Çalınan Devrimler - Güray Öz

Klişelerle konuşunca gerçek silikleşir, anlamak ve anlamlandırmak zorlaşır. Şimdi de öyle oluyor. Türk askeri jetinin Suriye tarafından vurulması sonrası klişeler egemen oldu, gerçek laf kalabalığında kayboldu.
Bu yeni durum “İlişkiler neden bozulmuştu?” haklı sorusunun dile getirilmesini ve bölgede olup bitenler hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapılmasını da, haydi imkânsızlaştırdı demeyelim, ama zorlaştırdı.
***
Çok sayıda klişe var ve en sıradanı, “Suriye halkının tümünün isyancıları desteklediği” klişesidir. Bu, düpedüz yalan olması bir yana, aynı zamanda emperyalistlerin güdümünde bir iç savaşı kışkırttığı, komşu ülke ile ilişkileri düzeltilemez hale getirdiği için de tehlikelidir. Aynı klişe Tunus, Libya ve Mısır için de kullanılmıştı. Üçünde de sonuç bu ülke halklarının olup bitenlerden hiç de hoşnut olmadığını, devrimin ellerinden çalındığı duygusunun gittikçe öfkeye dönüşmekte olduğunu gösterdi. Klişeler, doğru dürüst bir soyutlamaya dayanmayan kolaycılıklar demagojiyi güçlendirdi.
***
Suriye konusu da henüz vakit varken ve soğukkanlılıkla değerlendirilmesi gereken bir konudur.
“Halkına zulmeden Esad” klişesi hem gerçeği tam olarak yansıtmıyor, hem de Batı ve Suudi imparatorluğu tarafından desteklenen muhalefete arka çıkmayı haklı göstermiyor. Ama en iyisi Suriye ile başlamamak, Kuzey Afrika ülkelerinde ortaya çıkan ve isyana dönüşen hoşnutsuzlukların nasıl olup da devrime dönüşecekken gericilerin ve emperyal güçlerin eline geçtiği üzerine kafa yormaktır.
Bizde “uzmanların” böyle bir çaba içine girmeyi yorucu bulduklarını, okumak, araştırmak yerine klişeleri tercih ettiklerini biliyoruz.
Herkes öyle yapmak zorunda değildir.
***
Örneğin biz başka türlü davranabilir, Trinity Kolej profesörlerinden Vijay Prashad’ın “Arap Baharı, Libya Kışı” adlı eserine ve bu çalışmanın Türkçesine önsöz yazan Haluk Gerger’in değerlendirmesine başvurabiliriz. Yordam Kitap’tan çıkan bu çalışma, konumuzu tehlikeli klişelerden kurtularak değerlendirmemizi kolaylaştıracaktır.
Tüm kitabı özetleyemem, ama Gerger Hoca’nın kitaba ilginizi artıracak önsözünden bir iki satır aktarmak, “Uçak düşürüldü mü, hangi ülkenin hava sahasındaydı, uçaksavarla mı yoksa füzeyle mi vuruldu?” sorularından bizi kurtaracak, klişeler yerine gerçeğe biraz daha yaklaşmamızı sağlayacaktır.
***
Şöyle yazıyor Haluk Gerger: “Arap isyanlarının ilk kıvılcımları Tunus ve Mısır’da bütünüyle iç dinamiklerden kaynaklandı. Burada küresel ekonomik bunalımın etkisi dahi ikincil bir unsurdu. Bu sürece özellikle Mısır’da Amerikan emperyalizmi restorasyon çabalarına doğrudan müdahil olarak yanıt verdi.” “Bölgede yayılma eğilimi gösteren ‘yangın’a ilişkin olarak emperyalizm ilk şaşkınlığın ardından ikinci yöntemi Libya’da uygulamaya koydu.”
Orada neler olup bittiğini hepimiz biliyoruz değil mi?
Kitabın yazarı, olup biteni “devrimin çalınması” olarak nitelendiriyor.
Peki Suriye’de ne oluyor?
“Burada da varolan meşru ve yaygın hoşnutsuzluk ve toplumsal muhalefet dinamiklerinin doğrudan emperyalist kışkırtma, örgütleme ve silahlanmayla harekete geçirilmesi, iç savaşın kışkırtılması, doğrudan askeri işgal seçeneğinin gündeme sokulması ve...”
Bir kere daha “devrimin çalınması”dır gündeme gelen.
Prashad, çalınmış da olsa devrimlerden umudunu kesmiyor. Öyle de olmalı zaten. Ama biz bugün baskı ve zorbalığın her geçen gün arttığı ülkemizde, Libya’da devrimin çalınmasına hizmet edenlerin, Suriye konusunda tehlikeli sonuçlar da doğuran “öncülüğünün” sıkıntısını yaşıyoruz.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget