Başbakan, Erdoğan, Suriye’de yaşanan olaylar için “bizim iç meselemiz” demişti. Uçağımızın “Suriye’yi test etmek” için sınır bölgesinde olduğu değerlendiriliyor.
Sinyal alınamamasının anlamı
Her uçak “görev planlaması” yapılmış olarak kalkar. Bu uçağımızın görev planlaması “keşif”se o kadar yaklaşılmasının gerekmediği belirtiliyor. Pilotlar atladığında yanlarında bir kit bulunur. Şişen botundan, köpek balıklarına karşı kimyasallar, yerini belirtmek için işaret fişeği bulunur. En önemlisi ise yerinin belirlenmesi için sinyal cihazının bulunması.
Ancak, pilotlarımızdan sinyal alınamadı. Bu, uçağımızın uçaksavarla önden vurulup darmadağın edildiği ya denizin derinliklerinden yeterli güçte sinyal alınamadığını ortaya koyuyor.
MGK’da terör ikinci sıraya düştü
Uçağımızın düşürülmesinden sonra siyasi partilerin genel başkanları bilgilendirildi. Dün Bakanlar Kurulu toplandı ve bakanlara Hava Kuvvetleri Komutanlığı yetkilileri tarafından bilgi verildi. Bugün siyasi partilerin TBMM Grup toplantılarından Suriye politikası ve bundan sonra ne yapılması gerektiği konusunda görüşler ortaya konulacak. Perşembe günü ise Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplanacak.
Ne yazık ki, Türkiye terörle mücadeleyi bir kenara bıraktı, şimdi savaş tamtamları çalınır hale geldi. MGK toplantısında belki de Kandil’e harekat gündeme gelebilecekti. Hükümet, Kandil operasyonuna pek de sıcak bakmıyor. O yüzden gündemin değişmesinden son derece memnun.
Mavi Marmara gemisine İsrail’in saldırısından sonra, hükümet yetkilileri İsrail7in özür dilemesi için çok uğraştı ancak o özür hiç dilenmedi. Bu kez Suriye’den özür bekleniyor. Suriye, rejim muhaliflerine Türkiye’nin desteğinden haberi olduğu için özür dilemeyebilir. Ancak, tazminat ödenmesi mümkün. 23 yıl önce, Suriye yine uçağımızı düşürüyor, bunun karşılığında da tazminat ödüyor.
Perşembe günü, askerler MGK’ya görüntüler eşliğinde kapsamlı bir brifing verecek. Bu brifingde Suriye’nin askeri gücü, Rusya’nın bu ülkedeki tesisleri, askeri varlığı, muhtemel bir savaş senaryosu ve sonuçları da gündemde olacak. Ancak, ağırlıklı olarak askeri ve diplomatik yollardan Suriye’nin özür dileme ve tazminat ödemeye zorlama yöntemleri de ele alınacak
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da uluslararası boyutta yürütülen yoğun diplomasiyle ilgili kurul üyelerine son bilgileri aktaracak. Türkiye’nin çağrısı üzerine bugün daimi temsilciler
düzeyinde toplanacak olan NATO’da yapılan değerlendirmeler de MGK’da görüşülecek.
Suriye krizi nedeniyle Meclis’in 1 Temmuz olarak öngörülen yaz tatilinde ise şimdilik bir değişiklik olmadığı, olağanüstü gelişmeler yaşandığı takdirde Meclis’in yeniden toplanabileceği belirtildi.
İşte, Suriyeli pilotların telsiz konuşması
21 Ekim 1989 tarihinde Suriye uçağımızı düşürdü, 5 görevlimiz şehit edildi. Çağrı adı RMAL olan uçakla, AXM olarak nitelendirilen radardaki görevli arasında uçağımızın düşürülmeden ve düşürüldükten sonraki konuşmalara ulaştık. İşte o konuşmadan (belgesi SÖZCÜ'deki köşemde yayımlandı) bir bölüm:
- RMAL Bilginiz olsun. Hudut üzerinde bir hedef var. Silahlarınızı açın. Sınırı geçtiği an düşüreceğiz. Hedef irtifası 3 km. yavaş seyrediyor.
Anlaşıldı.
- Topraklarımıza girdiği an düşüreceksiniz.
Anlaşıldı.
Hedef size göre saat 11 istikametinde mesafe 15 km.
Hedefe roket mi, top mu atacağız?
- RMAL-2 Atış yapma. Atış mutlaka emirle olacak. Hedefi gördün mü?
Ok doğrudur.
- Hedefin üzerine gitmeye devam et. Hedef üzerinde pozisyon al.
RMAL-2, hedefi düşür. Hedefi vur.
- AXM Hedefi vurdum. Dönüş istikametindeyim. Direk iniş izni istiyorum.
Gözüm ben sana ‘Hedefi vur demedim. Hedef istikametinde devam et’ dedim.Dönmeye devam et.
- Gerçekten düşürdün mü?
Ok.doğrudur. Şu anda hedef yere düşüyor.
Allah belanı… Dönmeye devam et.
RMAL-2 hedefi vurdu. Bu anda hedef yerde yatıyor.
Dönüş istikametinde devam edin.
Anlaşıldı.
Suriyeliler arasındaki konuşmalar, İskenderun Hava Radar Mevzii Komutanlığı tarafından dinlenmişti. Genelkurmay’ın dinleme sistemleri vardı. “Demokratikleşme” adı altında onlar da MİT’e devredildi. Suriye’nin neresinde füze sistemleri olduğunu şimdiye kadar bilmiyorsak o ülkemizin ayıbı. Acaba, hükümet ayrı bir görev mi verdi. Bunu de belki bir gün öğrenebileceğiz.
Yorum Gönder