ANLAŞILAN, Başbakan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın konuşmasına hâlâ kırgın... Çin’den dönerken bu kızgınlığını ya da kırgınlığını belli etti. Belli etti ne demek, içini öyle bir döktü ki...
Peki niye, nedir bu kırgınlık?
Gazetecinin sorusu “MİT-yargı krizini” kapsıyordu. Bizim meslektaşlar fırsat bu fırsat diye konuyu açınca, bir “yandaş”ın tanımıyla şöyle bir soluklanıp “Bu konuda ilk defa açık açık konuşacağım” demiş ve “bombayı patlatmış”!
* * *
DEMİŞ Kİ:
“Yargının bu gidişine sessiz kalmak mümkün değildi. Tam da benim nekahet dönemime rastladı. Hakan Fidan’ı İmralı’ya gönderen benim, Oslo’ya gönderen benim. İyi yetişmiş bir bürokrat, hem benim sır küpüm, hem Türkiye Cumhuriyeti’nin sır küpü.”
* * *
VE sonra dönmüş yargıya:
“Yargı kendisine ait olmayan bir yetkiyi kullanmaya kalktı. Yargı kesinlikle kendisini yaşamın veya yürütmenin üstünde göremez. Aslında ona yetkiyi yasama organı veriyor, ama kötüye kullandı.”
* * *
EĞER unutanlar varsa hatırlatmak gerek. Her şey, savcıların MİT Müsteşarı ve yardımcılarını ifadeye çağırmalarıyla başladı. Muhtemelen “Gel bakalım arkadaş buraya, İmralı’ya nasıl gidiyorsun, Oslo’da ne işin var?” diye soracaklardı, ama Sayın Başbakan ne kadar, nekahet döneminde olsa bile, “sır küpüne” sahip çıktı, bir günde bir kanun çıkardı, oldu bitti. “Başbakandan izin alınmadan çağrılamaz!”, tek cümle. Enver Paşa gibi, Genelkurmay itiraz eder, “Kanun yok!” derlermiş. Enver Paşa, “Yok kanun, yap kanun!” karşılığını verirmiş...
* * *
TAM sorun kapandı derken Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Haşim Kılıç ortaya çıktı, hem de Adalet Bakanlığı’nın düzenlediği uluslararası bir toplantıda, “Dün yargının siyaseti kuşatma gayretine karşı çıktığımız gibi, bugün de siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz” demez mi!
* * *
KIYAMET koptu, irili ufaklı yandaşlar, sözcüler veryansın ettiler:
“Biz yargıyı kuşatmıyoruz.”
Yani biz “Yargıya müdahale etmiyoruz!”
Peki, Sayın Başbakan’ın yandaşlarının bomba diye patlattığı nedir?
“Yargı kendisine ait olmayan bir yetkiyi kullanmaya kalktı” demek müdahale değil de nedir...
* * *
SAYIN Başbakan, kusura bakmayın ama “size yargı beğendirmek” pek zor.
Referandum öncesi “Bize kan ağlatıyorlar!” diyordunuz. Onlar gitti, bunlardan da şikâyetçisiniz. “Hadlerini aşıyorlar” diyorsunuz...
Ne yapacağız?
Yargı, Beşiktaş pazarında satılmıyor ki, gidip organik, hormonsuz bir kilo alalım, takdim edelim.
Yorum Gönder