Gündem zehir tadında iken tatlı konuşmak nereden mi çıktı?
Pasta tutkusu olan, biri ODTÜ mezunu elektronik mühendisi, diğeri Boğaziçi Felsefe çıkışlı iki genç kadınla tanıştım da ondan!
Duygu Ayaz ve Ekin Tüzün Fıratlı tutkularının peşini bırakmamış iki insan. Duygu, Koç Üniversitesi’nde bedenin protein ağının kanser üzerindeki etkileri üzerine ciddi bir biyoenformatik masterı yaparken bile onu asıl mutlu eden şeyin pastacılık olduğunu unutmamış. Mutfak Sanatları Akademisi’nde gastronomi eğitimi almak için para biriktirmeyi sürdürmüş.
Ekin de aynı şekilde felsefenin derinliklerinde gezinirken tüm projelerde kendini pastacılık üzerinden gerçekleştirmeyi düşlemiş.
Sonuçta iki genç kadın hayal gücünün sınırsız olduğu yemek alanında eğitim almanın bir yolunu bulmuşlar. Şu anda Mutfak Sanatları Akademisi’nin staj programı kapsamında ekmek, pasta ve çikolatada dünyanın iki büyük şirketinden biri olan Puratos’un İstanbul’daki tesislerindeler.
Türkiye’nin en iyi pasta şeflerinden Ramazan Usta, pasta yapmanın bir matematik işi olduğunu söyleyerek iki stajyerine destek veriyor.
Matematik ve pasta... Gramlar, kilogramlar, litreler... (Matematik dersinde ölçmeyi ilkokul çocuklarına kek yaptırarak öğretseler diyorum içimden...)
***
Ramazan Usta yaptığı işin hem matematiğine hâkim, hem de felsefesine. O sadece bir pasta şefi değil, aynı zamanda bir sosyolog gibi toplumsal dönüşümü izliyor. İnşaat sektöründe 1+1’e olan talebin artışı bile Ramazan Usta için pasta tüketiminde izdüşümü olan, izlenmeye değer bir gelişme. Kaldı ki insanlar giderek daha fazla Starbucks türü kahvelerde buluşunca eve pasta alanlar azalıyor. Pastaların boyutları da küçülüyor.
Pastacılık yaratıcılığın üst düzeyde olduğu, sınırları aşan bir sanat. Pasta süslemelerinde bazen ressamlık, bazen de heykeltıraşlık gerek. Bu işin olmazsa olmazı ise yaratıcılık.
İşte tam da bu noktada ve tatlı tatlı konuşurken “Muhafazakâr sanat olur mu?” tartışması geliverir aklınıza ve sorarsınız: “Peki muhafazakâr mıdır, yoksa devrimci midir bu pastacılık sanatı?”
“Bizim sektörde üretici muhafazakârdır, ama tüketici devrimcidir” diyor Ramazan Usta. Üretici tedbirli, ama tüketici her türlü yeniliğe açık...
Ramazan Usta ve öğrencilerine göre Türkiye’de ayrımcılık girmemiş tek sektör pastacılık. İyi bir pasta olsun, herkes aynı pastayı yer. Pastanede ayrımcılık yoktur!
Bu keyifli söyleşiyi noktalarken aklınızın ille de İtalyan pastası tiramisunun amarettolu olanına gitmesinin âlemi yok elbette... Ne de olsa tiramisunun alkollü olması şart değil!
***
Yaptığı işi seven mutlu insanlarla karşılaşmak güzel bir duygu. “Çalışırken saate bakmıyoruz” diyor Ekin. Bir Çin atasözünün dediği gibi, sevdiğiniz işi yaparsanız, hayatınızda bir gün bile çalışmış olmazsınız...
Yorum Gönder