Kemal Gürüz 'Fişleme diye bir şey olmadı' - Saygı Öztürk

Ulusal konularda gerektiği zaman sesini yükselten, uyaran üniversiteler vardı. Bugün, üniversitelerimiz derin bir sessizliğe gömülmüş, kendi konularıyla ilgili bile açıklama yapmaktan çekinir hale gelmişler. Prof. Dr. Kemal Gürüz’ün YÖK Başkanlığı döneminde rektörler sık sık açıklamalar yapıyor, kaygı duyulan konularda uyarılarda bulunuyorlardı. Belki bu yüzdendir ki Gürüz hedef haline geldi…

Yalnız o açıklamalardan değil, Anayasa ve yasaları, mahkeme kararlarını eksiksiz uyguladığı ve bu konuda rektörlerden de titiz davranılmasını istediği için hedefti. Şimdinin bazı bakanları, milletvekilleri Gürüz döneminde görevden alındılar. O yüzdendir ki Gürüz’ün gözaltına alınacağı haberi belli kesimde büyük bir memnuniyet ve coşku yarattı.

Gürüz’den önce olan büro
Özel Yetkili C.Savcısı önce YÖK'den bazı dosyalar istemişti. Bunların incelemesi devam ederken, bu kez polis YÖK'de bazı bilgisayarların imajlarını aldı. Yeni YÖK Başkanı Prof.Dr. Gökhan Çetinsaya da, 1984 yılından bu yana YÖK bünyesinde bulunan Toplumsal Faaliyetler bürosunu kapattı.

Görevde haksızlık-hukuksuzluk yapıldıysa bunun hesabı verilir. Yeter ki iftiralar olmasın ve o iftiralardan da Allah herkesi korusun. Prof. Dr. Kemal Gürüz, YÖK Başkanlığı’ndan ayrıldıktan sonra, yaptığı iş ve işlemler didik didik edilmişti. Bir açığını bulmak için çok büyük çabalar gösterilmişti.

Şimdi, 28 Şubat 1997 süreciyle ilgili olarak Ankara Özel Yetkili C.Savcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma var. Bu kapsamda, eski YÖK Yönetim Kurulu Üyesi emekli Tuğgeneral Kenan Deniz tutuklandı, eksi YÖK Denetleme Kurulu Üyesi emekli Tümgeneral Sedat Katırcıoğlu serbest bırakıldı, Prof. Dr. Kemal Gürüz, eski YÖK Üyesi emekli Hava Korgeneral Erdoğan Öznal da Ankara’da olmadıkları için ifadeye gelemedi.

Gürüz: Fişleme diye bir şey olmaz
Anayasa, yasa hükümlerini uyguladığı, tarikat ve cemaatlerin faaliyetlerine göz yuman rektörler hakkında işlem yapan, türban eylemlerine katılan dekanı görevden alan, Mısır El-Ezher Üniversitesi dahil şerait eğitimi verilen üniversitelerden alınan diplomaların denkliğini kabul etmeyen Prof. Dr. Kemal Gürüz nasıl hedef olmasın? Son dönemde basında yer alan “fişleme” iddiaları dahil hakkındaki suçlamalar için Gürüz neler söylüyor onu dinliyorum:

“Ben YÖK'den ayrılalı 10 yıl oldu, benden sonra YÖK'e 3 başkan geldi. Basına yansıyan haberlere göre bazı gizli belgelere, ihbar dilekçelerine el konulmuş. YÖK'e ihbarlar da, rektör ve dekan adaylarıyla ilgili güvenlik soruşturma ve inceleme raporları da gelir, sicil bilgileri bulunur. Ancak, 'fişleme' diye bir şey olmaz. Bunları söyleyenler ne dediğini bilmiyor. Resmi belgede suç olur mu?

Kurulduğu günden beri var
Her kurumun gizli yazışmaları vardır, siciller vardır, sicil amirinin kanaatleri vardır, doçentlik jürileri, diğer belgeler var. Bunun dışında benim bildiğim bir şey yok. Toplumsal Faaliyetler birimi ise YÖK'ün en eski üyelerinden de aldığım bilgilere göre YÖK'ün kuruluşundan bu yana bulunan bir birim. Yani ben kurmadım, benden önce de, sonra da bu büro bulunuyordu.

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği Toplumsal İlişkiler Başkanlığı'ndan gelen yazılar bu birim tarafından üniversitelere gönderilirdi. Daha çok bölücü ve irticai faaliyetlere karşı alınması gerekli önlemler üzerinde duruluyordu. Belirttiğim gibi 1984'den beri bulunan bir birim. Böyle bir birimin 28 şubatla ne alakası var? Bana göre gelen yazıların bazıları da gayriciddi şeylerdi. Bunların hiçbirisi de gizli -saklı şeyler değil.

İlginç ihbarlar da gelirdi
Adam ihbar mektubu yazıyor. Yapılacak bir şey varsa yapar, yoksa dilekçe dosyaya konulur. Bakıyorsunuz Cumhurbaşkanlığı'na, Başbakanlığa üniversitelerle ilgili ihbar yapılır, o dilekçeler YÖK'e havale edilir. Bunlar normal şeyler.
Hatırlıyorum, Cumhurbaşkanlığı'na gönderilen bir ihbar mektubunda rektör adayının, rakibine trafik kazası yaptırıp öldürteceği öne sürülüyor. İlgili yerlere bunu utanarak gönderdim.
Bir öğretim üyesi 'Kürtçü' diye ihbar edilmiş. MGK bize, biz de üniversitesine göndermişiz. Hoca, bunu öğrenince fıttırmış. Ne yapacaksınız, böyle bir yazı gelince yırtıp atamayacağınıza göre, ilgili yere göndermek durumundasınız.

Savcıların, inceleme yapması en tabii haklarıdır. Bazı haksızlıklara uğramama rağmen ne polise, ne C.savcısına kırgın olmadığım gibi her zaman koruyucu davrandım. Görev dönemimle ilgili veremeyeceğim hesap da yoktur.”

Kemal Gürüz, son yıllarda hep hedef haline getirilmiş olsa bile o bir memleket sevdalısıdır. Kimse onun kaçağını, dönmeyeceğini sanmasın. Gelişinin de eli kulağındadır… (Not: Gürüz, pazar günü döndü, Pazartesi sabahı ifade için adliyeye gitti)

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget