Siyaset, toplumsal rahatsızlıkları..
Tababet ise bireysel hastalıkları iyileştirmek içindir!
Hekimliğin ilk kuralı hastaya zarar vermemektir!
Siyasetin ise böyle bir kuralı yoktur.
Siyasetçi düzelteyim derken, topluma da bireye de..
Ve elbette hekimlere de zarar verebilir.
Gaziantep’te hasta yakını tarafından öldürülen Dr. Ersin Aslan popülist siyasetin zehirli meyvesidir.
***
Türk Cerrahi Derneği (TCD) bir süre önce benzer bir darp olayı üzerine Sağlık Bakanlığı’na çağrı yapmıştı.Ama artık Dr. Arslan için de 4 aylık hamile eşinin karnındaki çocuğu için de çok geç…
Çünkü..
“Sağlıkta Dönüşüm” gerekçesiyle hekimlik mesleğinin genetiği ile oynandı.
Devletin en yetkililari, “İğne bile yapamazlar!”ya da “Elinizi hastaların cebinden çekin!” türü beyanlarla hastaları ve yakınlarını hekimlere karşı açıkça kışkırttılar.
Yurtdışından yabancı hekim “ithal” edileceği hükme bağlandı.
Sonuçta hekimler hastalarının gözünde kuşkulu şahıslar haline geldi.
Türk Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu’nun, “Sağlıkta Dönüşüm planını halka benimsetmek uğruna hekimler günah keçisi yapıldı!” teşhisi yerindedir.
İktidar, mesleki özerklik ve iş güvencesi isteyen hekimleri dize getirmenin yolunu onları “paragöz muhteris” ilan etmekte bulmuştu.
Umalım ki 80’lik dedesinin emekli maaşına göz koyan paragöz torunun işlediği bu cinayet iktidarı “sağlıkta dönüşüm” üzerine düşünmeye sevk etsin!
Yumurtanın Erdemi
Ege Üniversitesi’nden iki öğrencinin
Başmüzakereci ve AB Bakanı Egemen Bağış’a yumurta atma davası İzmir’de başladı.
Öğrenciler yumurta ile birlikte slogan atmaktan yargılanıyor.
“AKP def ol üniversiteler bizimdir!” sloganının yaralama ve hakaret sayılması için bu kamu davasına Bakan Bağış da “müdahil olarak” katılıyor.
Böylece yumurta atan öğrencilerin içeri tıkma konusuna Türkiye’nin AB’ye girmesinden daha fazla önem verdiği de ortaya çıktı.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’ya da yumurta atılmıştı.
Yumurta atılma anını görüntüleyen kameraman ödül kazandı.
Ödülü düzenlenen törene katılan Kuzu ödülü bizzat verdi.
Ayrıca öğrenciler için de yargıya başvurmadı.
Önceki gün Çankaya Üniversitesi’ne konferansa gitti.
Konuşmasına “yumurtalar hazır mı?” diye başladı.
Salon kahkahaya boğuldu...
Protestonun belli sınırlarda bir hak olduğunu anlattı.
Yumurtalı protestoların yumurta fiyatlarını yükselttiğini, bu yüzden seçmeli olmak gerektiğini anlattı.
Uzun uzun alkışlandı.
Konferans sonunda öğrenciler kendisine bir sepet yumurta armağan ettiler.
Yumurta ile her şey yapılıyordu.
Buna bir de siyasetçi çapı ölçme olanağı da eklendi!
Sık sık değindiğimiz üzere..Siyasetimizin en büyük eksiği mizahtır.
“Parti içi demokrasi eksiği” bile mizah yoksunluğundan sonra gelir..
Zaten sağlam bir mizah altyapısı olsa lider sultası mümkün olur muydu?
İçişleri Bakanımız İdris Naim Şahin Bey, bu eksiği belli ki fark etti.
Liderinin onca metin yazarından aldığı yardıma rağmen “sıfır mizah”la yürüttüğü siyasetinin eksiğini kapatmaya uğraşıyor.
Taziye ziyaretinde davul çaldırıyor...
Sevindiğini söyleyen vatandaşa,
“Ne malum, oyna ve takla at da göster!” diyor.
İşin tuhafı vatandaş da söyleneni yapıyor.
“Böyle bakana, böyle vatandaş!” diyen okurlarımız var.
Bunlar Sayın Bakanı fazla ciddiye alıyorlar...
Tıpkı, “Telefonlarımızı dinletiyor” diyen BDP’liler gibi...
Artık görmek gerekiyor..
İdris Naim Bey’in asıl görevi kendine özgü “mizah”.
Bakanlık bir tür hobisi.
Politikacıların yüzde 90’ı geriye kalan yüzde
10’un adını lekeliyor.
HENRY KISSINGER
Yorum Gönder