Kanuni’nin imamı - Melih Aşık


Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen “Nazi zulmünden kaçan Yahudi kökenli Alman ve Avusturyalı bilim insanlarının Türk üniversitelerinin çağdaşlaşma sürecine katkıları” konulu konferansa değinmiştik dün... Üniversite tarihimizle birebir ilgili bu toplantıya bizim YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı ve İstanbul Üniversitesi’nden kimsenin katılmamasını garipsemiştik.
Neydi bu soğukluğun sebebi? Acaba “Yahudi” bilim adamlarından söz edilmesi mi?
Bir dostumuz,
- Bu soğukluğun bir sebebi de Atatürk’ün büyük başarısına işaret ediyor olmasıdır bence, dedi...
Nazi zulmünden kaçan Alman ve Avusturyalı akademisyenlerin Türkiye serüveni hem üniversitelerimizin tarihinde bir büyük sayfadır hem kendileri açısından yarı trajik birer romandır... Kiminin Yahudi, Hıristiyan ya da ateist olması önem taşımaz. Çağın bilim ve düşüncesini ülkemize taşımaları ve üniversite tarihimizde yer almaları önemlidir. Naziler bu sığınmacı bilim adamları için türlü çeşitli dedikodu üretmiş, onların yerine saf kan bilim adamı göndermeyi önermiş, bir ara hepsini geri istemiş, türlü baskılar yapmışlardır. Türkiye Hitler’in tüm baskılarına göğüs germiş, onları korumuştur. YÖK ve üniversiteler işte bu tarihe sırt çeviriyor...
* * *
Bahçeşehir’deki konferansta konuşan ABD Büyükelçisi Ricciardone anlattı...
Kanuni Sultan Süleyman büyük bir camiye baş imam tayin edecektir.
Seçeceği kişideki özellikleri ilan eder...
Bu kişi yalnız Kuran’ı değil İncil ve Tevrat’ı da bilecektir.
Matematik ve fizikten de anlayacaktır...
Kanuni’nin dünya görüşü bugünkülere ders olur mu? Pek olmuyor galiba...

RTÜK’ün AKP’li üyeleri Hitler’li reklamı yayınlayan kanallara yaptırım uygulanmasına karşı çıkmış.
Diktatör sevgisinin doğal bir tezahürü olsa gerek...


TBMM’ye “Alman modeli” geliyormuş.
Yetmez... O model yargıya da gelsin de Deniz Feneri gibi davalarda komedi yaşamayalım...
Haldun Ertem

Size de çıkabilir!
28 Şubat soruşturması Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e kadar uzanabilirmiş... Çünkü Özel o dönemde tuğgeneral rütbesiyle Kara Kuvvetleri İç Güvenlik Harekat Daire Başkanlığı görevini yapıyormuş. Derken AKP Tokat Milletvekili Zeyid Aslan’ın sözleri geçiyor ajanslardan:
“28 Şubat’ın Batı Çalışma Grubu ile sınırlı kalacağını sanmıyorum. Çünkü bu iş sadece askeri ayakla yürümedi. Bu işin basın ayağı var, iş dünyası ayağı var, siyaset ayağı var, sivil toplum ayağı var...”
Televizyonlarda yargılanması gereken! gazetecilerin adları veriliyor... Bir yandaş yazar cumhuriyet mitinglerinin soruşturulacağını müjdeliyor. Atatürk’e kadar uzanmalı tabii yargılama.. O da İstanbul hükümetini askeri ayaklanma ile devirmedi mi?
Amaç artık çok açık... Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi kesimi korkutup susturmak... Yeşil devrimi rahat rahat başarıya ulaştırmak...
O yüzden bütün bu çalkalamalar...

Irak’a da sarktık
Ankara Suriye’den sonra Irak’ın içişlerine karışmaya da teşne görünüyor...
Barzani ile görüştükten sonra Başbakan Erdoğan diyor ki:
“Irak’taki gelişmeler pek de hayra alamet değil. Özellikle mevcut başbakanın gerek kendi koalisyon ortaklarına olan davranışları gerekse Irak’taki yapılanma içerisindeki ben merkezli adeta şartları zorlayıcı yaklaşımları Irak’taki gerek Şii grupları, gerek sayın Barzani’yi ciddi manada rahatsız etmektedir. Bunlar bu süreci olumsuz etkilemektedir...”
Başbakan Irak hükümetini PKK’yla mücadele etmediği için eleştirebilirdi. Bunu yapmıyor. Başbakan Maliki’nin koalisyon ortaklarına davranışlarını eleştiriyor...
Nedir mesele?
İran, Afganistan’dan Fas’a kadar bir Şii kuşağı oluşturmaya çalışırken... Müslüman Kardeşler aynı hatta bu kuşağa karşılık bir Sünni kuşak oluşturma savaşında. Türkiye bu mücadelede, kendisini hiç ilgilendirmediği halde, Sünni gruplar lehinde siyaset yapıyor. Suriye’nin Müslüman Kardeşler eline geçip geçmemesi bu kuşak üzerindeki kavganın sonuçları açısından çok önem taşıyor.
* * *
Bir kara mizahlık durum da şu... Bir yandan ülkemizde askerler meşru iktidarı darbeyle devirmeye çalıştıkları için yargılanırken.. Bir yandan da AKP iktidarı Suriye’de meşru devlet başkanını devirmesi için illegal gruplara destek oluyor. Bu arada Başbakan Türkiye saldırıya uğrarsa NATO’nun yardım etmesi gerektiğini söylemekte. Emekli diplomat Onur Öymen “Eğer karşı taraftan Türkiye’nin tahriki sonucu bir saldırı gelirse NATO’nun harekete geçmesinin zor olduğunu” anımsatıyor. Ankara’nın Suriye politikası topallıyor...

MHP’li Oktay Vural, “Hüseyin Çelik ABD’nin
borazanı gibi” demiş.
Soru: Bu cümledeki gereksiz sözcük sizce hangisidir?
Fahrettin Fidan


Elif Eral
Hollanda Başbakanı Rutte, Abdullah Gül’le görüşmeye bisikletle ve korumasız gitmiş.
Bize uymaz... Bizim halk sırtına binmeyen adama saygı duymaz...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget