Suriye’ye saldırı pususunda bekleyen AKP’ye, İslamcı çevrelerden neden itirazlar yükselmiyor? Elbette Kenan Çamurcu, Eren Erdem ve İhsan Eliaçık gibi isimler bu konuda bayrak dalgalandıranların başında geliyor… Bir de şair Sezai Karakoç’un çıkışı boy gösterdi bu hafta. Yeterli mi? Elbette hayır!
Peki, AKP’ye körü körüne yandaşlığın sonucu mudur bu sessizlik? Başka etkenler yok mudur?
Kanaatimizce bu konuda en önemli etken AKP’nin, ABD’nin Ortadoğu planlarını sanki kendi yeni Osmanlıcı politikalarıymış gibi sunabilme becerisinde; daha doğrusu bunu yutturabilmesinde…
Suriye konusunda Tayyip Erdoğan’dan daha hevesli olan Ahmet Davutoğlu’nun bu konudaki söylemlerini inceleyeceğiz bugün:
100 YIL SONRA ORTADOĞU’YA GİRME HEDEFİ
1.) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Ortadoğu’da “yüzyılın muhasebesi yapıldığını” belirterek hedefini ilan etti: “Ortadoğu’dan çıkışımızın 100. yılı… 1911 ile 1923 yılları arasında nereleri kaybetmişsek, hangi topraklardan çekilmişsek 2011 ile 2023 yılları arasında o topraklarda tekrar kardeşlerimizle buluşacağız. Uluslararası düzeni de yeniden inşa edeceğiz.” (Yeniçağ, 22 Ocak 2012)
2.) Davutoğlu, “Ortadoğu Birliği” diye isimlendirilen Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Suriye arasında imzalan deklarasyon sonrasında yaptığı açıklamada “İnşallah zamanla bu diğer bölge ülkelerini de kapsayacak şekilde gelişecektir” dedi. (Sabah, 11 Haziran 2011)
3.) Davutoğlu, Washington’da kendisiyle röportaj yapan gazeteci Jackson Diehl’e “Osmanlı milletler topluluğu” hedefini anlattı: “İngiltere eski sömürgeleriyle bir milletler topluluğu halinde, neden Türkiye eski Osmanlı topraklarında, Balkanlarda, Ortadoğu ve Orta Asya’da yeniden liderlik kurmasın?” (Washington Post, 7 Aralık 2010)
Davutoğlu’nun 2001 tarihli “Stratejik Derinlik” kitabından başlayarak bu konuda sayısız demecine rastlamak mümkün. Biz son iki yıldan üç demeçle yetinelim.
“ALT BÖLGESEL DÜZEN” KURMA GÖREVİ
Gelelim bu görüşlerin ne kadar yerli olup olmadığını sorgulamaya.
Ancak biz yorumlamayalım, bizzat Davutoğlu yanıtlasın sorumuzu: “ABD ile Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, enerji güvenliği konularına ilişkin yaklaşımımız neredeyse aynıdır. O yüzden ABD ile ilişkilerimizde önümüzde altın bir işbirliği dönemi var. Türkiye, küresel yeni düzene, çevresinde alt bölgesel düzenleri yeniden kurarak katkıda bulunacak ve bu da soğuk savaş sonrasının yenidünya düzeni olacaktır.” (Anadolu Ajansı, 21 Mart 2009)
Danışman Davutoğlu’nun bu vaadinden hemen sonra Dışişleri Bakanı olarak atandığını da belirtelim!
Davutoğlu’nun ABD adına “alt bölgesel düzenler kurma” görevini tarif ettiği bu vaadinden sonra, lütfen yukarıya çıkın ve “yeni Osmanlıcılık” demeçlerini yeniden okuyun. Ve o demeçlerin ne kadar yerli olup olmadığına karar verin.
ABD’NİN ORTADOĞU’DAKİ ÖZENDİRİCİ MODELİ
Obama ile birlikte ABD’nin Türkiye’yi “model ortak” ilan ettiğini biliyoruz. Ancak ABD’nin AKP Türkiye’sine verdiği isimler bununla sınırlı değil.
Örneğin Amerikan – Türk Konseyi Başkanı James Holmes, “Türkiye’nin Ortadoğu’da özendirici model olabileceğini” belirtiyor. (Akşam, 8 Şubat 2010)
Örneğin “Center for American Progress” uzmanı Brian Katulis raporunda “ABD’nin Ortadoğu ajandası için Türkiye’ye ihtiyacı var” diyor. (Atlantic Community, 23 Kasım 2009)
Örneğin New York Times’ın eski Ortadoğu büro şefi Stephen Kinzer, “Türk diplomatları Amerikalıların gidemediği yerlere gidebiliyor, konuşamadıkları gruplarla konuşup onların yapamadığı anlaşmaları yapabiliyor” diyor. (Guardian, 15 Haziran 2010)
Amerikalılar AKP’yi Şam – Tahran bağını koparması için Suriye’yle yakınlaştırdıkları dönemde Türkiye’ye “kolaylaştırıcı”, İran’la uranyum takası sırasında ise “yumuşatıcı” ismi veriyorlar!
GÖREVLİLERİN HAZİN DURUMU
“Yeni Osmanlıcılık” sözlerinin aslında Büyük Ortadoğu Projesi’ne taşeronluk yapan AKP’nin İslamcı taban üzerine örttüğü perde olduğunu, en iyi AKP’ye bu görevi veren Amerikalılar biliyor.
O yüzden de Davutoğlu, Wikileaks’in yayımladığı bir ABD kriptosunda “Neo-Osmanlı İslamcı fantezilerde kaybolmuş” diye niteleniyor!
Yani görevi veren, görevliyle yeri geldiğinde eğleniyor!
Yorum Gönder