Önceki günden iki fotoğraf.
İşte birincisi:
Karların erimesi ile PKK eşkıyası saldırıya geçti.
Bingöl’deki PKK pususunda 3 şehit, çok sayıda yaralı var.
Terör ya da kalkışma sadece Bingöl ile sınırlı değildi.
Güneydoğu hinterlandında PKK’nın sebep olduğu tamı tamına 8 ayrı olay daha oldu yani bölge tabir yerinde ise yanıyor!
Ve ikinci fotoğraf:
Ülkenin yönetiminden sorumlu olan Başbakan önceki gün TV’lerden canlı yayınlanan iki ayrı konuşmasında ne toprağa düşen Mehmetlerden ne de PKK kalkışmasından bahsetti.
Peki, ne mi dedi?
Camiler kapatıldı istismarını sürdürerek cumhuriyete ya da Milli Devlet’e açtığı savaşı sürdürdü.
Evet, Tayyip Bey’in Dersim hikâyesi ile başlattığı yakın tarihe hücum atakları yine devam etti.
Sürekli İnönü dedi ama kastının Atatürk ile kurduğu devlet yapısı olduğu ortada.
Bütün milletlerde olduğu gibi biz Türklerin tarihinde de övünülecek ve yerinilecek şeyler kuşkusuz vardır.
Ancak bir Başbakanın ülke halkının önemli bir bölümünün kimyasını bozacak şekilde cumhuriyet tarihine sürekli hasmane yaklaşması normal bir hal değildir.
Tarihten ders çıkaranlara devlet adamı, husumet çıkaranlara ise başka şey deniliyor.
Belli ki Sayın Erdoğan bu aralar güç sarhoşudur ve ideolojik bilinçaltında olanları dışa vuruyor.
İyi de güya Mevlana düsturunu yaşamına tarz edinen Başbakanımız onun “Dün dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım” sözünü bilmez mi?
Ondan önemlisi şanlı Peygamberimizin ölülerle ilgili hadislerini hiç mi işitmedi?
İnancımızın izin vermediği bu üslubu ve metodu Tayyip Bey hangi saikle kullanır?
Sayın Erdoğan’daki bu yakın tarihi tersten okuma saplantısı belli ki normal bir hal değildir zira batan bir imparatorluktan milli ve üniter bir devlet kuranlara son tahlilde minnet duymak aklın ve vicdanın gereğidir.
AKP-asker mutabakatı
Önce Başbakan’ın Harp Akademilerine davet edilmesi ve ayakta karşılanıp konferans vermesi…
Derken türbanlı hanımların da katıldığı 23 Nisan resepsiyonuna askerlerin eskisi gibi protesto etmeyip tam kadro katılması…
Hayır, bu olanlar olağan değil tersine rutin dışıdır. Peki, anlamı mı?
Asker ile AKP ve hatta Cumhurbaşkanı arasında sanki bir uzlaşma var.
Suriye’ye müdahale olayı ve askerin moralsiz olması siyasi iradeyi buna mecbur etmiş olabilir. Peki, asker açısından bu mutabakatın getirisi mi?
Balyoz’da süreç uzamayıp karar verilecek ve içerdekiler kışlaya dönemeyecek şekilde salıverilecek. 12 Eylül ve 28 Şubat bağlamında ise sadece sembol isimler hedef alındı ve asker olarak sanki arkası gelmeyecek.
Bekleyelim görelim…
Cumhuriyet Gazetesi’nde F Tipi dezenformasyon manşet
Cumhuriyet Gazetesi’nde İlhan Selçuk’un vefatı ve Mustafa Balbay’ın hapse girmesi ile ipleri eline geçiren Hikmet Çetinkaya’nın savrulmaları devam ediyor.
Kısa bir süre önce F Tipi ile sarmaş-dolaş olup cemaatin iş alemi örgütü Tuskon’u manşetleri ile selamlayan Cumhuriyet şimdi de kendine servis edilen dezenformasyon belgelerini manşet yaparak zihin bulandırıyor.
Ne imiş efendim 1980 öncesindeki Maraş olaylarını iddia edildiği gibi ABD’li istihbaratçılar ve karanlık güçler değil de ülkücüler tezgâhlamışmış!
Peki, Cumhuriyet bunu niye mi yapıyor?
F Tipi ile vardıkları esrarengiz mutabakatın hemen sonrasındaki bu haber sadece ABD’yi aklamak için değil aynı zamanda ülkücülerle ulusalcı solcuların yakınlaşmalarını sabote etmeye ve de arasını açmaya matuftur.
Evet, Cumhuriyet Gazetesi artık maalesef F Tipi’nin sosyal ve siyasal operasyon aracına dönüşmüştür.
Okur bunu anladı ve gazetenin tirajı eriyor lakin Ali Sirmen’den Bekir Çoşkun’a, Emre Kongar’dan Ümit Zileli’ye kadar gerçek Atatürkçüler bu tezgaha nasıl susarlar?
Cumhuriyet’teki Kuva-yi Milliyecilere çağrımızdır:
İlhan Selçuk’un geçmişte Hasan Cemal olayındaki tavrı misali ya Hikmet Çetinkaya’ya tavır alıp gitmesini sağlayın ya da siz ayrılın ve Atatürkçü yeni bir Cumhuriyet Gazetesi kurun.
Demirel taburcu oldu
Telefonda Ali Şener var.
O kim mi?
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in kayın biraderi.
Şöyle diyor Ali Bey:
“Sabahattinciğim Sayın Cumhurbaşkanı çok şükür biraz önce tedavi gördüğü Güven Hastanesi’nden taburcu edildi. Hamdolsun iyiler.”
Ne yalan söyleyeyim bu telefona çok sevindim zira aldığımız ilk bilgiler bayağı korkutucuydu.
AKP iktidarı ile beraber hedefe oturtulan Demirel’i genç kuşaklar layığı ile bilmez.
Demirel, 60 yıldır siyasi arenada olup da ayakta kalabilen yegâne insandır.
Sayın Demirel’in Bilge Kağan Yazıtları ziyareti hislenmesinden Mohaç’daki duygulu Zafer Anıtı açılışına, Bosna Hersek’deki gözyaşlarından Türk dünyasındaki pek çok etkinliğine kadar hassasiyetlerine birebir şahitlik eden biri olarak hükmüm onun tarih şuuru bakımından 10 numara olduğudur.
Sadece tarih şuuru bağlamında değil, o gerçek bir devlet adamıdır.
Kendilerine sağlıklar diliyoruz.
Yorum Gönder