İktidarlarının Yeni DGM’leri - Şükran Soner

Dün sabahın haberlerine göre bu iş kotarılmış gibiydi. Erdoğan hükümetinin içindeki farklı görüşler için bir uzlaşma yolu bulunmuş, özel mahkemeleri ortadan kaldıracak yasa değişikliği tatil öncesinin son Meclis çalışması olarak gündeme girecek, yasalaştırılacaktı. Sevinmem mi, üzülmem mi gerektiğine karar verememiştim. Bir yanım özel yetkili mahkemeler kaldırılırsa, haberlerde altının çizildiği hukuksal değerde olmasa da, tümden keyfi sivil darbe hukuku uygulamalarına dönüşmüş bir yargı yönteminin ortadan kalkmasının iyi bir şey olabileceğini duyumsuyordu. Diğer yanım salaklık etmemem gerektiği uyarısını yapıyor, bitmez bir kinle iktidarlarının tüm muhalefet odaklarını hedef almış büyük bir hukuksuz sindirme operasyonundan geri adım atma arayışlarının söz konusu olamayacağını anımsatıyordu...
İşte Suriye krizi sıkışıklığında bile yakıcı gündemi umursamaz, bitmez tükenmez bir genişletme, tutuklu sayısını artırma, tutukluluk sürelerini uzatma, davaları bitirememe, birleştirme kararları ile de tümden mantık dışı bırakacak yeni KCK, 28 Şubat operasyonları... Neden greve katıldıkları sorularıyla KESK’in çok geniş yönetici kadrolarını kapsayan yeni KCK tutuklamaları... YÖK’ün kendisini ABD yakınlığı ile tanıtan eski başkanının 28 Şubatçı olarak tutuklanabilmesi.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması yasası son dakikada çıkarsa olabileceklere ilişkin ilk olumsuz kaygım aylar-yıllar içerde yatan dostların başına gelebilecekler üzerinden. Zaman ilerledikçe davaların insan hakları, hukuka uygun bitmesi, biti-rilebilmesi zorlaştıkça hepsi için birden infaz içerikli ön tutukluluklar, insan haklarına aykırı tutuklulukların uzatılması söz konusu. Üstüne zaten kilitlenmiş dosyaların aylar, yıllar sonra yeni çıkacağı söylenen yasaya göre yeni yargıçları, savcılarını bulması, daha doğrusu bulamaması gündeme girecek. Zaten birleştirmeler, ek iddianameler her tutuklu birey için bir tek yargısız infaz içerikli tutukluluğun uzaması, içerde çok olumsuz koşullarda unutulması anlamını taşıyordu... Yasa değişikliği öncesi her birey her dava için giderek daha az duruşma, tek tip tutuklama gerekçeli, tartışılmaz hukuk devleti düzenine aykırı, işkenceye dönüştürülmüş, tutukluluğun halinin devamı kararları tekerleme gibi bir fiili durum...
Üstüne üstlük iktidarlarının henüz netleşmemiş özel yargıyı ortadan kaldıracak yasasının, olağan koşullarda bir yargıya kapı açmayacağı kesin gibi. Eldeki metinleri değerlendiren hukukçular, iktidarlarının özel yargı ile muhalefetlerini cezalandırma tutkusundan arınamadıklarının altını çiziyor. Eski DGM’lerden kurtulma düşü ile sivil iktidar sürecinde özel yargının eline “terör örgütü” soyut suçlaması ile düşülmesinden ders alınmamış, tam tersine aynı amaç, iktidarlarına hizmetin beklendiği arayışlara girişilmiş. Zaman kazanma, artık iç ve dış kamuoyunda etkin güç kazanmış eleştirilerin havasını alma hedefleniyor...
***
Haberlerde “özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağı” müjdesi veriliyor. Kimse yasa taslağı sayılabilecek bir tam metne ulaşamıyor. Başbakan’ın destek verip vermediği de bu yazının yazıldığı saatlere kadar bilinmiyordu. Bir tek terör örgütü suçu kavramından vazgeçmeme, aynı işlevi üstlenecek mahkemeler üretme eğiliminin ağır bastığı kesin gibiydi...
Önceki gün Balbay simge, o davada bir araya getirilmiş tüm dostları bir tür uzaktan ziyaret edebildiğim Silivri yargılamasında, Doğu Perinçek’e şaka yapmaya çalıştım; “Davalarınızı birleştiren karara tek sevinen ben olabilirim. Sizi hiç ziyaret etme olanağını bulamamıştım, fırsat oldu..” laf atmama kıdemli her dönem tutuklu olarak kahkaha ile yanıt verdi. Oysa ara öncesi dinlediğim çapraz sorgulama trajik sayısız tablonun tipik bir göstergesiydi. Sol kökenli bir örgütün sanığı, ifadesine sonradan yapılan bir ekle, Ergenekon sanığı yapılmalarının mantıksızlığını, akılla bağdaşmayan boyutunu anlatmak için çırpınıyordu...
Kara mizaha dönmüş çorba olmuş Ergenekon terör örgütü davası sanıkları tablosuna bakaraktan bir ortak payda senaryosu bulmaya çalıştım. Emeklisi, halen kadrolu görevli olup da bu tutukluluk sayesinde gelecekleri, terfileri karartılmış her rütbeden komutan, askerler, Emniyet üst kadroları, farklı yelpazede ortak meslekten bol gazeteci, biliminsanı, rektörleri.. aynı gizli terör örgütü üyesi yaptırılmış Danıştay tetikçisi, Cumhuriyet gazetesi bombacısını ortak gizli örgüt suçlusu olarak yargılayabilmek, aynı iddianame kapsamına alabilmek özel yetenek ister...
İçerdekiler akıl sağlıklarını koruyabilmek üzere kendilerine uyan yollar bulmuşlar. Balbay şu ara yaz aylarında gazetenin tirajının düşmemesi derdinde: “Abla kadınlar son atakları ile çok öne çıktılar, gençliğe öncelik verilse...” Yazı dizisi olabilecek önerilerini sayıyor. Hilmioğlu, eğitimci olarak kafayı dört çarpı dörde takmış, rektörlüğü döneminde yaptıkları ilk örnek, anlamlı bilimsel çalışmada, ilahiyatçılarla pozitif bilim insanlarını bir araya getirdiğini anımsatıyor...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget