Fazıl Say’ı ‘Linç’ Etmek - Hikmet Çetinkaya

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı televizyonlarda izlerken, bazen kaygılanıyor, bazen gülümsüyorum...
O zaman şu soru geliyor aklıma:
“AKP iktidarı gerçekten demokrasi ve özgürlüklerin gelişmesini mi istiyor yoksa ılımlı İslamı giderek pekiştiriyor mu?”
Soruları çoğaltabilirim...
Erdoğan’ın kendine güven duygusu sınırsız!
Kim ne derse desin, hem iktidar hem de muktedir!
Erdoğan “Ben laik değilim ama laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanıyım” diyor, din, dil, ırk, mezhep, renk ayrımcılığı yapmadıklarını dillendiriyor.
Yerseniz...
***
Rezaletin son perdesini İstanbul Şehir Tiyatroları’nda yaşıyoruz.
Daha önce neler yaşamıştık?
Mehmet Aksoy’un büyük emek vererek bitirmeye çalıştığı “İnsanlık Anıtı”nın puta benzediği gerekçesiyle yıkılmasını.
Öyle olaylar yaşıyoruz ki bir süre sonra unutup gidiyoruz.
Fazıl Say’ın bugüne kadar başına gelenleri yazsam bir kitap olur...
Dünyaca ünlü piyanist ve bestecimiz Fazıl Say, Twitter’a “Ben ateistim” diye bir mesaj ve Hayyam’dan bir dörtlük yazınca kıyamet koptu.
Say, iktidar yalakalarına, din bezirgânlarına göre “din düşmanı” ilan edildi.
Yakın tarihimize bakarsak bu tür olaylardan sonra birileri hareketlenir, bazı “meczuplar” devreye girer ve “katli vaciptir” denilerek gereken yapılır.
***
Tetikçi bulmak kolaydır!
Bunlar kimi zaman Sivas Madımak’ta bir anda binler olup onlarca aydınımızı, sanatçımızı, ozanımızı yakarlar, kimi zaman Malatya Zirve Yayınevi’nde ellerinde kasap bıçağıyla “İslam” adına insanları boğazlarlar.
Biraz daldan dala atlama gibi olacak ama olsun...
Afganistan’da Taliban, okullardaki içme suyuna zehir karıştırıyor, PKK ise Güneydoğu’da okulları yakıyor, bombalıyor.
Neden?
Çocuklar okula gitmesin diye!
Hayatında tiyatroya bile gitmemiş bir bürokrat Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın başına getiriliyor...
Niçin?
Oyunlarda müstehcenliği, hükümete eleştiriyi önlemek, Türk halkının gelenek, görenek ve inançlarını korumak falan için...
Kimse yemez bunu!
Gidişat belli...
Fazıl Say, bugün yaşadıklarımızı yıllar önce görmüş bir sanatçı...
O bir yurtsever, demokrat, aydın!
***
Say’a karşı bir linç kampanyası başlatıldı, savcılık ihbar üzerine soruşturma açtı.
Fazıl Say, daha önceleri de ölüm tehditleri almıştı...
Dört koldan saldırı var Fazıl’a...
O yüzden Türkiye’den ayrılıp Japonya’ya yerleşmek istiyor.
Birden aklıma, savcılık soruşturması, Malatya katliamı, Rahip Santoro, Hrant Dink cinayetleri geldi...
Hepsi gözümüzün önünde gerçekleşti.
Fazıl’ın açıklamasını okurken içimden bir şeyler koptu, yüreğim yangın yerine döndü...
Şöyle diyordu Fazıl Say:
“Plajda kum tanesi gibiyim. Halktan destek görmüyorum. Arabesk dünyasından isimler beni din düşmanı yaptı. Böyle şey başka hangi demokratik ülkede olur?”
Fazıl, savcılığa yapılan suç duyurusundan sonra almış bu kararı.
Diyor ki:
“Üç aydan fazla hapse girip piyano çalmazsam, meslek yaşamım biter, bertaraf olurum!”
Linçlere doymayan bir toplum yarattık özetle!
Yazıklar olsun!..
***
The New York Times gazetesi “Türkiye, ABD’de inzivaya çekilmiş din adamının egemenliğini hissediyor” yorumunu yapmış...
Haberi okuyunca sadece gülümsemeyip bir kahkaha attım...
Yahu ben bunları 15 yıl önce yazmıştım ve kimsenin kılı bile kıpırdamamıştı adliye kapılarını aşındırırken... Yanımda ise Avukatım ve Yazıişleri Müdürüm Fikret İlkiz’den başkası yoktu...
Ne tek bir okur, ne Gazeteciler Cemiyeti ne de Basın Konseyi...
Tek başıma!..
Ne diyeyim?
Sabah şerifleriniz hayırlı olsun!..
Günaydın!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget