Dünyada karma eğitim sorgulanıp, kaldırılırken(!) 28 Şubat sürecinde bütün okul ve hatta kurslara ideolojik olarak, karma eğitim mecburiyeti getirildiğini iddia eden Abdullah İkinci, “Proje, sosyalleştirmek adı altında mahremiyet duygusunun kaldırılmasıydı. 28 Şubat sürecinin en radikal uygulamaları hep eğitim alanında uygulamaya konmuştur” dedi.
Abdullah İkinci; “Gün geçmiyor ki kız-erkek karışık eğitimin daha fazla zararı görülmesin” diyerek şunları söyledi;
“Okullarda kızların daha fazla cinsel tacize uğramasına, flörtlerin artmasına yol açtı, kızları eğitimsiz bıraktı. Karma sınıflar strese yol açtı, kız ve erkeklerin yeteneklerini geliştirmelerini engelledi. Kızlar hata yapıp mahcup olma korkusu içinde derslerde yeteri kadar söz alamadı. Ergenlik çağındaki kız ve erkeklerin dersler yerine karşı cinsle ilgilenmesine ve ahlaki yozlaşmanın meydana gelmesine yol açtı. Okullarda kız ve erkek arkadaşını başkalarından kıskanan erkek ve kızların kavga etmesine ve cinayetlere sebep oldu…”
Kızlar için ayrı ilkokul ve liseler açılmasını talep eden Abdullah İkinci, kız öğrenciler için ayrı üniversiteler de açılması gerektiğini söyledi…
Bunları, basın toplantısı düzenleyerek çekinmeden söyleyen “Kravatlı Taliban” maalesef bir öğretmen. Bu ve bunun gibi düşünen kafalar, öğretmen camiasında dernek kurup, 21. yüzyılda Çağdaş Türkiye’yi ortaçağ karanlığına çekmek istiyorlar. Bu öğretmen derneğinin en büyük destekçisinin bizzat Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu söylememe gerek var mı?
28 Şubat’ın, AKP ve adamları tarafından niçin sorgulandığı hala anlaşılmadı mı?
Türkiye’nin aydınlık yüzleri, çağdaş insanları, lâik cumhuriyeti savunanlar niçin tutuklular hala anlaşılmadı mı?
Eğer Türk Milleti hala uyanmaz ve hep beraber ayağa kalkarak demokratik tepkisini iktidara ve dünyaya göstermezse, bu “Kravatlı Taliban” durmayacaktır.
Bunun bir adım sonrası Kız-Erkek öğrencilerin ayrılması, televizyon seyretmenin mekruh sayılması, Kadın-Erkek beraber seyahat edilmesinin yasaklanması, Kadınların çalışmalarının yasaklanması, Kadınların otomobil kullanmalarının yasaklanması, tesettür yani çarşaf-peçe mecburiyetidir. İnanmayan İran’a, Afganistan’a, Arap ülkelerine baksın.
Kravatlı Taliban, her uygulamasını haklı çıkarmak için nasılsa bir “Hadis” bulup, kendisinin haklı olduğuna inandıracaktır. Etrafta o kadar çok uydurma hadis, o kadar çok din bezirganı var ki. Ayrıca bu uydurma hadislere inanmak isteyen o kadar çok saf insan var ki.Yetmedi, AKP 1000 tane mele’ye (molla) devlette kadro vardı. Bundan böyle devlet eliyle, Talibanlaştırılacağız…
Türkiye’yi bu kör kuyuya atmak için çaba gösterenlerin sığındıkları tek liman, ne yazık ki boğmaya çalıştıkları “demokrasidir.” Sıkıştıklarında; “Ne var yani, biz böyle düşünüyoruz demokrasi yok mu, sizin gibi düşünmek zorunda mıyız ?” derler.
Halbuki getirmek istedikleri rejimde, bırakın konuşmayı, düşünmek bile yasaktır. Siz hiç İran’da, Suudi Arabistan’da, Afganistan’da düşüncelerini yüksek sesle dillendiren bir kişi gördünüz mü?
Türkiye’de Kadın-Erkek eşitliğini savunan Kürtçü-Bölücülerin, dört kadınla evlenmeyi serbest bırakıp bunu anayasasına yazan Barzani’ye tek söz edebildiklerini duydunuz mu?
Duyamazsınız, çünkü buna yeltenen kişi hemen idam edilir, yargılaması sonradan yapılır…
Merak edilen konu şudur;
Birinci görevleri Hukuk Devletini ve Anayasa’da nitelikleri yazan Cumhuriyet ilkelerini korumak olan Cumhuriyet Savcıları, Anayasa’yı paspas yapan bu “Kravatlı Taliban’ı” nasıl ve niçin görmezler?...
Not; Türkiye-Suriye ilişkilerinin bu noktaya gelmemesi gerektiğini defalarca yazdık. Yetinmedik, dört arkadaş “Darağacı- BOP Türkiye-İran Suriye) isimli bir kitap yazdık. Ülkenizin aleyhine olacak bir projede eşbaşkanlık görevini gönüllü olarak üstlenirseniz ve bununla matah bir şeymiş gibi övünürseniz, sonucuna katlanır, hesabını da verirsiniz.
Allah Türk gençlerini korusun, onları ana-babalarına ve vatana bağışlasın…
Sağlık ve başarı dileklerimle
25 Haziran 2012
RİFAT SERDAROĞLU
Yorum Gönder