Turkish Engizisyon davaları sonunda verilen ağır cezalar bu ülkede aklı başında bütün insanları rahatsız etmiştir. Daha fazla rahatsızlık veren husus; iktidar mensupları ve onlara bağlı yandaş basın-yayın elemanlarının attıkları sevinç çığlıklarıdır. Hele yargılanan askerler olduğu zaman, hemen ve koro halinde “rütbeleri sökülecek, er statüsüne inecekler, maaşları kesilecek, babalık haklarından mahrum olacaklar” şeklindeki yayınları utanç vericidir. Ne insani, nede dini anlayışla bağdaştırılabilir. Ancak ilkel ve kindar bir anlayış kendi ordusunu ve çağdaş aydınlarını ezmeye çalışabilir
Böylesine bayatlamış gayrı adil bir uygulama olabilir mi? Ceza almış bir doktorun doktorluğu elinden alınıyor, bir hastabakıcı statüsüne getiriliyor mu? Bir hâkimin hâkimliği, bir mühendisin mühendisliği, bir profesörün unvanı alınıyor mu ki askerin her şeyi elinden alınıyor.
Bir general bulunduğu göreve gelebilmek için görevinde en az 30–40 yıl başarılı olmuş, her sene üstleri tarafından her hareketi dikkatle izlenmiş ve olumlu sicil alarak o rütbe ve mevkilere gelmiş bir insandır. O rütbeyi kimse elinden alamamalıdır.
Ayrıca subay olmak için sivil ve askeri okullarda kıta subayları ortalama17–18 yıl, kurmay subaylar 21–22 yıl talebe olarak eğitim görürler. Subay-Astsubay olmak kolay değildir, çok çalışma ve pek çok şeyden fedakârlık yapılmasını gerektirir. Hiç kimse onlara keyfi rütbe ve mevki vermez, onlar liyakatlerini gösterdikçe rütbe ve mevkileri kazanırlar. Bu nedenle onların rütbelerini ellerinden almak cinayettir. Kanun bunu emrediyorsa meclis derhal toplanmalı ve bu haksız, geri kalmış yasayı iptal etmelidir.
Maaşlarının şu veya bu nedenle kesilmesi büyük haksızlıktır. Çünkü onların maaşlarından başka hiçbir gelirleri yoktur. En çekindikleri suçların başında günümüz siyasilerinin çoğunun önemsemediği “ Makam ve memuriyet nüfuzunu suistimal” gelir. Yani askerler bulundukları rütbe ve mevkiden yararlanarak dostlarına ve yakınlarına çıkar sağlayamazlar. Hele sivil dünyada çok normal karşılanan, herhangi bir konuda alınacak bir komisyon askerler arasında ağır bir suç sayılır. “Askerler ne yer ne de yedirir” sözü ünlüdür. Bu nedenle maddi bakımdan oldukça güçsüzdürler ve tek geçim kaynakları maaşlarıdır. Etrafınıza bakınca rahatlıkla fark edebilirsiniz. Siz hiç milyarder ve hatta milyoner general gördünüz mü?
Son bir sözümüz de emekli maaşları ile ilgilidir. Milletvekilleri bir defa vekil olsalar bile ömür boyu emekli maaşı alabiliyorlar. Yani sadece iki, üç yıl prim ödeyip ömür boyu maaşa hak kazanıyorlar. Oysa bir askerin, yani bir memurun maaşının %20’Si her ay emeklilik primi olarak kesilir. Eğer Hükümet 2-3 yıl prim ödeyene ömür boyu maaş veriyor amma herkesin haksız olduğunda birleştiği bir siyasi yargılama sonucu, ceza aldı diye, 35-40 yıl prim ödeyen bir subayın maaşını kesiyorsa bu adaletsizliğe ancak şapka çıkarılır. Biz adalet ve dürüstlük adına, siyasilerimizin bu tip haksız uygulamalara izin vermemelerini bekleriz. Hiç şüphe yok ki böyle saçma bir uygulamaya izin veren siyasiler dinsel ve insani büyük vebal altına gireceklerdir. Bunun yanında bir defa milletvekili olarak seçilen bir kişinin, yıllarca emekli primi ödemeden ömür boyu emekli maaşı alması da büyük haksızlıktır.
Dr. M. Galip Baysan
Yorum Gönder