Karşıdaki kitapçının vitrininde bir kitap var, gözler eskisi gibi uzaktan seçemiyor ki!
Kitabın adı bile yazı konusu, hem de iki adı var:
“Türkiye kime kalacak?”
İçinizden gülüyorsunuz:
“Herhalde bize kalmayacak!”
Kitabın ikinci adı:
“Başbakan’ın yazdırdığı kitap!”
İşte bu önemli!
Demek Başbakan bunca işi arasında, bir zamanlar kapı komşumuz olan Osman Ulagay’a kitap da yazdırmış!!!
* * *
Az çok, kenardan köşeden de olsa Osman Ulagay’ı tanırız, “yağdanlık, yandaşlık, yağcılık” yapacak biri değildir.
Peki, bu başlık, hem de kitabın kapağındaki başlık neyin nesi?(*)
* * *
İster itiraf deyin, ister pişmanlık deyin, ister durum tespiti deyin, Ulagay açık açık yazmış:
“Ben Recep Tayyip Erdoğan’ın partisine cephe alan ve önyargılı davranan kesim içinde yer almadım” diyor.
Tersine, Erdoğan’a ve AKP’ye önyargılı olanların, AKP ve Erdoğan’a karşı hoşgörülü olmakla suçladıkları köşe yazarları arasında onun da adı geçti.
Yani kısacası “AKP’li ve Tayyipçi” işte.
Yüzeysel bir tespit olsa dahi...
* * *
Oysa, sular köprülerin altından akıp gidiyordu.
İlk ipucu 20 Şubat 2010 tarihli Milliyet’teki yazısında var.
“Türkiye’yi fena halde demokratik-leştirdiklerini iddia eden Sayın Başbakan’a göre, ideal köşe yazarının, iktidarın yalakalığını ve patronun hizmetkarlığını yapan biri olması gerekiyor.”
Ey ahali ne diyorsunuz?
Biz dahil kimsenin sesi sedası çıkmadığına göre...
Ya da duyulmadığına göre...
* * *
Bir de dükkân meselesi var.
Rivayet o ki; Sayın Başbakan, genişletilmiş il başkanları toplantısında, hitabet sanatının güzel bir örneğini vermiş -kendileri diplomalı hatiptir- yine köşe yazarlarını diline dolamış, hayali bir patron ağzından demiş ki:
“O insanlara (köşe yazarlarına) kalemi teslim edenler der ki, (gazete patronları) kusura bakma kardeşim, bizim dükkanda sana yer yok! Çünkü herkes vitrinine layık olanı koyar.”
Osman Ulagay, bu rivayetten çok alınmış ve kararını vermiş:
“Sayın Başbakan haklı galiba, bu dükkânda bize yer yok! Sayın Başbakan’ın sivil ve demokratik hışmına uğramadan işi noktalamak belki de en doğru olacak.”
* * *
Ve köşe yazarlığına son vermiş, bu kitabı yazmaya başlamış!
Buraya kadar anlaşılmayan şey yok da “Türkiye kime kalacak?” sorusunun cevabı nerede?
Onun cevabı da yok değil var!
Bir zahmet kitaba bir göz atın.
Murisinizi, yani mirasçınızı öğrenin, parti mi, cemaat mi?
——————————-
(*Doğan Kitap)
Yorum Gönder