Başbakan Erdoğan’ın Rusya gezisinde dikkat çeken en önemli öğe,
herhalde Şanghay işbirliği örgütü ile ilgili olarak dile getirdiği istek
oldu.
Rusya Devlet Başkanı V. Putin ile yaptığı basın
toplantısında, söz bir ara Avrupa Birliği ile olan ilişkilere geldi.
Putin; Türkiye’nin bu konudaki tecrübesinden söz ederek ülkemizin 60
yıldır AB kapısında bekletildiğine gönderme yaptı.
Topu alan Erdoğan, “O zaman bizi Şanghay örgütüne alın.” dedi.
Rus
Devlet Başkanı bu konuda hayır demedi ama evet de demedi. Birincisi;
bu, çok büyük bir talep, Türkiye açısından da NATO açısından da… İki
büyük blokun politikası etkilenecek. İkincisi; elbette ki bu kararı o
tek başına verebilecek bir konumda değil. İşin içinde Çin de bulunuyor.
Aslında temel belirleyici orası…
Burada önemli olan Türkiye’nin
açık açık Şanghay örgütüne girmek istediğini dile getirmesidir. Gerçi
bizim başbakan daha önce de bu isteğini dile getirmişti. Lakin bu örgüt,
Tçürkiye’nin sıkı ilişkiler içinde olduğu AB’ye ve hatta ABD’ye bir
alternatif olarak oluşturulmuş bulunuyor. Türkiye’nin hem AB’ye hem de
Şanghay örgütüne girmek istemesi bir çelişki gibi görünse bile aslında
bir tepkinin sonucudur.
Ülkemizin AB kapısında bir dilenci
konumuna düşürülmesine duyulan tepkinin bir dışa vurumudur bu. Yoksa
Türkiye örgütlü biçimde büyük bir siyasi değişiklik yaparak yüzünü
Şanghay’a dönecek değildir.
***
Bu isteğin derin anlamı; Avrasya seçeneği denilen bir seçeneğe yönelmektir.
Herkes
bilir ki Avrasya seçeneğini gündeme getirenlerin başında İşçi Partisi
gelmekteydi. Yine ordu içindeki bir grup da 2000’lere girilirken
Avrasya seçeneğini dillendirmişti. Bu seçenek; ABD’nin en büyük rakibi
haline gelen Çin’e yönelmek demektir. Böyle bir eğilimi ABD asla
affetmezdi; affetmedi de. Bunun sonucu Ergenekon ve Balyoz davalarının
gündeme getirilmesi oldu.
Şimdi Başbakan Erdoğan’ın bu seçenekten söz etmesi; bir latife değil ise ciddi bir politika değişikliği demektir.
Peki
Ak Parti iktidarını böyle düşünmeye, böyle davranmaya zorlayan uluslar
arası şartlar nelerdir? Yoksa Başbakan Erdoğan, Batı’da kendisine karşı
bir kampanya başlatıldığını mı düşünüyor? Bunu başlatanlara bir gözdağı
vermek için mi, yani ben seçeneksiz değilim demek için mi Şanghay
örgütüne girmekten söz etti?
Türkiye’nin dış politikasında; iç
politikadan kaynaklanan değişik ataklar görecek gibiyiz. Bu yüzden
önümüzdeki seçimler çok hareketli olacağa benziyor.
Yorum Gönder