Server Tanilli’yi Anarken

Server Tanilli herkese karşı son derece centilmen, mütevazı ve aynı zamanda çok yönlü bilgi derinliği ile dikkatleri çekiyordu; ayrıca kıdemli hocalarımız dahi, herkeste saygı uyandırmaktaydı. Eserleri toplumda hep büyük ilgiyle karşılandı.

Server Tanilli ile dostluğumuz, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne intisap ettiğim 1960 yılında başlar. Merkez binanın büyük salonu andıran odaları çok işlevliydi; asistanlar için çalışma mekânları oldukları gibi, bunlardan 81 ve 104 numaralı odalarda aynı zamanda seminerler yapılır; öte yandan açlığımızı hafifletmek amacıyla simit, peynir ve çaydan oluşan öğle arası buluşma yerleriydi.

Renkli Sohbetler
1961 Anayasası’nın yürürlüğe girmesinden sonra, yeni kural ve kurumlarla ilgili hukuki tartışmalar buralarda bir tür sohbet havasında yapılırdı. Bu toplantılara o tarihlerde genç akademisyenler olarak İlhan Akın, Aydın Aybay, Ümit Doğanay, Selim Kameti, Aytekin Atay, Necip Kocayusufpaşaoğlu ile Server Tanilli ve kıdemli hocalarımız Tarık Zafer Tunaya, Lütfi Duran, Ragıp Sarıca, Vakur Versan, Edip Çelik de zaman zaman katılarak bizleri onurlandırırlardı.
Hukuki konulara ilaveten tarih, felsefe, edebiyat, resim, heykel ve sinema alanlarında da renkli sohbetler olurdu. Ragıp Sarıca Hoca’dan 2. Dünya Savaşı patladığında Mehmet Ali Aybar ve Süleyman Barda ile tandem üzerinde Paris’ten Marsilya’ya pedal çevirerek kaçışlarını, gece konaklamalarını, kendine özgü üslubu ile anlatışını dinlemek ayrı bir zevkti.

Server Tanilli bu ortamda herkese karşı son derece centilmen, mütevazı ve aynı zamanda çok yönlü bilgi derinliği ile dikkatleri çekiyordu; ayrıca kıdemli hocalarımız dahi, herkeste saygı uyandırmaktaydı. Bu yıllarda hukuk fakültesine giriş, merkezi sınav kapsamına alınıp çoktan seçmeli diye anılan test usulü ile yapılmaya başlamıştı. Hukuk fakültelerinde uzun yıllar yazılı ve sözlü olarak yapılan sınavların sözlü kısmı 1968 yılında kaldırılmıştı. Aslında bu uygulamanın öğrencilere yarar sağlamadığı sonraki yıllarda anlaşılacaktı. Öte yandan, liseden üniversiteye gelen öğrencilerin bilgi eksiklikleri ve yazılı ifade zafiyeti geçen zaman içinde kendini gösteriyordu. Sınav sorularına verilen cevaplar bunun açık kanıtlarıydı.

Bu endişeler nasıl giderilmeliydi? İlk akla gelen, dört yıllık hukuk fakültelerine hazırlık sınıflarının eklenmesiydi. Bu konu üzerinde uzlaşma sağlanması hayli güçtü, çok zaman alacağı anlaşılıyordu. Server Tanilli, o tarihlerde, bu endişeleri kısmen giderebilecek bir kitap üzerinde çalıştığından söz ediyordu. Nihayet,  üniversite öğrencileri için, kültür eksikliğini ya da açığını giderebilecek “Uygarlık Tarihi”, 1972 yılında önce “teksir” daha sonra da kitap olarak 1975 yılında basıldı. Kitap, Batı Dünyası Sosyalist Dünya Üçüncü Dünya (azgelişmiş ülkeler) ve Türkiye olarak dört başlıktan oluşuyordu. Bu başlıkların her biri kendi içlerinde tarih, felsefe, sosyoloji, edebiyat, güzel sanatlar ile birlikte toplumların siyasi, iktisadi ve sosyal yapılarını da tanıtıyordu. Başlıkların alt bölümleri düşünürlerden seçilmiş okuma metinleri ile desteklenip öğrencinin kendini denetleyeceği sorularla tamamlanıyordu.

'Savcı bile ilgilendi’

“Uygarlık Tarihi” yayım landıktan sonra, yalnızca yükseköğretim alanında değil, toplumda da büyük ilgiyle karşılandı. Server Tanilli kinayeli ifadesiyle “Sonunda bu kitapla savcı bile ilgilendi” diyecektir. Zira, bir ihbar sonucu, 1975 yılında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde savcının açtığı davada, “Uygarlık Tarihi” kitabının Marksist bir görüşle yazıldığı, komünizm propagandası yaptığı, bilimsel tarafsızlığa uymadığı ve liseden kopup gelen öğrencileri tek yönlü şartlandırdığını ileri sürmüştü. Devlet Güvenlik Mahkemelerini düzenleyen 1773 sayılı kanunun, açılan dava üzerine anayasaya aykırılığı nedeniyle iptali üzerine, Dosya İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Mahkeme, “Uygarlık Tarihi” isimli kitabın incelenmesinde bunun anayasanın 20 ve 21’inci sarahatine uygun hazırlandığına ve ders verme sırasında ilmi görüşlerini açıklamasının komünizm propagandası olarak kabulüne imkân görülmediğinden, Server Tanilli’nin 31.3.1978 tarihinde beraatına karar vermiştir.

Menfur saldırı
Server Tanilli bu karardan çok kısa bir süre sonra, 7 Nisan 1978 tarihinde ders çıkışı, Göztepe’deki evine dönerken gecenin karanlığında menfur bir silahlı saldırı sonucu vurularak felç oldu. Hayli uzun bir tedavi sonucunda yurda döndü; bütün acılı ve zor şartlarda dahi çalışmalarına, araştırmalarına ara vermedi. Ama 12 Eylül rejimi peşini bırakmadı. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, 8.4.1983 tarih ve ARŞ-660-01/3032 sayılı bir yazı ile İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nden, Server Tanilli’nin “Uygarlık Tarihi” başlığını taşıyan kitabın ders kitabı olarak kullanılmasının önlenmesini, Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliği’nden alınan 24 Mart 1983 tarihli yazıya dayanarak istemişti.

Yazı bununla da yetinmiyor, “Aynı türden kitaplar bulunabileceği noktasından hareketle, üniversitelerimizde okutulan kitapların taranması ile gerekli tedbirlerin alınmasına adı geçen makama sunulmak üzere sonuçtan bilgi verilmesini arz ve rica ederim” diyordu.

Sözün kısası: 12 Eylül rejimi kitap katliamında yükseköğretim kurumlarına bir tür cellat görevi de vermekteydi.

ERDOĞAN TEZİÇ Galatasaray Üniversitesi E. Öğretim Üyesi
Etiketler:

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget