Türkiye’nin onlarca sorunu var. Ama sanki en önemlilerinden, hatta en önemlisi enerji. Her yıl on milyarlarca dolar doğalgaza, petrole ve diğer enerji kaynaklarına gidiyor. Cari açığın en önemli nedeni de yine enerji. Tıpkı büyümenin önündeki en büyük engel gibi! Ama bu durum kimin umurunda ve kamuoyunun ne kadar ilgisini çekiyor? Hükümetin nükleer santraller konusundaki kararlılığı ve ona olan tepkiler olmasa, bu konudaki gelişmelerden hiç haberdar olmayacağız. Ayrıca olunsa da ne kadar duyarlılık gösteriliyor o da ayrı bir konu!..
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’ndeki Genç Bakış’ta, önceki gece bu konuyu ele aldık. Münazara gruplarının başında, bu kez, konunun uzmanı koçlar da vardı.
İşte programdan satır başları:
Nükleer olmadan, olmaz!
EVET TAKIMI: Prof. Dr. Osman Sevaioğlu (ODTÜ öğretim üyesi), Oğuz Çomakoğlu (Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencisi),
Muhammet Türkmen (Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencisi)
- Enerji bir ülkenin geleceğini ilgilendirir. Elektrik olmadan yaşam olmaz. Dağ başında tavuk yetiştirip, kuyudan su çekerek yaşamanın devri geçti. Her şey elektriğe bağlı.
- Nükleer enerji Türkiye için bir zorunluluk. Enerji ihtiyacı her sene büyüyor. Çok fazla alternatifimiz yok. Kömürü istemiyoruz, doğalgazdan herkes şikâyetçi. HES’lere de herkes karşı. Rüzgâr ve güneş enerjisinin hepsini kullansak dahi ihtiyacımızı karşılayamayız.
- KYOTO Protokolü’nde bahsedilen gazların salınımı açısından en temiz, sürekli ve yüksek verimli bir enerji kaynağına ihtiyacımız var. Bu da nükleer santral.
- Şubat ayında TEİAŞ’ın elektrik santralleri birkaç dakikalığına devre dışı olduğu için o gün o saatte arz talep dengesi bozuldu. Devreye girecek yedek santral bulunamadı ve birkaç dakika yüksek fiyatlı enerji santralinin elektriği kullanıldı. Eğer bir nükleer santral olsa bunlar olmazdı.
- Nükleer santral ile 22 milyar dolar döviz rezervi gelecek ve cebimizden 5 lira çıkmayacak.
Atığı bile kullanılıyor
- Nükleerin atığı bile yüzde 94 oranında tekrar kullanılabiliyor.
- KYOTO protokolü bu ülkenin kömürlerine kurulan idam sehpasıdır. Bunu imzalamamız için çok büyük imkânlar almamız gerekirdi. Hiçbirini almadık.
- Türkiye’deki tüm ampulleri tasarruflu ampullerle değiştirdiğimizi düşünün; 15 milyar KW saat tasarruf yaparız. Bu ancak, bu seneki enerji talep artışını karşılar. Seneye ne yapacaksınız?
- Biz cari açığımızın yarısını enerji için harcıyoruz. Rusya’yı, İran’ı zengin etmek yerine Türkiye’ye döviz akışını arttırarak cari açığımızı azaltmamız gerek.
- Neden başkası için tehlikeli olmayan bizim için tehlikeli? Paris’i 55 milyon turist ziyaret ediyor ve 4 tane nükleer reaktör var. Onların turistine bir şey olmuyor da bizimkine mi olacak?
- Biz nükleerde ilk treni kaçırdık. Gelişmiş ülkeler, gelişmiş reaktörlere sahipler. Şimdi ikinci tren geldi, bu treni kaçırmamalıyız. 1998’de treni kaçırmasaydık o anki en kötü teklifte bile şu an enerji tasarrufunda yüzde 40 oranını yakalamıştık.
Nükleer siyasi tercih
HAYIR TAKIMI: Koç: Musa Çeçen (Elektrik Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı), Aykut Hocaoğlu (Elektronik ve Haberleşme Bölümü öğrencisi), Gökhan Güler (Mimarlık öğrencisi)
- Türkiye’de nükleer santral kurulmamalı çünkü bizde güvenlik kültürü yok.
- Türkiye’de nükleer santral dayatması teknik bir ihtiyaçtan değil, siyasi bir tercihten kaynaklanıyor.
- Tüketim çılgınlığı yüzünden üretim çılgınlığına da bulaştık. Sürekli enerji üretimine çalışıyoruz. Bunun sonu nereye varacak? Neden enerji üretimini arttırmak yerine tüketimimizi azaltmıyoruz?
- Binalar doğru tasarlanmıyor ve konutlarda enerjinin yüzde 40’ını harcıyoruz. Eğer doğru binalar tasarlanırsa bu oran yüzde 20’ye düşürülebilir.
- Sanayide üretim esnasında açığa çıkan ısıyı dışarı vermek yerine çevredeki konutların ısınması sağlanabilir ama yapamıyoruz.
Daha pahalı olacak!
- Toplum, ‘bunu kabul etmezseniz enerjisiz kalacaksınız’ diyerek, şişirilmiş rakamlarla ikna edilmeye çalışılıyor.
- Şubat 2012’de elektrik fiyatları 1 saatte 20 kuruştan 2 liraya çıkarıldı. Bunlar mı güvenli santral kuracaklar?
- Elimizde nükleer enerjinin ucuz olmadığını söyleyen Sayıştay raporu var.
- Bu nükleer santrallerin zararlı olduğunu anlamanız için daha kaç Kazım Koyuncu feda edeceğiz?
- Yıllar sonra doğadan korunmaya başlayacağız. Çocuklarımızı kırlara bahçelere çıkaramayacağız. Yaşanır mekânlar üretsek daha iyi değil mi? Bu kadar para hırsı niye?
- Küreselleşen sermaye güçleri bizi tüketim çılgınlığıyla beraber nükleer enerji noktasına getirdi.
- Bizim küresel sermayeye değil Türk halkına hizmet eden bir enerji politikasına ihtiyacımız var.
Anket sonuçları?
Münazara boyunca üç farklı anket yaptık. Tartışma başlamadan yapılan ilk ankette yüzde 39 evet, yüzde 61 hayır çıktı. İlk iki turda da sonuç bir iki puanlık değişim gösterdi. Finalde ise “evet”çilerin oyu yüzde 42’e yükseldi. Yani biraz daha iyi anlatılsa ve güven uyandırılsa, hayırcıları yakalayabilecek duruma gelebilinirdi.
Özetin özeti: Hükümet ille de nükleer santral diyorsa, bunu kamuoyuna en iyi şekilde anlatması gerekiyor...
Yorum Gönder