Coşkun Faik Kavala, henüz 27 yaşında genç bir yazar. Marmara
Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi Bilimi mezunu... İngilizce,
Fransızca, Rusça, Çince ve İspanyolca biliyor. Profesyonel turist
rehberliği yapıyor.
Gezi Parkı Derinişi sırasında işi gereği sabah Ayasofya'da, akşam ise
Taksim'de dolaşırken Ayasofya'nın harcındaki halk isyanıyla Gezi
Direnişi'ni bir araya getirmiş...
Çünkü Ayasofya'nın inşasına 532 yılındaki Nika İsyanı'ndan sadece 45 gün sonra başlanmış. Yazar bu konuda şunları söylüyor:
"Nika İsyanı bir halk eylemiydi. Haziran Direnişi de... Bu benzerlik
dikkatimi çekti: Roma İmparatorluğu, köleliğe dayanan toplumsal düzenden
feodal çağa geçiyordu. Hıristiyanlık devlet dini olarak kabul
edilmişti. Jüstinyen, bu yeni dine dayanan bir imparatorluk kurmaya,
yıkılmaya yüz tutan köleliği diriltmeye ve farklı inanç gruplarını
siyasi baskıyla ezmeye başlıyordu. Din kurumunun gitgide halk üzerinde
bir baskı aracına dönüştüğü böyle bir dönemde, teokratik diktatörlüğe
karşı biriken kin patladı. Buna Nika İsyanı deniliyor. Günümüzle
benzerliği, on beş yüzyıl sonrasında, dini motifleri kullanan, çalışan
halk kitlelerini sosyal güvenliksiz köleleştirmeye ve yapay
etnik-mezhepsel-kültürel nifaklarla ayrıştırmaya dayanan bir program
üzerinde yükselen baskı rejiminin kurulmasıdır. Uluslar üstü ortamlarda
hazırlanan bu program gereğince yasama, yürütme ve yargı, elbette
basınla silahlı kuvvetler, tek bir gücün eline geçince 'Jüstinyenizm'
açığa çıktı. Sonuçta, 532'deki Hipodrom, 2013'te Taksim oldu! Etki
tepkiyi doğurdu. Aradan yüzlerce yıl geçmesine karşın aynı coğrafyada
tarihin tekerrür etmesi anlamlıdır. Tıpkı 532'de olduğu gibi 2013'te de
asıl direniş, insanlar arasındaki eşitsizliğe dayanan sisteme karşı
olmuştur."
***
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan'la yaşadığı sorunları
unutturmak için olsa gerek, geçen hafta yeni bir "polemik" konusu ortaya
attı:
"Ayasofya bir an önce cami olmalı!"
Bu sözler Ayasofya'yı yine dinci kesimin gündeminin ilk sıralarına oturtmaya yetti.
Ben de bu yüzden bu ilginç kitabı iki günde okuyup çok şey öğrendim.
Dünü öğrenerek yarını kurmaya çalışan herkese öneririm.
İsyan ve Devlet
Türü: Deneme
Yazan: Coşkun Faik Kavala
Yayıncı: Doğu Kütüphanesi
Baskı tarihi: 2013, Ekim
Sayfa sayısı: 224
Fiyatı: Bu kitabı ne yazık ki kitapevlerinde ve internette kitap
satışı yapan sitelerde bulmanız çok zor. O yüzden isteyebileceğiniz
telefon numarasını yazıyorum: 0212-520 27 19
Kişisel not: Yazarı tanımıyorum. Bu, ikinci kitabı... İlk kitabı Mum Arayan Ülke, 2006'da yayımlandı.
Ödünüz kopuyor cehenneme gitmekten... Oysa hiç ekmedi yüreğine bu tohumu aklı başında olan!
Başlıktaki bu dizeleri Ömer Hayyam'ın bir rubaisinden aldım. Hayyam
için öte dünya bir bilinmezdir ama bu dünyayı cennet ya da cehennem
yapmak, insanın elindedir.
Ve ne yazık ki biz yine "öteki dünyaya yatırım" için, Allah'ın bize
verdiği bu dünyayı cennete çevirme fırsatını reddedenlerin tüm köşe
başlarını tuttuğu bir dönemden geçmekteyiz.
Bakın bu dünyadaki "cennet"i nasıl tanımlıyor Ömer Hayyam:
"Doyacak kadar aşın varsa
Başını sokacak bir de damın
İnsanoğluna kulluk etmiyorsan
Başkasının sırtından değilse geçimin
Tamam, zaten cennettesin!"
***
Ekrem Ataer, kendisine Türk müziğine adamış değerli bir sanatçı...
Bugüne kadar yüzlerce beste yaptı, sekiz albüm çıkardı, bir de Hacı Bektaş Oratoryosu besteledi.
Senfonik folk ve folk pop türlerinde eserler üretti.
Bu kitap, Ömer Hayyam'ın rubailerinin hangi koşullarda yazıldığını da bize anlatıyor.
Su içer gibi okuyacağınız bir kitap ama kesinlikle çok seveceğiniz bir müzik albümü...
Ömer Hayyam'ın en güzel rubailerini dinleme fırsatını kaçırmamanızı öneririm.
EKREM ATAER'İN BESTELERİYLE ÖMER HAYYAM
Yazıları toplayan ve şarkıları besteleyen: Ekrem Ataer
Yayıncı: Kaynak Yayınları
Baskı tarihi: 2013, Ekim
Sayfa sayısı: 183
Fiyatı: 25 lira
Kişisel not: Aydınlık'ta kültür sanat yazıları yazan Ekrem Ataer'le aynı çatı altındayız ama henüz tanışma şansım olmadı
Yorum Gönder