Esad’a Rus Kalkanı - Hikmet Çetinkaya

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuşurken aklıma şu soru geldi:
“Türkiye’de Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı’nın konuşmalarına karşın niçin Suriye’de bir yetkili çıkıp açıklama yapmadı?”
Keşif uçuşu yapan uçağımız hiçbir uyarı yapılmadan, hangi amaçla düşürüldü?
Suriye’den birbiriyle çelişkili açıklamalar yapılmıştı.
Önce ne denildi?
“Türk uçağı olduğunu bilmiyorduk, sonradan öğrendik!”
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TRT’den ayrıntılı bir açıklama yaptı.
Buna karşın Suriye Dışişleri Bakanı Muallim ve Beşşar Esad suspus olmuştu.
Böylesine önemli bir olayda, Suriye Dışişleri Sözcüsü konuştu.
Konuşması olayın üstünü örtmek üzerineydi ve Türkiye’yi suçluyordu.
Sanki Doğu Akdeniz, Suriye’nin tapulu malıydı...
***
Suriye Dışişleri Sözcüsü Cihad Makdisi, düşen uçağın kuyruğunun Türkiye’ye teslim edildiğini söyledi mi?
Söyledi!
Dışişleri yetkilileri hemen açıklama yaptılar:
“Hayır verilmedi!”
Suriye bunun üzerine bir yanıt verdi mi?
Vermedi!
Başbakan Erdoğan, dün AKP grubunda bence önemli mesajlar verdi:
“Sabrımızı taşırdınız!”
Türkiye savaştan yana bir tavır almıyor. Olayı uluslararası hukuk çizgisinde değerlendiriyor.
Bir başka önemli nokta da şu:
“Suriye helikopterleri sınırımızı beş kez ihlal ettiler, biz sadece uyarmıştık. Bundan sonra böyle bir davranış beklemesinler.”
***
Muhalefet hükümeti destekliyor...
Peki, bundan sonra ne olur...
Bölgede İsrail, Rus ve İngiliz üsleri bulunuyor... Onların elinde de veriler var, NATO’nun elinde olduğu gibi...
Suriye’deki Esad ve çevresindekiler güç gösterisi yapıyor.
Suriye; İran, Rusya, Çin ve Lübnan Hizbullahı’na güveniyor...
Eğer Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri iyi olsaydı, böyle bir eylemi yapamazdı.
Türkiye laik demokratik bir hukuk devleti... Aşiret ya da kabile devleti değil.
Suriye bu eylemde, ülkesinin Libya gibi olmadığını, bir hava saldırısına karşı, güçlü bir koruma ağı kurduğunu NATO ülkelerine göstermek istiyor.
Esad, bir başka deyişle ateşle oynuyor, bir saldırı olursa kimyasal silahlarıyla Ortadoğu’yu kan gölüne çevireceği mesajını veriyor.
***
Aslında Şam çok tedirgin...
Bunu belli etmiyor, son kozlarını oynayıp, halkını yanına çekme gereksinimi duyuyor.
Türkiye bugüne dek sağduyulu bir yol izledi.
Kimileri savaş çığlıkları atarken, hem iktidar hem de hükümet “ağırbaşlı” bir tutum takındı.
Türkiye dün yazdığım gibi küresel güçlerin, silah lobilerinin, emperyalizmin oyununa gelmemeli...
Acı ve içimizi yakan olayın geçtiği günden beri izlenen politikalardan vazgeçilmemeli.
Emperyal güçlerin “Arap Baharı” masalının Mısır’ı, Tunus’u ve Libya’yı ne hale getirdiğini, ABD’nin Irak bataklığından nasıl çıktığını, Afganistan’da yaşananları görmekte yarar var...
Bugün Irak’ta mezhep çatışmalarında her gün onlarca insan ölürken, Libya’da aşiretler birbirlerini boğazlıyor.
***
Şam yönetiminin gözü kara...
Bizim savaş uçağımızı düşürerek başta belirttiğim gibi göz dağı veriyor:
“Ben Libya, Irak değilim... Hava savunmamı Ruslar kurdu, öyle kolay kolay teslim olmam... ”
Elbet Şam yönetimi Türk keşif uçağının vurulmasıyla savaş çıkmayacağının hesabını yapmış ve bize de şu mesajı vermiştir:
“Suriye’de rejimi çökertmek isteyenlerle işbirliği yapmayın... Eğer yaparsanız bu alev topunun içine siz de düşersiniz...”
Evet... Suriye yönetimi Rusya’yı arkasına almış ve buna çok güveniyor şimdilerde...
Güvendiği için de ödün vermiyor... Bu aşamada NATO güçlerinin Suriye’ye karşı bir şey yapamayacağına inanıyor...
Onun için delikanlı değil, serinkanlı olmalıyız!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget