Teenni ve Ninni - Mümtaz Soysal

Öyle bir övgü, beğenme ve şişinme furyası ki demeyin gitsin. Hep aynı sözlerle... Neymiş, Türkiye “büyük devlet” olduğunu göstermiş, bölgenin sağduyulu ve temkinli yönetimi bizimkiymiş, bir kriz ancak bu “düşen jet” krizinde olduğu kadar iyi yürütülebilirmiş.
Tamam, bunlar doğrudur ve Suriye’nin tutumu yanlıştır da aslında, Arapça dağarcığı yeterli bir kişinin “teenni” sözüyle daha kolay özetleyebileceği bir iktidar davranışını böylesini övenlerin “komşularla sıfır sorun” politikasıyla nasıl bu noktaya gelinmiş olunabileceği üzerinde hiç durmayışları tuhaf değil midir?
Gerçekten, vaktiyle aileler düzeyinde sarmaş dolaş oluşla başlayan bir ilişki Batı’nın Suriye politikasına ortaklaşma noktasına vardırılmasaydı, bir radar sistemini sınama sırasında yakın komşuyla gerekli önlemlerin birlikte düzenlenmesi daha rahat olmaz mıydı? İktidarın teennisini şimdi göklere çıkaran AKP yandaşlarının Ortadoğu politikasında ABD’ye taşeronluk edilmesini etkili biçimde eleştirmediklerini unutmayalım.
İ ktidar çevrelerinin o konudaki cesaretsizliğini ve Arap Baharı’ndaki Batı yandaşlığının dışına çıkamayışlarını ayıplarken, Türkiye’deki siyasal muhalefetin ve özellikle ana muhalefet partisinin de o konuda edilgin ve hatta sessiz kaldığı unutulamaz. Demek ki özet olarak, Türk dış politikasında Amerikan etkeninin iktidar kadar muhalefetin davranışlarına da gölge düşürdüğünü ve o noktada sinsi bir yanılgının sürüp gittiğini söylemek yanlış olmaz. Ankara diplomasisi bu sürüklenişten ne kadar önce kurtulup gerçekten bağımsız bir ulusal politika gütmeye başlayabilirse o kadar doğru olur. Soğuk Savaş döneminde sırtını bir yere dayamanın kaçınılmazlığından söz etmek bir ölçüde haklı görünse de, son yıllar açıkça göstermiştir ki, hep aynı ninniyle uyutulmayı sürdürmek ülkenin çıkarları açısından çok daha başarılı olabilecek başka politikalara yönelmeyi engellemektedir. Böyle bir tutum ne Avrupa’yla ne de başta Rusya olmak üzere yakın komşularıyla doğru ilişkiler kurmakta pek yararlı olmadığı gibi, Türkiye’nin “kendisi olabilme”sini de zorlaştırıyor.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget