Önemli olan koltuk değil, o koltuğun
saygınlığını muhafaza etmek, hakkını vererek ayırt etmeden insanları sevgiyle
kucaklamaktır. Şahsen ben ve Tekin bugüne kadar hep bunu yaptık.
Naçizane, bugün kadın arkadaşlarım tarafından halen
seviliyorsam benim için yirmi koltuğa bedeldir.
Bu sevgiyi hiçbir şeye değişmem. Eğer Tekin’de örgüt tarafından çok
seviliyorsa daima alçak gönüllü ve efendi kişiliği içindir.
Bulunduğu yere Sosyal Demokrat Halkçı Partisi’nden beri
tabir caizse tırnakları ile kazıya kazıya gelmiştir. Dürüst siyasetin, onurlu duruşun
sembol kişiliğini onda görebiliriz. İyi bir dinleyici olduğu kadar
kimseyi kırmama gibi bir prensibe sahiptir. Hangi makamda olursa olsun gelen
konuklarını ayakta karşılamış, örgütüne hiç bir zaman sırtını dönmemiştir. Bunun için ona Halkın Adamı derler. Kadıköy
Belediyesi Başkan Vekili iken olsun, İl Başkanlığı döneminde olsun kendisini
çok sevenler olduğu yanı sıra çekemeyenlerde olmuştur. İstanbul Milletvekili ve
CHP. Genel Başkan Yardımcımız olan Sn. Tekin’i yakından tanıyan bir arkadaşı olarak
ona yapılan haksızlıklara karşı isyan ediyorum.
****
Türkiye, Gürsel Tekin’i Deniz
Baykal’ın Genel Başkanlığı döneminde, CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın
muhalefetine rağmen İstanbul gibi Türkiye’nin en büyük metropolünde CHP
İstanbul İl Başkanı olmasıyla tanıdı.
Akatlar Spor ve Kültür Kompleksi'nde
gerçekleştirilen CHP İstanbul 33. Olağan İl Kongresindeki seçimlerde
644 delegeden birisi de bendim. 5 bin
kişilik kongre salonu dolmuş bir o kadar da insan seli bahçedeydi.
Kimler yoktu ki? Sanatçılar,
Türkiye’nin dört bir tarafından gelen il, ilçe başkanları, İşçiler, Romenler velhasıl sanki
Türkiye oraya akmıştı. Sn. Baykal’ın salona gelmesi büyük coşkuyla
karşılanmıştı.
Ah! Ah. Ne güzel bir gün, ne güzel
bir kongreydi. Unutamam. Kongrede sevgililer günü nedeniyle "kırmızı kalp
içinde ok"un yer aldığı amblem kullanılmıştı.
15 Ağustos 2007'den beri CHP İstanbul
İl Başkanlığı yapan ve kongrede de aday olan Gürsel Tekin o günkü konuşması ile
sanki il başkanı değil Anakent başkan adayı gibi konuşmuştu..
İşte üç sene önceki konuşması:
İstanbul'un nasıl rant alanına döndüğünü nasıl bir talan
alanına dönüştüğünü geçen kongrede anlatmıştım. Onlarca bilim adamıyla
hiçbir siyasi görüşüne bakmaksızın bütün bilim adamlarını toplayıp İstanbul'un
trafik sorununun nasıl çözüleceğini tartıştık. Bu sempozyum kitap haline
dönüştü ve bugün bir çok üniversitede bu ders olarak gösterilmekte.
Yine İstanbul fay hattı üzerinde. Depremle ilgili de bir
sempozyum düzenledik. Maalesef medya buna pek ilgi göstermedi. Depremle ilgili
84 bilim adamımız birlikte çalıştı. 11 yıl geçti depremin üzerinden ama hiçbir
şey yapılmadı.
İnsanların iki temel şeyi vardır. Biri su diğeri hava. Su
sorunu ile ilgili 164 bilim adamımız bir çalışma yaptı. Sadece İstanbul'un
değil Türkiye ve Ortadoğu'nun su sorununun nasıl çözüleceği o çalışmalarda var.
Ayamama Deresi taştığında Sayın Başbakan "Derelerin
intikamı" dedi. Orada ölen 33 vatandaşımızın katili dere değil sizsiniz
Sayın Başbakan. Bir ay sonra derenin üzerinde alışveriş merkezi açtınız.
Çıktınız orada yaptığınız konuşmada bakkallara seslenip
"birleşip alışveriş merkezleri açın" dediniz. Bakkallar sizin
çocuklarınız kadar akıllı değil Sayın Başbakan.
İstanbul Kültür Başkenti oldu. 15 milyon dolar para
harcadılar 7 tepeli şehir dediler, tüm tepeleri işgal ettiniz. Tepe
göreniniz var mı İstanbul'da tepe kalmadı.
16 yıldır İstanbul'u yöneten Kadir Topbaş çıkıp İstanbul'un
yüzde 65'i kaçak diyor.
Bir kar yağıyor. Belediye başkanı ekrana çıkıp alarm veriyor
"evinizden çıkmayın" diyor. Böyle mi olur kültür başkenti.
Belediyenin 23 tane şirketi var. Bu şirketlerin
yöneticilerinin kim olduğunu bir türlü öğrenemedik.
Zarar 1 milyar dolar. Sayın genel başkanım CHP İstanbul'da iktidar
olsa bizim yöneticilerimiz 35 milyar maaş alır mı? Buna biz izin vermeyiz.İşte
şirketleri böyle talan etmişler.
Koç Sabancı 7 kişilik yönetim kurullarıyla yönetilirken
zarar eden şirketler 24 kişilik yönetim kuruluna sahip.
Bir de 3. köprü olayı var. Getirdik resmi mühürlü belgeyi
suratlarına çarptık. Topbaş yumuşatarak güzergâhı kabul etti. Ardından Sayın
Başbakan çıkıp bana "malum partinin il başkanı" diyerek resmi mühürlü
belgeleri reddetti. Ben bu ülkenin başbakanına yalancı demek istemiyorum ama
durum budur.
Malum parti dediği Cumhuriyet Halk Partisi. Gazeteciler AK Parti demeyip AKP
dediği için kavga ediyor. AKP'nin açılımı Adalet ve Kalkınma Partisi'dir AK
Parti değil. Utanıyorsanız partinizin ismini değiştirin. Bak biz utanmıyoruz. Başbakanın
"malum parti" dediği Cumhuriyet Halk Partisi. Mustafa Kemal
Atatürk'ün İsmet İnönü'nün Bülent Ecevit'in Deniz Baykal'ın genel başkanlığını
yaptığı 86 yıllık tertemiz bir parti.
Başbakanla Ulaştırma Bakanı helikopterle 3. köprü güzergâhı
belirliyor. Belediyenin kadrolarını bile Başbakan bizzat kendisi atıyor. Madem
güvenmiyordun neden Topbaş'ı belediye başkanı seçtirdin.
Başbakan 8 binanın tadilatını TOKİ'ye yaptırıyor. TOKİ'nin
görevi bina yapmak. Şimdi plan da yapıyor. Oldu olacak gel belediyeyi yönet.
Sayın Topbaş hiç mi rahatsız olmuyorsunuz? Ben olsam genel
başkanıma gidip "Bana güvenmiyorsanız istifa edeyim" derim. Sayın
Topbaş TOKİ'ye dava açtı. Topbaş da çaresiz kaldı yargıya gitti.
Ben kendimi bildim bileli bu kutsal yuvada siyaset yaptım.
Örgütümü ailem saydım. CHP İstanbul İl Başkanlığı'na tekrar aday olduğum şu anda duygularımı
ifade etmekte zorlanıyorum. Ama buradakilerin gözlerine baktığımda kendime
güvenim yerine geliyor. Bu gözlerde Türkiye'nin ve İstanbul'un geleceğine
dair ışık görüyorum. Ben o gözlere baktığımda Mustafa Kemal ve silah
arkadaşlarını görüyorum. Ben o gözleri çok seviyorum. İyi ki varsınız
644 delegenin 527'si oy kullandı, 460
oy geçerli sayılmış Gürsel Tekin yeniden başkan seçilmişti.
Şimdi gelelim Sarıgül meselesine;
Gürsel Tekin genel başkan
Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dahilinde anakent aday adaylığını açıkladığını
söylemiş ve günler öncesinden açıklama yapacağı tarihi medyada ilan etmişti.
Buna rağmen aynı gün Sarıgül’ün büyük bir şovla genel merkezde CHP kartını alma
töreni yapmasına akıl sır erdiremiyorum.
Bir de üstüne üstlük örgütün bir
kısmı İl Başkanı tarafından otobüslerle Ankara’ya götürülüyor, bu yetmiyor
başkan ilçelere aynı gün eğitim çalışması yapmaları için genelge gönderiyor.
Sonra şimdiye kadar hiçbir genel
başkan yardımcısının aday adayı olacak kimsenin ayağına gitmiş olması CHP
tarihinde görülmemiştir. En azından ben böyle biliyorum.
Başbakan Erdoğan bu günkü gurup toplantısında
CHP'ye tekrar üye olan Mustafa
Sarıgül'e de göndermelerde bulundu. "Bir taraftan yolsuzluk dosyası ile
ihraç edeceksin, ondan sonra da cankurtaran simidi gibi ona yapışacaksın. Böyle
bir mantık olur mu?”
Olur. Bu muhalefet partisinin içinde bu var, genlerinde var.
Normal.
Diye konuştu.. İşte bu sözler de
benim içimi yakıyor. CHP bu sözleri hak etmiyor, ne yazık ki CHP’nin genlerinde olmayan şeyler
oluyor partide. Ben artık partimi tanıyamaz oldum.
Bu Sarıgül sevdası nedir anlayamadım.
Hem de hakkında bunca söylenti varken.
Medyada yazılanlar da kahrediyor insanı. Sarıgül
CHP ye değil, CHP Sarıgül’e katıldı. Görünüş öyle . .Koskoca CHP
için söylenenleri duydukça partimi
koruyamaz hale geldim artık.
Partiyi sanki genel başkan değil de kötü bir sihirli değnek
yönetiyor.
Sarıgül resmen tarikatlarla iş
birliği içinde olduğunu bir TV kanalında söyledi. Arkasında medya ve para
babaları baronlar var. Başbakanı dünya lideri diye övüyor sonra CHP
ye geliyor. Olacak iş değil ya!
2011 yılından beri ünlü bazı köşe
yazarı ve siyasetçiler Mustafa Sarıgül’ün CHP Genel Başkanlığı’na hazırlandığı
yönünde tespitlerde bulundular. Zaten o analizlere, yazılara hiç gerek yok
Sarıgül’ün genel başkanlığa oynadığını yıllardır biliyoruz bizler. Ayrıca
Sarıgül İstanbul’da asla kazanamayacaktır bu riski göze alamayacağından ötürü
adaylığını açıklayacağını da şahsen sanmıyorum. Onun gözü CHP’yi ele
geçirmektir.
İnsanın ağrına giden de budur. Bir
yanda yıllarını partiye adamış ve ne olursa olsun asla partiden kopmamış bir
emektar, diğer yanda CHP’nin başına musallat olan ve partiden ihraç edilmiş,
başka partilere gitmiş sonra yine dönüş bir aday var. İstanbul’un anahtarını genel
başkana götürecekmiş. Kardeşim madem kendine o kadar güveniyorsun ya bağımsız
aday veya kendi partinden neden aday olmadın diye sormazlar mı adama?
Gürsel Tekin’e Genel merkezin üvey evlatmış
gibi davranışı karşısında bu olay Tekin olayından çıkmış her gerçek CHP li için
onur olayına dönüşmüştür artık.
Bir yanda örgüt
emekçisi ,diğer yanda tepeden inme bir aday. Sanırım örgüt bunu
değerlendirecektir.
TC:Tünay Süer
Yorum Gönder