da unuttu ve "Ben hayallerimden bahsediyorum, siz
'genel af' diyorsunuz. Gündemimizde kesinlikle böyle bir şey yok"
diyerek çark etti.
Adalet Bakanı önceki gün açıkladı:
Ülkemizdeki 359 cezaevinde şu anda 140 bin 520 tutuklu ve hükümlü bulunuyor.
Madem "genel af" olmayacak; o zaman bunca insan cezaevlerini nasıl boşaltacak?
Elbette başbakanlar da hayal kurar... Ama hiçbir başbakan, "hayal
sömürüsü" yapmaz. Tutukluların, hükümlülerin ve onların hasret çeken
yakınlarının duygularını istismar etmez.
Recep Tayyip Erdoğan'ınki hayal kurmak değil, seçim öncesi hayal istismarı yapmaktır.
Bunu görmemek için de "akıl körü" olmak gerekir!
GÜNÜN SORUSU
Başbakan Meclis Grubu'nda, "Korkuyla büyük devlet olunmaz" dedi; aynı
mekânda kendisini izleyen cemaatçi AKP Milletvekili İdris Bal da "Küçük
hesaplarla büyük devlet olunmaz" diye tweet attı. Sorum Başbakan'a:
Cemaatle daha fazla papaz olmaktan korkmuyorsanız, neden bu isyana
sessiz kaldınız? Yoksa korkuyla devlet olunmuyor; ama başbakan olunuyor
mu?
Bölücüye ihtiyaç yok!
Başbakan, Diyarbakır'da kullandığı "Kürdistan" sözünü savunurken, "Osmanlı'da da Doğu ve Güneydoğu, Kürdistan eyaletiydi" diyor.
İyi de bize ne kardeşim Osmanlı'dan?
Sen Osmanlı'nın sadrazamı mısın, yoksa 90 yıl önce dünyada eşi
benzeri görülmemiş bir halk savaşıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin
başbakanı mı?
Neymiş; ilk Meclis zabıtlarında da öyle yazıyormuş...
İlk Meclis ne zaman kuruldu? 1920'de...
Cumhuriyet ne zaman ilan edildi? 1923'te...
Madem Doğu ve Güneydoğu bir zamanlar "Kürdistan" eyaletiydi; o zaman İstanbul'u da Yunanistan'a iade edelim.
Sümer devletini de kurduralım ya da... Likya'ya, Lidya'ya, Hititlere topraklarını iade edelim!
***
Başbakan'ın "Kürdistan" diye tanımladığı topraklar, Misak-ı Milli
içindedir ve bir karış toprağını bile ayrıştırmaya kalkmak, ihanetlerin
en büyüğü, en affedilmezidir!
GÜNÜN İSYANI!
İsyanım bir zamanlar özel görüşmelerde AKP'ye nefretini dile getiren,
sonrasında ise bu partiye yanaşan ve "Akil Adamlar" arasına giren,
Yeşilçam'ın "bitirim"i Kadir İnanır'a:
O yerlere göklere sığdıramadığın Başbakan, seni kastederek, "Ahmet
Kaya'ya saldıran sanatçıların bir kısmı şimdi, 'O esnada dışarıdaydım'
diyor. Ulan hepiniz oradaydınız. Dürüst olun" dedi. Hani filmlerinde
"Uleeeeyyynnn" diye kükrüyordun ya, Başbakan'a bu sözünü iade etme
yürekliliğini neden gösteremiyorsun? Yoksa senin delikanlılığın "rol
icabı" mıydı?
Yorum Gönder