Kur’an’daki cennet kavramının boyutları - Yaşar Nuri Öztürk

Dinler tarihinde cennet, ölüm sonrası ödül yurdu olarak bilinir. Ancak Kur’an’daki cennet kavramı sadece bu kadar değildir. Kur’an cennetin bir de bu dünyada

Kur’an’daki cennet kavramının boyutları - Yaşar Nuri Öztürk
Dinler tarihinde cennet, ölüm sonrası ödül yurdu olarak bilinir. Ancak Kur’an’daki cennet kavramı sadece bu kadar değildir. Kur’an cennetin bir de bu dünyada gerçekleşebilecek bir türünden de söz etmektedir. Ayrıntılarını ‘Küresel Âfetler’ adlı kitabımızda verdiğimiz cennetin dünyadaki şeklinin ‘kirletilmemiş, doğal dengeleri bozulmamış, doğal gıdalarla beslenmenin esas olduğu bir yurt’ veya yeryüzü olduğunu söylememiz gerekiyor.
Kutsal metinleri, yukarıda açıkladığımız ölçüler içinde okuduğumuzda cennetin iki büyük gerçeği sembolize ettiğini anlamakta gecikmeyiz:
1. Sonsuzluk (ölüm sonrası, âhiret) ödülünün sembol adı,
2. Esası bakımından güzel, temiz, bereketli ve mutluluk getirici olan doğal yaşam ve doğal çevre.
Kutsal metin çok boyutlu kelam olduğuna göre, cennetin bu anlamlardan birine hapsedilmesi değil, ikisinin birden korunması vahyin muradına daha uygundur.
Cennet tasvirleri dikkatle incelendiğinde temiz ve bereketli bir doğal çevre ve o çevrede geçen hayatın kastedildiği anlaşılır. Esasen, cennet yeşillik, yeşil ve bereketli bahçe demektir. Kutsal metinlerin tasvirleri dikkatle değerlendirildiğinde bu mutluluk yurdunun saf ve temiz doğa olduğu gerçeğine ulaşmakta zorluk çekmeyiz.

HAYAT VE MUTLULUK KAYNAĞI OLARAK SU
Cennetin en imrendirici tasvirleri su merkezlidir. Nehirler, bazen saf bal nehirleri olarak tasvir edilir.
Cehennemin belirgin özelliklerinden biri de sudan mahrumiyettir. Cehennem bir anlamda, içilecek vasıfta suyun bulunmadığı yerdir. Şu tasvirdeki kahredici susuzluğa bakın:
“Ateş halkı, cennet halkına seslenir: ‘Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz da bize akıtın!’ Şu cevabı verirler: ‘Allah, o ikisini de, gerçeği örten nankörlere haram kılmıştır.” (Âraf, 50)
Su, Kur’an’a göre, hayatın, mutluluğun, o arada yeşilliğin, ziraatin de esasıdır:
“O küfre sapanlar görmediler mi ki, gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. Her canlı şeyi sudan oluşturduk. Hâlâ iman etmeyecekler mi?” (Enbiya, 30)
Bütün bitkilerin, meyvelerin su ile hayat bulduğunu, gelişip olgunlaştığını ifade eden çok sayıda Kur’an ayeti görmekteyiz. Su aynı zamanda mutluluk simgesi ve yurdu olan cennetin baş nimetidir.
Cennet temiz ve arı sularıyla yücelirken, cehennem de kirli, irinli, içilemez hale gelmiş sularla belirginleşir. Kur’an, cehennemin bu yanını gösteren birçok ayet içermektedir.
O halde, su krizi bir cehennemleşme ve cehennem hayatına geçiş göstergesidir. Bugün dünyamız bir su krizinin yani cehennem hayatına geçişin eşiğinde bulunuyor.
Profesör Michael Klare, 2001 yılında gerçekleştirdiği ‘Resources Wars’ (Kaynak Savaşları) başlıklı çalışmasında gösteriyor ki, 1990’dan bu yana su kaynakları ve gıda havzaları çevresinde gerçekleştirilen siyasal ve askerî çatışmalar gittikçe artmaktadır. Hızla artan nüfusu beslemek için arttırılması gereken gıda maddeleri, özellikle tahıl, insan hayatı için gerekli suyun büyük bir kısmını alıp götürmektedir.
Öte yandan, sanayi artıklarının tahribi ve küresel ısınma yani kuraklık ve kirlenme, dünya su stoklarını giderek kullanılmaz hale getiriyor.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget