Ünal Aysal Bey'e mektup - Rıza Zelyut

Muhterem Beyefendi!
Size anlatmam  aslında nezaketsizliktir ama; ben Galatasaray'ı ilk önce; Osmanlı Devleti'ne devlet adamı yetiştiren okullardan birisi olarak tanıdım. Saray-ı Hümayun'daki (Top Kapısı) Enderun'un ikinci ayağı Galata Sarayı idi. Bir de Edirne Sarayı'ndaki Enderun bulunuyordu.
Hiç kuşkusuz ki bu gelenek Mustafa Kemal cumhuriyetine de çağdaş anlamda aktarılarak yaşatıldı. TOKİ Başkanı'nın, yeni stadınızın açılışında yaptığı konuşmada; Galatasaraylı kimliğine hürmetsizlik içeren konuşması karşısında, açılıştakilerin tepkisini görünce ben de içimden, 'Aferin!' çekmiştim.
Burada , Galatasaray'ın Türk sporuna katkılarını anlatmaya yerim yetmez; izninizle onlara hiç girmeyelim.

LÜTFEN BİR GERİYE BAKINIZ
Muhterem Ünal Bey!
Bildiğiniz üzere; Fenerbahçe'ye karşı geçen yıl bir operasyon başlatıldı. Bu operasyon futbol maçının sonucu yasadışı yoldan etkileme (şike) gibi gösterildi. Lakin iddianame ortaya çıkınca anladık ki dava; şike davası değildir; tamamen Aziz Yıldırım'ı tasfiye etmeye yönelik bir operasyondur. Bunun ispatı da davanın 'organize suç örgütü' davasına çevrilerek özel yetkili ağır ceza mahkemesine yönlendirilmesidir. Yani dava bugün sadece Aziz Yıldırım ile sınırlı hale getirilmiştir. Kendisi de çete kurarak Fenerbahçe'den yararlanmakla suçlanmaktadır. Ama ilginç değil midir ki savcı da duruşma yargıcı da yönetim kurulu üyelerine bu temel iddia ile ilgili hiçbir soru sormamıştır...
Muhterem Beyefendi!
Biliyorum ki 'Bu durumun benimle ve Galatasaray'la ne ilgisi var?' diyorsunuz.
Efendim; kulübünüzle olmasa bile sizinle var...
Muhterem Ünal Bey!
Fenerbahçe'nin ve Aziz Yıldırım'ın boynuna bir tür idam ilmiği çekilmiş iken; siz ikide bir açıklama yaparak şöyle demediniz mi? 'Şike yapanlar kim ise derhal cezalandırılsın. Yoksa UEFA ve FİFA Türkiye'ye ceza verir. Bunun mağduru da Galatasaray olur. Futbol Federasyonu; Galatasaray'a zarar verecek bu tutumundan vazgeçsin; gereğini yapsın!'
Açıklamalarınız kelime kelime böyle olmasa bile anlamı itibariyle böyle idi.
Yani siz; bir an önce Fenerbahçe'nin cezalandırılmasını istiyordunuz.
Bu konuda ısrarcı olduğunuzu basına yansıyan demeçleriniz açıkça gösteriyor.
***
Muhterem Beyefendi!
Geldiğimiz noktaya bakınca; acaba yeni bir açıklama yapma ihtiyacı duymuyor musunuz?
Gördüğünüz gibi, ne Türk milli takımına bir ceza geldi ne de Galatasaray'ınıza...
Çünkü; sizin şike dediğiniz iş; aslında Fenerbahçe'ye karşı düzenlenmiş bir şike idi. Ortada tanık da yok, belge de yok; sadece malum savcının film senaryosu yazar gibi yazdığı; artık çökmüş olan bir iddianame ve bu yıkılmış iddianameye inatla sahip çıkan bir yargı heyeti var. Türk futbolunda bütün takımların içinde bulunduğu ilişkilerin tek suçlusunun Fenerbahçe olduğunu düşünen ve tarihin bütün kirini ona ödettirmeye kalkışan yanlı soruşturmanın eteğine yapışmış olduğunuzu size hatırlatmış olsam; acaba beni kabalık etmekle suçlar mısınız?
Efendim; son gelişmelerden sonra şöyle bir geriye bakıp da hiç değilse; 'Yanılmışım!' diyebilecek misiniz?
Galatasaraylılık geleneği bunu sizden istiyor Muhterem Ünal Bey!

TFF'Yİ KUTLUYORUM
3 Temmuz 2011'de özü itibariyle Fenerbahçe'ye karşı başlatılan  operasyon, eğer eski TFF yönetiminin izlediği çizgide götürülse idi; Türk futbolu çökertilmiş olacaktı. Mehmet Ali Aydınlar'ın yerine gelen Sayın Yıldırım Demirören'in  yoğun ve doğru çabaları süreci en az zararla atlatmamızı sağladı.
Sayın Demirören TFF başkanlığına aday olduğunda, 'Tam isabet!' diye yazmıştım. Bu seçimimde de haklı çıkmaktan mutluluk duyuyorum. TFF'yi tebrik edelim; hep birlikte...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget