Nüfus Artışı-Teknoloji-Doğal Gıda İlişkisi - Yaşar Nuri Öztürk

Doğal gıda ile beslenmeyi sekteye uğratan veya ortadan kaldıran iki temel musibet vardır: 1. Bitkive tohumların genleri üzerinde oynamak, 2. Düzensiz nüfus artışı.

Kur’an, düzensiz nüfus artışını, dinci kesimlerin söylediklerinin tam aksine, insanlığın felaket sebeplerinden biri olarak göstermektedir. Evet, ‘Kürel Âfetler’ kitabımızda da gösterdiğimiz gibi, Kur’an,düzensiz nüfus artışını küresel afetlerden biri olarak tanıtmakta ve insanlığın bundan kıçınması gerektiğini evire çevire anlatmaktadır.

Düzensiz nüfus artışını daha sonra inceleyeceğiz. Bu yazıda, teknolojinin doğal gıdalanmaya vurduğu darbe üzerinde duracağız.

Teknolojinin (Kur’an’ın deyimiyle sınâatın) sergilediği olumsuzluğuntemel görünümleri nelerdir? Kur'an bu soruya; ‘açlık ve korku’ diye cevap veriyor. Nahl suresi, bir karyeyi, yani bir medeniyeti örnek gösteriyor. Nahl suresi’nin 112. ayeti şöyle:

“Allah, şu ülkeyi/medeniyeti de örnek vermiştir: Güvenli, mutlu-huzurlu idi; rızkı her yandan bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler de Allah kendilerine, sanayi olarak ürettikleri şeyler yüzünden açlık ve korku elbisesini/ birlikteliğini/karmaşasını tattırdı.”

Teknoloji, rızkın Allah’ın elinden çıkanını yok edip insanı görünmez bir açlıkla yüz yüze getirmektedir. Bunun en kısa ifadesi, doğal ürünlerden yoksun beslenmedir.

Üzerine Allah’ın adı anılmış rızık, geleneksel fıkıh tarafından, biraz da o zamanın şartlarının zorlamasıyla, ‘besmeleyle kesilmiş hayvan’ olarak anlaşılmış ve Kur’ansal beyyinenin esas ruhu örtülü kalmıştır. Bugünkü bilgilerimiz ve ekolojik veriler dikkate alındığında,‘üzerine Allah’ın adı anılmış besin’in, genleri üzerinde oynanmamış, fabrikasyon katkılarla bozulmamış doğal besin olduğunda hiç kimsenin bir kuşkusu olamaz.

Bu noktayı değerlendirirken, Kur’an’ın, ‘yaradılış ve yaratışta değiştirme’den nefret ettiğini, onu şeytanın bir ameliyesi olarak gördüğünü de unutmayalım. (Nisa, 119)

Şunu da unutmayalım: Kur’an, mutluluk yurdu olan cenneti anlatırken, oradaki nimetler arasına ‘renk ve tadı bozulmamış sudan nehirler’i, ‘değişime uğramamış saf süt ve bal’ı, ‘her tür meyve’yi de koymaktadır. (Muhammed, 15)

Tağyirin (doğal yapıyı değiştirmenin) en zararlısı, bitkileri, ‘üzerine Allah’ın adı anılmış’ olmaktan çıkaran gen oyunlarıdır ki bugün insanlığın en büyük huzursuzluk ve kahır sebepleri arasındadır.

Tağyire uğramış besinlerin kitleleri getireceği yer, açlık ve korku giysisini giymek, yani iliklerine kadar ürpermektir.

YARATILIŞI DEĞİŞTİRMEK

Kur’an, üzerinde çok durduğu bu kavramı karşılamak üzere ‘tağyir’ ve ‘tebdil’ sözcüklerini kullanmaktadır ki, Türkçe’ye de girmiş bulunan bu sözcüklerin ikisi de bir şeyin aslî yapısını bozmak demektir.

Kur’an, tağyiri öncelikle doğal yapıyı, doğal dengeleri bozup hayatın ve insanın ahengine zarar vermek anlamında kullanmaktadır. Bu anlamda tağyir, şeytanî bir faaliyettir. Nisa 119 bu noktada bize, şeytanın Cenabı Hakk’a şöyle dediğini duyurmaktadır:

“Yemin olsun, onları saptıracağım, onları kuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okumaya mutlaka iteceğim. Onlara mutlaka emir vereceğim de davarların kulaklarını yaracaklar; onlara muhakkak emredeceğim de Allah'ın yaratışını/yarattıklarını değiştirecekler.”

Allah’ın yaratışını/yarattığını değiştirmeye hayvanların kulaklarının yarılmasının (klonlamanın) örnek gösterilmesi, Kur’an’ın, varlık yapıları, özellikle genler üzerinde oynamayı şeytanî bir işlem olarak gördüğüne kanıttır. Kur’an’ın tağyirle ilgili beyanları dikkate alındığında genler üzerinde oynamanın gıdaların (tohumların) genlerini değiştirmeyi de kapsadığı ortaya çıkmaktadır.

Kur’an’a dayanarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: İnsan hayatının cehennemîleşmesinin temel sebeplerinden biri, gıdaların/tohumların genetik yapılarının değiştirilmesi, yani, gıdalar üzerindeki tağyirdir. Kur’an, bu yöndeki teknolojiyi, insan mutluluğunu zehirleyen şeytanî bir yıkım mekanizması olarak görmektedir.

Vicdanımızdan yükselen bir ses şunu söylüyor: Ne olurdu, geleneksel dincilik, bezle, kılla uğraşmak yerine, Kur’an’ın şu muhteşem mesajlarını insanlığın önüne çıkarsaydı. O zaman, nefsine ve şeytana hizmet yerine dinine ve insanlığa hizmet etmiş olurdu.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget