Soru Sorma Bilinci - Coşkun Özdemir

Bilge insan Erdal İnönü İstanbul Tıp Fakültesi’nde verdiği bir konferansta “Türk toplumunda beyinsel merak gelişmemiştir” demişti. Doğru bir saptama olduğu kanısındayım. Toplumda güçlü bir beyinsel merak olsaydı metrolarda, tramvaylarda, hatta yürüyen merdivenlerde okuyan insanlar görecektik.
Merak eden, soru soran, yanıtları, doğruları arayan insanlarımız olacaktı.
İyi okullar niçin bu kadar pahalı?
Ben neden çocuklarımı bu okullarda okutamıyorum?
Bizim doktor, çocukları için ayda 5 bin lira okul parası ödüyormuş.
Benim ülkemde neden bu kadar çok trafik kazası oluyor?
Kadınlar neden bu kadar çok öldürülüyor?
İslam ülkelerinde niçin bu kadar çok kavga, öldürme var.
Müslümanlar niye birbirlerini boğazlıyor?
Neden İslam ülkeleri geri kalmışlar arasında.
Kadının saçlarının görünmesi niçin günahtır?
Ülkemizde erkek egemenliği nereden ileri geliyor?
Büyük bir imparatorluk kurmuş, Avrupa’ya uzanmıştık. Nasıl yıkıldı?
Neden büyük bilim adamları, felsefeciler, ünlü sanatçılar yetiştiremedik?
Aynı Allah’ın yaratıkları değil miyiz?
Niçin Avrupalıya, Amerikalıya alkol helal, bize haram?
Einstein, Galileo, Newton, Leonardo adlarını çok duyuyoruz. Müslüman değiller, neden bu kadar ünlüler? Bu ünü nasıl kazanmışlardır, kimler niçin büyüktür?
Bağımsızlık, antiemperyalizm, aydınlanma, laiklik ne demektir? Neye yarar?
Atatürk’ün bir vatan kurtarıcısı olduğunu biliyoruz. Bu millet onun üzerinde neden birleşemiyor?
Çok sayıda ordumuzun generali, gazetecisi, Merdan Yanardağ, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay gibi tanınmış gazeteciler niçin uzun yıllar hapse mahkum ediliyor? Yaşanan bu dram nasıl göz ardı ediliyor? Ne yaptıkları için hapisteler?
Ünlü yazarlar nasıl suç işliyorlar?
Bazı gazeteciler neden dışlanıyor, kovuluyorlar?..
Böyle binlerce soru var. Peşin yargılardan kurtulup, “bilmiyorum, bilmeye ihtiyacım yok, beni ilgilendirmez” demeyip sorarak, okuyarak, öğrenerek doğruyu arayarak halkımızla birlikte davranışlarımızı, seçimlerimizi, tercihlerimizi buna göre yapmalı değil miyiz?.. Bu bir yurttaşlık görevi ve sorumluluğudur. Bu sorumluluğu taşıyanlar bence vatandaşımıza da bunu öğretmek yükümlülüğünü taşırlar. Yaşamsal bir sorundur bu. Eğer yurttaş soru sorup cevap aramayı, doğrulara ulaşmayı bilmiyorsa, umursamıyorsa, dogma ve hurafelere bağlı kalıyorsa orada demokrasi olamaz, daha iyi, daha adil bir dünya kurulamaz.
Yazık ki politikacıların bir bölümü bu bilinçsizlikten , soru sormayan, bilmeyen, öğrenmeyen  halk kitlesinden yararlanmayı adeta ilke edinmiştir. Bugünkü ve yarınki planlarında bu gerçeğin hesabı yer almaktadır. Yurtseverlerin görevi bu halk, emek ve aydınlanma karşıtlığı ile aralıksız mücadele etmektir.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget