Reformların Zirvesi - Işık Kansu

Arı hareketi, Ankara’da bir uluslararası konferans düzenledi. Konusu “Silahlı Kuvvetlerin Sivil Yönetimi: Deneyimleri Paylaşmak” olarak belirlenmiş. Arı hareketi, konferansın amacını özetle şöyle açıklıyor:
“Türkiye’de sivil-asker ilişkilerine yönelik yasal reformların zirve yaptığı bir dönemin ardından savunma sektörünün yönetiminde ileri demokrasilere yakışır bir şekilde sivil siyasetin ağırlığının arttığı bu günlerde, ileri demokrasilerde hâkim olan sivil yönetimin üstünlüğü ilkesiyle savunma sektörü reformu arasında kurulması gereken zorunlu ilişkinin teorik ve pratik altyapısını oluşturmayı hedefliyoruz.”
Reformdan kasıt, 350’yi aşkın subayın tutuklu bulunması olsa gerek. İleri demokrasiden kastın da ne olduğunu, artık hepimiz yaşayarak öğrendik.
Arı hareketinin, zirveye ulaşmış bulunan sivil-asker ilişkilerimizi kimlerle tartıştığına gelince:
Eski Hollanda Büyükelçiliği Savunma Ateşesi ile. Eski NATO Irak Eğitim ve Uygulama Birliği Komutanı ve eski Hollanda Kraliyet Askeri Koleji Komutanı ile. Eski Belçika milletvekili ile. Eski Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı Danışmanı ile.
Hakkı var mı?
Saptama ve soru, emekli büyükelçi Onur Öymen’den:
“Dağlıca saldırısının sorumluları aranırken kimsenin aklına topraklarında PKK’yi barındıran Irak hükümetini suçlamak gelmiyor. Acaba neden? Oysa kendi anayasasına ve BM kararlarına göre Irak hükümetinin komşu ülkelere saldıran bütün terör örgütlerini tasfiye yükümlülüğü var. Irak hükümetine karşı güçlü bir girişim yapma zamanı gelmedi mi? Barzani ve Talabani’nin Türkiye’yi engelleme hakkı ve gücü var mı? Irak hükümeti yükümlülüklerini yerine getirmediğine göre Kuzey Irak’a kapsamlı, sonuç alıcı bir kara operasyonu için daha ne bekliyoruz? Hükümet Meclis’ten aldığı yetkiyi şimdi kullanmazsa ne zaman kullanacak? Tezkereye onay veren muhalefet acaba bu konuda ne düşünüyor?”
CHPde kaynama

Kurultaya bir ay kala CHP içten içe kaynamaya başladı bile.
Kemal Kılıçdaroğlu, Faruk Loğoğlu ve Sezgin Tanrıkulu yapımı olduğu söylenen “Kürt açılımı” çıkışı ile ne olursa olsun anayasa masasından kalkmama konularında rahatsızlık duyanlar seslerini çıkarmaya başladılar.
CHP’nin “Kürt açılımı”nın partili yetkili organlarında, yani MYK, Parti Meclisi ve Meclis grubunda hemen hemen hiç tartışılmaması eleştirilerin odak noktası haline geldi. Terörün sona erdirilmesi için partinin adım atmasının gerekli olduğunda hemen hemen herkes birleşiyor. Ancak, kimi ilkeler belirlenmeden, yalnızca gündem belirleme kaygısıyla partinin damdan düşer gibi, PKK’nin söylemine yakın önerilerle konuya yaklaşması hoş karşılanmıyor. “Akil adamlara danışalım, Meclis’te komisyon oluşturalım” önerilerinden önce CHP’nin “ulusal birlik ve toprak bütünlüğü” gibi temel unsurları ortaya koymadan AKP ile bir tür pazarlığa girişmesi yadırganıyor.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda masadan kalkmama tavrını da yanlış bulanlar, komisyonda beliren yalnızca “çağdaş demokrasi ve insan hakları” çerçeveli bir anayasanın sonuçta Türkiye’yi çok milliyetli, çok cemaatli bir yapıya taşıyacağından kuşku duyuyorlar. Bu düşüncede olan CHP’liler; ulusal, laik, demokratik, sosyal devlet içinde çağdaş demokrasi ve insan haklarının genişletilebileceğinden yanalar.
Öyle gözüküyor ki, CHP’de er ya da geç bir ideolojik kırılma ortamı yaşanacak. Temmuz kurultayı, bunun ilk işaretlerini verebilir.

Aday mı?

Levent Gök, CHP Ankara İl Başkanlığı yaptığı dönemde de çalışkanlığı ile öne çıkmıştı. Şimdi Ankara milletvekili olarak da aynı çizgisini sürdürüyor. Hemen her toplantıda, etkinlikte, eylemde Levent Gök var. Tek tek parti kongrelerine gidiyor, seçmenle birebir temas ediyor, Ankara’nın sorunları ile ilgileniyor, AKP’yi gerek yerel gerekse ulusal düzeyde Meclis’te sıkıştırıyor.
Bu hareketliliğinin Gök’ü başka bir yere taşıyacağını söyleyenler arttı. Geçmişte Ali Dinçer’in örgütten gelerek, Ankara’ya başkan olduğu ve başarılı çalışmalar yaptığını anımsatanlar diyorlar ki, “Levent Gök, keşke yerel seçimlerde Ankara Anakent Belediyesi için adaylığını koysa, çok iyi olur.”
Levet Gök’e, aday olup olmayacağını sorduk. Şöyle yanıtladı:
“Bu konuda tabanda çok yaygın değerlendirmeler yapılıyor. Siyasette bazı görevler insanın karşısına çıkabiliyor, ama ben şu anda milletvekilliği görevini eksiksiz yapmaya çalışıyorum.”
Pasaport ihalesi

Pasaportlarımız değişiyor. Başbakanlık Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, çipli elektronik pasaport (e-pasaport) ihalesi açtı. İhalede, Fransız Gemalto ve ve Malezyalı Iris şirketi kapışıyormuş!
Fransızlar ya da Malezyalılar, bizim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğumuzu onaylayan belgeyi basacaklar. Üstünde de ay yıldız olacak!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget