Aman onlar sevmesinler, çünkü Atatürk'e en büyük hakaret bu olur

Ne olduğu belirsiz zavallılar, ilkel nankörler, 10 Kasım gibi anlamlı bir günde, akılları sıra Atatürk'e hakaret etmek için “Olmasaydı da olurduk” demişler. Aslında bu bir ilanmış ve veren kişi de belliymiş. Ayrıca daha cesaretli olanlar ise süper yandaş kanallara çıkıp, Kemal diye hitap ettikleri Atatürk'ün ardından söylemediklerini bırakmamışlar.
Kabul etmek gerekir ki, bu zavallılar kendi doğrularını dile getirmişler. Yüzlerini, isimlerini ve niyetlerini gizlemeden ortaya koymuşlar. Dönemin şartlarının su yüzüne çıkardığı, üst düzey uçaklara bile alınan bu meczuplar ve onları gizliden gizliye destekleyen çevrelere en iyi yanıtı bu halk, Anıtkabir'e koşup, ziyaretçi sayısı rekoru kırarak verdi.
Ama yine de, “Olmasaydı da olurduk” diyenlerin arkasındaki zihniyetin temsilcilerini, onların da anlayacağı dilden anlatarak okkalı bir yanıt da biz verelim.
Evet, Atatürk olmasaydı bunlar yine olurdu, ama Türk bayrağı altında değil de, içinde birçok renk ve haç bulunan bir bayrak ya da bayrakların altında dolaşırlardı.
Evet, Atatürk olmasaydı, bunlar yine olurdu, ama Yunanistan, Ermenistan, Kürdistan, Pontus ya da başka bir devletin vatandaşı olarak mutlu mesut yaşarlardı.
Evet, Atatürk olmasaydı bunlar yine olurdu, ama adları, Ahmet, Mehmet, Ayşe ya da Fatma değil, Sarkis, Yorgos, Dimitri, Heleni vb olurdu. Bu da onların umurlarında bile olmazdı.
Evet, Atatürk olmasaydı bunlar yine olurdu, ama Cami cemaati olarak değil de Kilise mensubu olarak kayıtlara geçer, torunlarına “aaa, bizimkiler meğer hainmiş” diyecekleri bir miras bırakırlardı.
Evet, Atatürk olmasaydı bunlar yine olurdu, ama sünnet yerine vaftiz olur, girdikleri dini de kirletirlerdi.
Evet, Atatürk olmasaydı bunlar yine olurdu, ama bu topraklarda ezan sesini değil çan sesini duyarak ayine koşarlardı.
Evet, Atatürk olmasaydı bunlar yine olurdu, ama ellerini açıp âmin diyerek değil, haç çıkarıp amen diyerek saf tutarlardı.
Evet, Atatürk olmasaydı bunlar yine olurdu, ama Türkçe değil de Ermenice, Yunanca, Kürtçe ya da başka bir dilde okuyup yazarak, konuşarak kendilerini ifade ederlerdi.
Evet, Atatürk olmasaydı bunlar yine olurdu, ama onur, gurur, şeref, namus gibi değerleri hiç tanıyamazlardı.
Evet, Atatürk olmasaydı bunlar yine olurdu, ama bu toprakları ele geçirenler,  onlara, onun ya da bunun çocuğu musun diye sorardı.
“Olmasaydı da olurduk” diyenleri dedelerinden bilirsiniz. Bir millet, dinine, diline, toprağına, onuruna, şerefine, namusuna sahip çıkarak Mustafa Kemal önderliğinde var olma savaşı verirken, bunların dedelerini İngilizlerin kurduğu hilafet yani İslam ordusunda emperyalistlere uşaklık yaparken gördük.
Bunların dedelerini, şeyh Eşref, 1. ve 2. Düzce ayaklanmalarında, Şeyh Sait isyanında, Kubilay'ın şehit edildiği Menemen ayaklanmasında gördük. Görmeye de devam edeceğiz.  
Evet, Atatürk olmasaydı, bunlar yine olurdu, ama bizler olmazdık. Çünkü bizim atalarımız, dedelerimiz Mustafa Kemal gibi bir lider ile birlikte, yedi düvele karşı, onur, şeref, namus, vatan, din, millet için savaşırken şehit düşmüş olurdu. Geriye de namus ve şereften nasibini almamışlar kalırdı. İşte bu yüzden bir kez tekrarlamakta yarar var, “Aman onlar sevmesinler, çünkü Atatürk'e en büyük hakaret bu olur…”

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget