GÜRSEL Tekin’e yapılan haksızlık karşısında, susmayacağız!

CHP li Tekin’i yaklaşık 30 yıldır tanırım. Aynı komisyonlarda görev yaptığımız oldu. Şunu samimiyetle söylemek isterim ki parti içinde bazı arkadaşlarım gibi ne ben ne de Tekin bir yerlere geldiğimiz zaman hiç büyüklük kompleksine kapılmadık.
Önemli olan koltuk değil, o koltuğun saygınlığını muhafaza etmek, hakkını vererek ayırt etmeden insanları sevgiyle kucaklamaktır. Şahsen ben ve Tekin bugüne kadar hep bunu yaptık.
Naçizane,  bugün kadın arkadaşlarım tarafından halen seviliyorsam benim için yirmi koltuğa bedeldir.  Bu sevgiyi hiçbir şeye değişmem. Eğer Tekin’de örgüt tarafından çok seviliyorsa daima alçak gönüllü ve efendi kişiliği içindir.
Bulunduğu yere Sosyal Demokrat Halkçı Partisi’nden beri tabir caizse tırnakları ile kazıya kazıya gelmiştir. Dürüst siyasetin, onurlu duruşun sembol kişiliğini onda görebiliriz. İyi bir dinleyici olduğu kadar kimseyi kırmama gibi bir prensibe sahiptir. Hangi makamda olursa olsun gelen konuklarını ayakta karşılamış, örgütüne hiç bir zaman sırtını dönmemiştir.  Bunun için ona Halkın Adamı derler. Kadıköy Belediyesi Başkan Vekili iken olsun, İl Başkanlığı döneminde olsun kendisini çok sevenler olduğu yanı sıra çekemeyenlerde olmuştur. İstanbul Milletvekili ve CHP. Genel Başkan Yardımcımız olan Sn. Tekin’i yakından tanıyan bir arkadaşı olarak ona yapılan haksızlıklara karşı isyan ediyorum.
                                                                         ****
Türkiye, Gürsel Tekin’i Deniz Baykal’ın Genel Başkanlığı döneminde, CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın muhalefetine rağmen İstanbul gibi Türkiye’nin en büyük metropolünde CHP İstanbul İl Başkanı olmasıyla tanıdı.
Akatlar Spor ve Kültür Kompleksi'nde gerçekleştirilen CHP İstanbul 33. Olağan İl Kongresindeki seçimlerde
644 delegeden birisi de bendim. 5 bin kişilik kongre salonu dolmuş bir o kadar da insan seli bahçedeydi.
Kimler yoktu ki? Sanatçılar, Türkiye’nin dört bir tarafından gelen il, ilçe başkanları, İşçiler, Romenler velhasıl sanki Türkiye oraya akmıştı. Sn. Baykal’ın salona gelmesi büyük coşkuyla karşılanmıştı.
Ah! Ah. Ne güzel bir gün, ne güzel bir kongreydi. Unutamam. Kongrede sevgililer günü nedeniyle "kırmızı kalp içinde ok"un yer aldığı amblem kullanılmıştı.
15 Ağustos 2007'den beri CHP İstanbul İl Başkanlığı yapan ve kongrede de aday olan Gürsel Tekin o günkü konuşması ile sanki il başkanı değil Anakent başkan adayı gibi konuşmuştu..
İşte üç sene önceki konuşması:
İstanbul'un nasıl rant alanına döndüğünü nasıl bir talan alanına dönüştüğünü geçen kongrede anlatmıştım. Onlarca bilim adamıyla hiçbir siyasi görüşüne bakmaksızın bütün bilim adamlarını toplayıp İstanbul'un trafik sorununun nasıl çözüleceğini tartıştık. Bu sempozyum kitap haline dönüştü ve bugün bir çok üniversitede bu ders olarak gösterilmekte.
Yine İstanbul fay hattı üzerinde. Depremle ilgili de bir sempozyum düzenledik. Maalesef medya buna pek ilgi göstermedi. Depremle ilgili 84 bilim adamımız birlikte çalıştı. 11 yıl geçti depremin üzerinden ama hiçbir şey yapılmadı.
İnsanların iki temel şeyi vardır. Biri su diğeri hava. Su sorunu ile ilgili 164 bilim adamımız bir çalışma yaptı. Sadece İstanbul'un değil Türkiye ve Ortadoğu'nun su sorununun nasıl çözüleceği o çalışmalarda var.
Ayamama Deresi taştığında Sayın Başbakan "Derelerin intikamı" dedi. Orada ölen 33 vatandaşımızın katili dere değil sizsiniz Sayın Başbakan. Bir ay sonra derenin üzerinde alışveriş merkezi açtınız.
Çıktınız orada yaptığınız konuşmada bakkallara seslenip "birleşip alışveriş merkezleri açın" dediniz. Bakkallar sizin çocuklarınız kadar akıllı değil Sayın Başbakan.
İstanbul Kültür Başkenti oldu. 15 milyon dolar para harcadılar 7 tepeli şehir dediler, tüm tepeleri işgal ettiniz. Tepe göreniniz var mı İstanbul'da tepe kalmadı.
16 yıldır İstanbul'u yöneten Kadir Topbaş çıkıp İstanbul'un yüzde 65'i kaçak diyor.
Bir kar yağıyor. Belediye başkanı ekrana çıkıp alarm veriyor "evinizden çıkmayın" diyor. Böyle mi olur kültür başkenti.
Belediyenin 23 tane şirketi var. Bu şirketlerin yöneticilerinin kim olduğunu bir türlü öğrenemedik.
Zarar 1 milyar dolar. Sayın genel başkanım CHP İstanbul'da iktidar olsa bizim yöneticilerimiz 35 milyar maaş alır mı? Buna biz izin vermeyiz.İşte şirketleri böyle talan etmişler.
Koç Sabancı 7 kişilik yönetim kurullarıyla yönetilirken zarar eden şirketler 24 kişilik yönetim kuruluna sahip.
Bir de 3. köprü olayı var. Getirdik resmi mühürlü belgeyi suratlarına çarptık. Topbaş yumuşatarak güzergâhı kabul etti. Ardından Sayın Başbakan çıkıp bana "malum partinin il başkanı" diyerek resmi mühürlü belgeleri reddetti. Ben bu ülkenin başbakanına yalancı demek istemiyorum ama durum budur.
Malum parti dediği Cumhuriyet Halk Partisi. Gazeteciler AK Parti demeyip AKP dediği için kavga ediyor. AKP'nin açılımı Adalet ve Kalkınma Partisi'dir AK Parti değil. Utanıyorsanız partinizin ismini değiştirin. Bak biz utanmıyoruz. Başbakanın "malum parti" dediği Cumhuriyet Halk Partisi. Mustafa Kemal Atatürk'ün İsmet İnönü'nün Bülent Ecevit'in Deniz Baykal'ın genel başkanlığını yaptığı 86 yıllık tertemiz bir parti.
Başbakanla Ulaştırma Bakanı helikopterle 3. köprü güzergâhı belirliyor. Belediyenin kadrolarını bile Başbakan bizzat kendisi atıyor. Madem güvenmiyordun neden Topbaş'ı belediye başkanı seçtirdin.
Başbakan 8 binanın tadilatını TOKİ'ye yaptırıyor. TOKİ'nin görevi bina yapmak. Şimdi plan da yapıyor. Oldu olacak gel belediyeyi yönet.
Sayın Topbaş hiç mi rahatsız olmuyorsunuz? Ben olsam genel başkanıma gidip "Bana güvenmiyorsanız istifa edeyim" derim. Sayın Topbaş TOKİ'ye dava açtı. Topbaş da çaresiz kaldı yargıya gitti.
Ben kendimi bildim bileli bu kutsal yuvada siyaset yaptım. Örgütümü ailem saydım. CHP İstanbul İl Başkanlığı'na tekrar aday olduğum şu anda duygularımı ifade etmekte zorlanıyorum. Ama buradakilerin gözlerine baktığımda kendime güvenim yerine geliyor. Bu gözlerde Türkiye'nin ve İstanbul'un geleceğine dair ışık görüyorum. Ben o gözlere baktığımda Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını görüyorum. Ben o gözleri çok seviyorum. İyi ki varsınız

644 delegenin 527'si oy kullandı, 460 oy geçerli sayılmış Gürsel Tekin yeniden başkan seçilmişti.
Şimdi gelelim Sarıgül meselesine;
Gürsel Tekin genel başkan Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dahilinde anakent aday adaylığını açıkladığını söylemiş ve günler öncesinden açıklama yapacağı tarihi medyada ilan etmişti. Buna rağmen aynı gün Sarıgül’ün büyük bir şovla genel merkezde CHP kartını alma töreni yapmasına akıl sır erdiremiyorum.
Bir de üstüne üstlük örgütün bir kısmı İl Başkanı tarafından otobüslerle Ankara’ya götürülüyor, bu yetmiyor başkan ilçelere aynı gün eğitim çalışması yapmaları için genelge gönderiyor.
Sonra şimdiye kadar hiçbir genel başkan yardımcısının aday adayı olacak kimsenin ayağına gitmiş olması CHP tarihinde görülmemiştir. En azından ben böyle biliyorum.
 Başbakan Erdoğan bu günkü gurup toplantısında
CHP'ye tekrar üye olan Mustafa Sarıgül'e de göndermelerde bulundu. "Bir taraftan yolsuzluk dosyası ile ihraç edeceksin, ondan sonra da cankurtaran simidi gibi ona yapışacaksın. Böyle bir mantık olur mu?”
Olur. Bu muhalefet partisinin içinde bu var, genlerinde var. Normal.
Diye konuştu.. İşte bu sözler de benim içimi yakıyor. CHP bu sözleri hak etmiyor,  ne yazık ki CHP’nin genlerinde olmayan şeyler oluyor partide. Ben artık partimi tanıyamaz oldum.
Bu Sarıgül sevdası nedir anlayamadım. Hem de hakkında bunca söylenti varken.
 Medyada yazılanlar da kahrediyor insanı. Sarıgül CHP ye değil, CHP Sarıgül’e katıldı. Görünüş öyle . .Koskoca CHP için  söylenenleri duydukça partimi koruyamaz hale geldim artık.
Partiyi sanki genel başkan değil de kötü bir sihirli değnek yönetiyor.
Sarıgül resmen tarikatlarla iş birliği içinde olduğunu bir TV kanalında söyledi. Arkasında medya ve para babaları baronlar var. Başbakanı dünya lideri diye övüyor sonra CHP ye geliyor. Olacak iş değil ya!
2011 yılından beri ünlü bazı köşe yazarı ve siyasetçiler Mustafa Sarıgül’ün CHP Genel Başkanlığı’na hazırlandığı yönünde tespitlerde bulundular. Zaten o analizlere, yazılara hiç gerek yok Sarıgül’ün genel başkanlığa oynadığını yıllardır biliyoruz bizler. Ayrıca Sarıgül İstanbul’da asla kazanamayacaktır bu riski göze alamayacağından ötürü adaylığını açıklayacağını da şahsen sanmıyorum. Onun gözü CHP’yi ele geçirmektir.
İnsanın ağrına giden de budur. Bir yanda yıllarını partiye adamış ve ne olursa olsun asla partiden kopmamış bir emektar, diğer yanda CHP’nin başına musallat olan ve partiden ihraç edilmiş, başka partilere gitmiş sonra yine dönüş bir aday var. İstanbul’un anahtarını genel başkana götürecekmiş. Kardeşim madem kendine o kadar güveniyorsun ya bağımsız aday veya kendi partinden neden aday olmadın diye sormazlar mı adama?
 Gürsel Tekin’e Genel merkezin üvey evlatmış gibi davranışı karşısında bu olay Tekin olayından çıkmış her gerçek CHP li için onur olayına dönüşmüştür artık.
Bir yanda  örgüt emekçisi ,diğer yanda tepeden inme bir aday. Sanırım örgüt bunu değerlendirecektir.
TC:Tünay Süer

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget