Ne ulusal sorun, ne ulusun kenetlenmesi hiç değilse bir günlüğüne RTE’yi değiştirmiyor.
Huy canın altındadır atasözü sanki RTE için söylenmiş.
Gazeteler, TV haberleri Suriye’ye devletin olası mukabele haberleriyle dolup taştı.
Medya RTE’nin ana muhalefet ve yazarlara saldırılarına yer ayıramadı.
Gruptaki konuşmasıyla eleştiriye, uyarıya tahammülü olmadığını bir kez daha kanıtladı.
Bir diktatör kopyası gibiydi. Ulusal birliği dinamitledi.
Sorunu egosunu tatmin edecek bir kıvamda ele aldı.
Eleştirileri devlete, hükümete, ulusal birliğe karşı işlenen suç gibi yorumladı.
***
RTE’nin ulusal birlik anlatışındaki geri kalmışlığını sergilemek için AKP grubundaki okura yansımayan sözlerinden kimi bölümler aktarmak gerekiyor.
Ulusal birlik sözcükleri bu Başbakan’ın ağzına bakınız neden yakışmıyor:
“Bu menfur saldırı sonrasında gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında dış politikamızı, özellikle de Suriye politikamızı sorgulayan bu acımasız değerlendirmeler, özellikle değerlendirmeye tabidir.
Yurtdışında aleyhimize yürütülen kampanyalar bir tarafa, yurtiçinde böyle milli bir meselede, devletin hükümetin TSK’nin haksız, mesnetsiz, insafsız bir şekilde hedefe konulması, en hafif tabiriyle aymazlık, sorumsuzluk olur…
…Suriye konusunda kimsenin karnından konuşma, lafı geveleme, muhalefet olsun diye kendi ülkesinin menfaatlerine zarar verecek söylemlerde bulunma lüksü yoktur” diyor.
Ulusal bir sorunun gündemde olduğu sırada böyle konuşan bir başbakan tasavvur edebilir misiniz?
***
Muhalefet ve medya, A’dan Z’ye ulusal soruna kilitlendi.
Hükümetin uluslararası hukuk çerçevesinde açıklayacağı bütün önlemleri destekleyeceklerini açıkladılar.
Sorunun bir başka yüzünü, Suriye ile bu noktaya nasıl geldiğimizi ana muhalefet halka açıklama görevini yerini getirdi.
RTE’nin aylardır Suriye yönetimine sürdürdüğü düşmanca politikaların uçağımızı düşürme kastıyla ateş açması noktasına vardığını örneklerle anlattı, anlatıyor.
Başbakan; eleştiriye kapalı kafa yapısıyla bu gerçekçi açıklamaları “karnından konuşma, muhalefet olsun diye kendi ülkesinin menfaatlerine zarar verecek söylemler” diye tanımlayabiliyor.
Hayırlara vesile olmayacak bir sonuç; ulusal birlikteliği ne ana muhalefetin ne de Suriye politikasını eleştiren köşe yazarlarının değil; bizzat Başbakan’ın baltaladığını ortaya koyuyor.
Üstelik sözünü ettiği satılmış köşe yazarları arıyorsa RTE; maddi yararlar uğruna kendisine dalkavukluk eden gazetelerdeki köşeleri tutan yalaka yazarlar anımsayıversin.
***
Birlik ve beraberliği böleni aramasına gerek yok.
Aynaya baksın yeter!
***
Hükümeti ve alacağı kararları destekleyeceğini açıklayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye “gösterdiği bu birlik, beraberlik, dayanışma ifadeleri için özellikle teşekkür ettiğini” ifade ederek ana muhalefet liderinden rahatsızlığını ortaya koydu.
Yararlı da oldu.
Bu vesile ile tencere yuvarlandı kapağını da buldu.
Artık RTE’nin Kürt ve terör sorununun çözümünü CHP ile AKP’den oluşacak bir komisyonda çözüm aramayı içeren önerisini yaşama geçirmenin gereği de anlamı da kalmadı.
İşte RTE’nin aradığı ortak: AKP, MHP ile Kürt ve terör sorununa çözüm arayışlarında bir araya gelebilir.
Kurduğu tuzağı görerek AKP ile ikili bir komisyona iştihayla bakmayan CHP yerine Bahçeli ile RTE; el ele, baş başa vererek öncelikle ülkeyi terör belasından kurtarabilirler!
Üstelik bu birliktelik ve beraberlik dinci RTE ile Türk-İslam sentezi peşinde koşan Bahçeli’ye de yakışmaz mı yani?
Yorum Gönder