Durum çok dramatik ve vahim olmasa güleceğim…
Küresel finans çevrelerinde etkili ve iddialı bir haber ajansı olan “Bloomberg”in görmüş geçirmiş yorumcusu Marc Champion, “Kabul etmekten nefret ediyorum ama 10 yıldır Başbakan Erdoğan’ın gizli bir planı olduğunu söyleyen paranoyak laikler haklı çıkıyor” diye yazdı.
Kimdir Marc Champion diye baktım…
“Moscow Times”ın yıllarca genel yayın yönetmenliğini yapmış. Hem mesleki açıdan deneyimli bir gazeteci hem de “demokrasi olmayan rejimler” konusunda tecrübeli. Buna rağmen… Biz “laik paranoyakların” kaygılarına yıllarca kulaklarını tıkamış.
Tersine kendi deyişiyle bizi “nazik bir dille yıllardır” uyarmış!
‘Paranoya=delilik’ Serde ne de olsa “paranoyaklığımız” var!
Tekin görülmediğimiz için, bizlere karşı Champion ne olur ne olmaz “nazik dil” kullanmaya özen göstermiş.
Paranoya malum deliler için kullanılan bir kavram.
Vikipedya paranoya için; “Yunancada düpedüz delilik anlamına gelir” diyor ve ekliyor: “Paranoya, bireyin bir olay karşısında olayların olduğundan farklı gelişebileceğini öne sürdüğü hayal ürünlerinin tümüdür ve çoğu zaman şizofreni ile iç içedir…”
Kaygı, endişe, karşılığı olmayan korkuların yarattığı hayal dünyasında yaşayan insanlarla eh haliyle pek içli dışlı olmak istemezsiniz. Onlardan uzaklaşır, konuşmak zorunda kaldığınızda da pek pek uyarı yaparsınız.
Champion da böyle yapmış ve bizleri “uyarmış”. Uyarmış ne demiş? “Erdoğan 11 yıldır iktidarda. Bir gizli acendası olsaydı, çoktan hayata geçirirdi!”
11 yıl sonra TC başbakanının başına göktaşı düşmüş gibi birdenbire kız erkek karışık öğrenci evlerine müdahale etmesiyle… Erdoğan’ın gerçek yüzü sürpriz biçimde ortaya çıkmış ve maskesi düşmüş. “İçindeki İslamcı” faş olmuş! Biz “paranoyak laiklerin” haklılığı da böylece anlaşılıvermiş! Marc Champion bunu söylüyor. Bundan sığ bir analiz olabilir mi?
‘İslamcılık tanımı’niye gecikti? Erdoğan bu noktaya gelmeden önce Champion gibi deneyimli yorumcuları uyandıracak onlarca alarm verdi.
Başbakan olur olmaz ayağının tozuyla daha zinayı -şeriat yasalarıyla uyumlu şekilde- yeniden suç yapmak istedi.
Gizli acenda falan değil…
Açıkça çıktı; “Kadın erkek eşitliğine karşı olduğunu; böyle bir eşitliğe inanmadığını” söyledi. İlk ağızda aklıma gelen bu örneklerin hepsi, laik anayasadaki eşit yurttaşlık ilkesine aykırı beyan ve söylemlerdi.
Bunları zamanında defalarca yazıp çizdik.
Ama Marc Champion gibileri nezdinde “paranoyak laik” kontenjanından hükmümüz olmadığı için sözlerimiz boşlukta çınladı.
Şimdi “Bloomberg” yorumcusu, aniden “kızlı erkekli karma yaşamı ayrıştırıcı girişimleri”; “anayasaya aykırı” buluyor.
Erdoğan’ın böylelikle “anayasayı yok sayıp İslamın talep ettiğini düşündüğü davranış biçimini dayatmak istediğini” belirtiyor: “Aha işte bu, İslamcılığa cuk oturan bir tanımıdır!” diye ekliyor. Erdoğan bangır bangır “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” dediğinde de bu çıkışları demokratik, laik anayasaya aykırı düşmekteydi ama bu o zaman Batılı çevrelerden kimseyi rahatsız etmiyordu.
Niye? Çünkü dünyayı çekip çeviren ABD o sırada bambaşka tellerden çalmaktaydı.
ABD Başkanı Obama, Türkiye’de “kadın düşmanı” bu açıklamaların yapıldığı dönemde; “Müslüman demokrasi Türkiye” ile övünüyor; “Türkiye’nin bu doğasından korkmak yerine, onunla bağlarımızı tam da bu yönüyle sıklaştırmalıyız” açıklamalarında bulunuyor; Türkiye’yi benzeri olmayan bir “Müslüman demokrasi modeli” olarak pazarlıyordu.
Champion ve benzerleri için metnin altyazısı buydu.
O altyazı, biz ne söylersek söyleyelim ne dersek diyelim cümlemizi esamesi okunmayan “paranoyak deliler” kategorisine indirgemişti!
‘Model’ iflas edince
Paranoyak laiklerin söylemlerindeki cevher; şimdi bir tesadüf... Erdoğan’ı Beyoğlu ilçe başkanlığı döneminde ‘keşfeden’ eski ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz’in AKP’nin özellikle dış politikada hezimetini ilan ettiği bir döneme rastlıyor.
Ankara’nın Suriye politikasının iflasıyla, AKP’nin Washington’daki sponsorlarının tok sesle itiraz yükselttikleri ve ABD ile dalga boylarının ayrıştığı bir döneme isabet ediyor.
Rastlantı o ki bu noktada AKP içinde de çatlak sesler çıkmaya başlıyor. “Economist” gibi yayın organlarında bu çatlak sesler derhal; “AKP yoksa çözülmeye mi başladı?” sorularıyla karşılığını buluyor.
Batı medyası genelde, Gezi olaylarından itibaren “Türk modelinin iflasını” ele güne duyuruyor.
İşte Marc Champion kardeşimizin “paranoyak laiklere” haklarını teslim ettiği an budur! Tencere-tava çalan bir halk sokaklara dökülmüş; Washington’da karizma çizilmiş, Bloomberg “paranoyak laikleri” keşfediyor“Embedded gazeteciliğin” bundan iyi örneği olabilir mi?
Yorum Gönder