Önümüzdeki salı günü 12 Haziran seçimlerinin üzerinden tam bir yıl geçmiş olacak. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’ten bir yılın muhabesebesini yapmasını istediğimde, “Maalesef gerginliklerle geçti. Bu bir yılda enerjimizi iç politikada çok fazla harcadık. Siyasetteki sertlik nedeniyle tartışmaları da bir noktaya götüremedik” yanıtını verdi.
Çiçek’e göre Meclis’in bir yıldaki en olumlu icraatı yeni anayasa için masaya oturulması ve bir Darbeleri Araştırma Komisyonu kurulması:
“Yaptığımız işlerden en görünür olanı, yeni anayasa sürecinin Meclis’teki dört partinin ortak uzlaşısıyla başlatılmış olmasıdır. Tüm partileri bir noktada buluşturmak en zor işlerden biridir. ‘O parti bunu, şu parti onu kabul etmez, çekilir’ deniyordu. Ama başladı ve olabildiğince iyi gidiyor.”
Geçen hafta Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i dinleyerek görevine başlayan Darbeleri Araştırma Komisyonu için ise şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Meclis’in hiçbir döneminde olmayan bir iş yapılıyor bu dönem. Demokrasiyi askıya alan kanunsuz müdahalelerin araştırılması için bir komisyon kuruldu. Eğer bu tür dönemlerin bir daha yaşanmasını istemiyorsak bu komisyonun çalışmasına herkesin katkı sağlaması gerekir.”
Tutuklu vekiller için bir olasılık
Çiçek’in çözememiş olmaktan rahatsız olduğu konuların başında ise üç partiden sekiz tutuklu milletvekilinin durumu geliyor. Sekiz eksikle açılan Meclis birinci yılını sekiz eksikle tamamlıyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun seçime girmelerine itiraz etmediği bu sekiz isim mazbatalarını da almış olmalarına rağmen tahliye edilmiyor. Çiçek en baştaki “Bu benim sorunum değil” noktasından bir yıl içinde bambaşka bir noktaya geldi. Son olarak ‘Uzlaşamazlar’ denilen üç muhalefet partisini bir araya getirip ortak bir yasa değişikliği metni üzerinde anlaşmalarını dahi sağladı. Ancak kendi partisi AKP’yi, daha doğrusu Başbakan Tayyip Erdoğan’ı aşamadı. Gelinen bu noktada vekillerin tahliyesi konusunda hâlâ ümidi var mı? Çiçek, “Türkiye’de sorunların çözümü için her zaman yeni imkânlar, fırsatlar çıkabilir” diyor ama ayrıntısına girmiyor. Nedenini de şöyle izah ediyor:
“Bu konuda benim ketum duruşum şu kaygıdan kaynaklanıyor: Bu insanlar cezaevinde her gün umutla yaşıyorlar. Yakınları onlardan daha fazla umutla yaşıyor. Böylesine bir ortamda bir şey söylerken de, yaparken de çok açık olmamaya gayret ediyorum”
Diyalog salı günü bozulmasın
Meclis Başkanı, tutuklu vekiller sorununun aşılması için baştan beri başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin iktidar partisi ile temas kurmaları, müzakere yürütmeleri telkininde bulunuyor. Tutuklu vekiller konusunda olmasa da Kürt sorunuyla ilgili CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hafta içinde Başbakan Erdoğan’ı ziyaret etti. İki liderin buluşmasını Çiçek şöyle yorumluyor:
“Baştan beri bunu söyleyenlerden biri olarak çok olumlu buluyorum. Birlikte çözmemiz gereken sorunlar var. Ama gelemiyoruz bir araya. Konuşmayınca birbirimizi anlayamıyoruz. Birlikte olmanın getireceği avantajları kullanamıyoruz. Aslında gecikmiş bir görüşme. Bundan üç ay dört ay önce yapılsa diğer bazı sorunlar da taraflar kesin tavırlar almadan çözülebilirdi.”
Görüşme sonrasına ilişkin de bir beklentisi var iki liderden Çiçek’in:
“Bu çarşamba yapılan görüşme, gelecek salı bozulacaksa doğru olmaz. Bu diyalog sürecinin liderlerin üslubuna sirayet etmesi ve biraz daha devam etmesi lazım.”
Tepkisel düzenleme sıkıntılı olur
Çiçek’in özel yetkili mahkemeleri düzenleyen CMK’nin 250. maddesinde yapılması düşünülen düzenlemeye ilişkin değerlendirmesi ise şöyle:
“Tepkisel düzenlemelerden her zaman sıkıntılı durumlar ortaya çıkar. O yüzden soğukkanlı değerlendirmek lazım. Bu mahkemelerin belli uygulamalarını tenkit etmek ayrı, tümüyle ortadan kaldırmayı istemek ayrıdır. Tümüyle yokluğunda çıkabilecek problemleri iyi hesap etmek lazım. Uygulamadan kaynaklanan sıkıntılar varsa bunlar değerlendirilebilir.”
Yorum Gönder