Milli İrade Haftasının Ardından - Mustafa Balbay

Gündemdeki pek çok önemli konunun yanında 12 Haziran seçimlerinin yıldönümü “Milli İradeye Özgürlük”
haykırışının yükseldiği bir hafta oldu.
Bu haykırışa katılan herkese gökyüzü dolusu teşekkür ediyorum.
Duygularımı şöyle özetleyebilirim:
Özgürlük diye başlayan her ses, her satır kalbimde bir kanat oldu.
Özgürlük insanın ruhunu dışarıda hissetmesiyse, özgürlük insanın yalnızlık duygusunu aşmasıysa ben özgürüm.
Hapiste böylesi anlar çok önemlidir; çok kıymetlidir. İnsan o anları özenle saklar, bir kısmını kalbine, bir kısmını beynine yerleştirir; arada bir, hatta ikide bir açar bakar.
Ben de öyle yaptım.
Haziran ayının ilk yarısı boyunca gazetelere yansıyan haberler, aldığım mektuplar, sosyal avukatlarımın getirdiği bilgiler, yüz binlerce seçmenin milli iradenin tutukluluğuna “alışmadığını” gösteriyordu.
***
12 Haziran haftasının sessiz geçmemesi toplumsal dileklerimden biriydi. İktidar birkaç hafta önce, 3 muhalefet partisinin tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması için ortak bir çözüm üretmesine karşın, “Ben anket yaptırdım, ankete katılanların yüzde 60’ı onların serbest kalmasını istemiyor” demişti. 3 partiye oy veren milyonlarca seçmenin iradesi, 2-3 bin kişilik, nasıl düzenlendiği belirsiz bir anketle hiçe sayılmıştı.
Buna seçmen tepkisiyle hayır demek gerekiyordu.
CHP Genel Merkezi bir genelge yayımlayarak 12-17 Haziran arasında tüm il ve ilçe örgütlerinin milli iradeye özgürlük temalı etkinlikler düzenlemesini istedi. İzleyebildiğim kadarıyla pek çok ilde ve ilçede CHP örgütleri zincirli eylemden toplu halde yeniden oy kullanmaya kadar değişik yöntemlerle sorunu dile getirdiler. Ben de Meclis’e hitaben bir konuşma metni göndererek parlamenter arkadaşların aracılığıyla sesimi duyurmaya çalıştım.
Bu mücadelede bir de isimleri tek tek öne çıkmayan adsız kahramanlar var. 4 yıldır duruşma salonunda beni yalnız bırakmayan, elim ayağım, beynim gözüm olmak için her türlü özveride bulunan dostlarım her fırsatta şunu söylüyorlardı:
“Bu özgürlük mücadelesini daha geniş kesimlere duyurmak, hatta yurtdışına anlatmak gerek...”
Her aşaması uzun anlatımlar oluşturacak süreçlerin ardından bu özverili, yürekli mücadele insanları bir bayrak açtılar. Ana fikri “tüm hukuksuzluklara ve adaletsizliklere hayır” cümlesinden oluşan bu bayrağın altına, “Balbay’a Özgürlük Girişimi” yazdılar.
Bütün çerçeveyi bu ana fikir oluşturuyor.
Özgürlüğüme kavuştuktan sonra da bu ana fikir çerçevesinde yaşamak, mücadele etmek boynumun borcu. Elimde kalemimle, siyasi kimliğimle, Atatürk’ün işaret ettiği çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma mücadelesine demir parmaklıkların arkasından da bir şeyler katabildiğime inanıyorum. Bu mücadele kişisel olamayacağına göre dostlarım, yol arkadaşlarım kabul ederse ben de “Balbay’a Özgürlük Girişimi”nin bir parçasıyım.
Umudunu yitirmeyen herkesle birlikte yapabileceğimiz bir şeyler olduğuna inanıyorum. Bütün mesele, hiçbirimizin hepimiz kadar güçlü olmadığını bilmek ve başarıya inanmak.
***
18 Haziran Pazartesi günü öğleden sonra Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türkiye Raportörü Fransız sosyalist parlamenter Josette Durrieu ziyarete geldi. Durrieu, ziyareti koğuşta gerçekleştirmek istedi, ancak iznin o şekilde alınmadığı gerekçesiyle açık görüş salonunda konuştuk.
Fransızca çevirmen tanıdık geldi. Yanılmamışım, Yiğit Bener. Bir an babası Erhan Bener geldi gözümün önüne, o güler yüzüyle.
Durrieu, bütün kimliklerinden öte tam bir insan gibi dinledi, olayı anlamaya çalıştı. Kendisine duygularımı ifade etmekten çok, rakamlarla ve somut olgularla karşı karşıya olduğum “yargılamayı” anlattım. Hayretler içinde kaldı.
20 Haziran’da Hürriyet Daily News’te İpek Yezdani’ye verdiği röportajı okudum. Adalet sisteminin işleyişine dair ciddi bir sorun olduğunu, bunu anlamaya çalıştığını vurguluyor.
Silivri’deki haksızlığı, hukuksuzluğu içeride dışarıda her yerde, herkese anlatmak, adalet arayışının en önemli unsuru haline geldi. Yukarıda sözünü ettiğim çabanın, girişimin özü bu.
Çünkü iktidar ve yargı katlarında hukuk yolları tükendi.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget