Peygamberimizin kızını kimler öldürdü? - Rıza Zelyut

Peygamberimizin kızını kimler öldürdü? - Rıza Zelyut
Peygamberimiz Hazret-i Muhammed'in yaşayan tek çocuğu; Hatice Anamızdan olma Fatıma'dır. Kendisi; Ehl-i Beyt'in, yani Peygamber Ailesi'nin sürdürücüsü sayılır. Peygamberimiz bu kızını, kendisine bakıp büyüten amcası Ebu Talib'in oğlu Ali ile evlendirmişti. Hazret-i Peygamber Hakka yürüdüğünde, daha naaşı ortada iken Ömer'in  olupbittisi ile Ebu Bekir halife ilan edildi.  Halbuki Hazret-i Peygamber  Veda Haccı'ndan dönerken Gadir-i Humm'da; kendisinden sonra İslam toplumunun velisi (önderi) olarak Hz. Ali'yi açıkça göstermişti. Ömer de bunun üzerine gelip Ali'yi kutlamıştı.
Lakin Peygamberimizin maddi varlığı ortadan çekilince  Arapçı çizgideki yağmacı kabile şefleri, onun vasiyetini çiğnediler. İşte bu yanlışa karşı hem Fatıma Anamız hem de Hz. Ali direndiler; Ebu Bekir'e biat etmediler. Bunun üzerine Ömer; yanına yeğeni Kunfuz'u; Halit bin Velit'i ve birkaç kabadayıyı daha alıp Fatıma'nın evini bastı.

OKUYUN OKUYABİLİR İSENİZ

Gelin, bundan sonrasını Hz. Ömer'in Muaviye'ye yazdığı meşhur mektuptan okuyalım:
'Hz. Fatıma'nın cariyesi Fizze'ye dedim ki: 'Ali'ye de ki: Hz. Ebu Bekir'e biat etmek için dışarı çıksın çünkü Müslümanlar ona biat etmişlerdir.'
Fizze: 'Hz. Ali meşguldür.' dedi.
Dedim ki: 'Bu sözleri bir kenara bırak, ona de ki, dışarı çıksın; aksi takdirde içeri girip onu zorla çıkarırız.'
Bu sırada Fatıma odadan çıkıp kapının arkasında durdu ve şöyle dedi: 'Ey yalancı sapıklar! Ne diyorsunuz? Ne istiyorsunuz?
Dedim ki: 'Ey Fatıma!'
Fatıma: 'Ey Ömer ne istiyorsun?' dedi.
Dedim ki: 'Neden amcaoğlun seni cevap vermek için göndermiş ve kendisi perdenin arkasında oturmuştur?'
Dedi ki: 'Ey şaki (bedbaht)! Senin azgınlığın beni evimden dışarı çıkardı; hücceti sana ve diğer her sapığa tamamladı.'
Dedim ki: 'Bu boş sözleri ve kadın hikayelerini bir kenara bırak; Ali'ye de ki dışarı çıksın; aramızda hiçbir dostluk ve ihtiram yoktur.'
Fatıma dedi ki: 'Ey Ömer! Şeytanla mı beni korkutuyorsun? Oysa ki şeytanın hizbi güçsüzdür.'
Dedim ki: 'Eğer dışarı çıkmazsa, ya çok odun getirerek bu evi içindekilerle yakacağım veya Ali sürüklenerek biate götürülecektir.'
Bu sırada Konfoz'un kırbacını alıp ona vurdum ve Halid bin Velid'e de 'Sen ve adamlarımız odun getirin, ben onları yakacağım.' dedim.
Fatıma dedi ki: 'Ey Allah'ın düşmanı! Ey Peygamber'in düşmanı, ey Emir'ül - mü'minin Ali'nin düşmanı!'
Fatıma elleri ile kapıyı tutup onu açmama mani oluyordu; derken onu bir kenara ittim, yine bana mani olmaya çalıştı, bu defa kırbaçla onun ellerine vurdum, onu incittim, onun inilti ve ağlamasını duydum; neredeyse yumuşayacaktım ve kapıdan geri dönecektim. (...)  bu esnada kapıya bir tekme vurdum, Fatıma ise kapıya yapıştı; öyle şiddetle bağırdı ki Medine'nin alt üst olduğunu zannettim.'
(Kaynak kitap: Hz. Fatıma; Yazan: Prof. Dr. Haydar Baş, İcmal Yayıncılık, sayfa: 365-366)
Hamileliği ilerlemiş olan Fatıma Ana; işte  burada yediği dayakla çocuğunu düşürmüş, kendisi de kısa bir süre sonra genç yaşında vefat etmiştir.
Peygamberimizin kızına Ebubekir-Ömer ikilisinin yaptığı diğer haksızlıkları merak edenler; bu kitaba baksınlar.
Diğer önemli bir kaynak da şudur: 'Örnek İslam Kadını Hazret-i Fatıma, Yazan Ayetulluh İbrahim Emini, Ensariyan Yayınları'

MUTLULUK ÇAĞI MI?
Yine İslam kaynaklarında yer alır ki; Peygamberimiz hasta iken 'Bana bir kağıt getirin; size bir vasiyette bulunayım ki benden sonra yanlış işler yapmayasınız!' buyurmuş ama orada bulunan Ömer; 'Kendisini hastalık illeti sarmış; onun vasiyette bulunması doğru olmaz.' diyerek buna bile engel olmuştur.
Bu dönemdeki haksızlıklar yüzünden Ebu Bekir dışındaki üç halife de cinayete kurban gitmiş; oluk oluk kan akıtılmıştır. 'Asr-ı Saadet' (Saadet Çağı) diye kutsanan o hilafet dönemi; Hz. Muhammet'in insancıl düzeninden kopuşun başladığı dönem olmuştur. Yağmacılığı İslam diye kılıç gücüyle yayan bu  yanlışlara direnenler de acımasızca katledilmişlerdir. Bunun ilk ve en büyük şehidi de Fatıma anamız olmuştur.
Ama bugün Kutlu Doğum haftaları düzenleyip işi ilahi okumakla geçiştirenler; bu zulmü asla dile getirmezler. Çünkü saltanatları taaa bu zulme dayanır.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget