Türban dinin emri midir? - Gündüz Akgül

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Türban dinin emridir. Bunu bilmemek cahilliktir” buyurdular.
Cahil olmaktan pay almamak için merak ettim araştırmaya başladım.
Bu güne kadar konuya değinenler, başı örtmenin Nur süresinin 31. Ayetinde geçtiğini yazdılar. Araştırmaya bu süreyi incelemekle başladım.
Nur Suresinin 31. Ayetinin başörtüsü ile ilgili bölümü aynen şöyledir. “başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar”  (Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk-Kuranı Kerim ve Türkçe Meali)
Elmalılı Hamdi Yazır’ın Türkçe mealinde ise ayetin örtünme ile ilgili bölümü aynen şöyledir. “Başörtülerini yakalarının üzerine vursunlar”
Güneş Gazetesi tarafından bir ramazan ayında okuyucuya armağan olarak dağıtılan “Kuranı Kerim ve Türkçe Anlamı”nı edinmiştim. Oradan baktım aynen şöyledir. “Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar”
Nur süresinin 31. Ayetinde sözü geçen başörtüsü, nur içinde yatsın 86 yaşında hakka yürüyen sevgili annemin ve şu anda hayatta olan 75 yaşını geçmiş ablalarımın geleneksel başörtüsünün tarifidir.
Dini bir simge olmayan geleneksel başörtüsünü kullanan analarımızın, bacılarımızın ideolojik bir istekleri olmadığı gibi laik Cumhuriyetle de bir sorunları yoktur.
Ayette, tarifi yapılan başörtüsünün türbanla hiçbir şekilde benzerliği yoktur ve örtünürken saçınızın bir teli görünmesin diye bir ifadede yoktur.
Anadolu kadınının geleneksel olarak örtükleri başörtüsüne kimsenin itirazı olmadığı gibi, dini inançları gereği türban taktıklarını söyleyen bayanların özel yaşamlarındaki bu tercihlerine de kimsenin bir şey dediği yoktur ve olamaz.
Anayasamızın 2. Maddesine göre “demokratik ve laik” bir devleti olduğumuz belirtilmektedir.
Demokrasi bir kurallar rejimidir. Konulan kurallar herkese eşit olarak uygulanıyorsa burada eşitsizlikten ve mağduriyetten söz edilemez.
Laiklik ise demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur.
Anayasa mahkemesinin, Yargıtay’ın, Danıştay’ın ve yargı yetkisini kabul ettiğimiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bağlayıcı kararlarına göre türban dini bir simge olarak kabul edilmiş ve kamu alanlarında takılamayacağı belirtilmiştir.
Kamu alanı tüm yurttaşlara ait olan bir alandır. Bu alanda, iktidarda olan herhangi bir partinin kendi düşüncesi ve inancı doğrultusunda bir dayatmada bulunması kabul edilemez.
İktidarlar, kamu alanının nereleri kapsayacağı konusunda yasa çıkarabilirler.
Ama bir alana, burası kamu alanıdır şeklindeki yasal bir saptama yapıldıktan sonra, artık bu alanın yurttaşlar arasında eşit olarak nasıl kullanılacağını hukuk belirler.
Yukarıda belirttiğim hukuki kararlar hala geçerliliğine korurken, genelgelerle, yönetmelik değişiklikleri ile veya yaptım oldu tarzındaki emirlerle hukukun arkasından dolanmak o işleme yasallık kazandıramaz.
Ayrıca birçok İlahiyatçı bilim adamı da, kutsal kitabımızda türban şeklinde bir başörtüsünün olmadığını açıklamaktadırlar.
Kutsal kitabımızda türban tarzında bir başörtüsü olduğunu savlayanlar, o ayeti göstersinler, bilmeyenler öğrensin ve bir daha aksini savunmasınlar.
Umarım bu açıklamalarla hisseme düşen cahilliği gidermiş sayılırım!

05.10.2013
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget